35 -Çikolatalı Süt Pijamalı Kız-

1K 52 30
                                    

Tuğçe

Göz kapaklarım benden bağımsızca yavaş yavaş aralanmaya başladı. Dün geceden kapatmayı unuttuğum güneşlik nedeniyle, camdan içeri giren ince ama keskin ışık gözüme vuruyordu. Sağ kolumu gözlerimin üzerine siper ettim ve boşta kalan elimle üzerimdeki örtüyü kenara attım. Hızlıca yataktan kalkıp çalışma masamın kenarında duran saate gözlerimi kaydırdım. 09.20, üstelik bugün Cumartesi!

Sıkıntıyla derin bir nefes verdim ve yastığımın altına koyduğum telefonuma uzandım. Tuş kilidini açmamla beraber Zeynep'ten gelen mesajlara maruz kalmam bir oldu. Bugün Haziran'ın dokuzu, dün sekiziydi. Tamam, hatırladım! Cem Belevi'nin yeni şarkısı çıkacaktı sanırım. Kendime gelebilmek için esneyip mesaj bildirimin üzerine tıkladım ve hepsini okumaya başladım. 

Zeynep: Yedi Düvel çıktı!

Zeynep: Çıktı diyorum Tuğçekuşum yedi düvel çıktı!

Zeynep: Cem'in diyorum, şarkısı diyorum!

Zeynep: Alırsan aşkını benden geriye ne kalır?

Zeynep: Bilmem karanlığa sensiz nasıl alışılır? 

Zeynep: Aman, uyu sen! Sabah çıktı mesaj atmadım o güzellikten, şimdi attım ama bakma!

Zeynep: O değil ama mavi gömlek ne kadar yakışmış be! 

Zeynep: Eh, kimin idolü! 

Mesajların hepsini yok saymayı tercih edip olumsuz anlamda kafamı salladım. Mükemmel ötesi yatağımdan kalkıp seri adımlarla lavaboya ilerledim. Şu bir hafta iki gündür Berk ile görüşemiyorduk. Dün karnesini almaya okula bile gelememişti. Onun yerine ben almıştım. Bir akrabası hastalandığı için şehir dışına çıkmak zorunda kalmıştı ama ben şu zamandır onu iliklerime kadar özlüyordum. 

Lavaboya vardığım an hızla musluğu açtım. Buz gibi suyu ellerimde hissederken, suyu avuçlarıma doldurdum ve birkaç kere yüzümü yıkadım. Anca kendime gelirdim, bunu biliyordum. Musluğu kapatıp kafamı ağır ağır kaldırdım. Aynadaki yansımamı görmemle birlikte gülümsedim. Birbirine girmiş dağınık saçlarım, çikolatalı süt desenli pijamalarım ve çökmüş gözlerimin altı ile eşsiz bir görüntü oluşturuyordum. 

Ağzımdan derin bir nefes verdim ve saçlarımı düzeltme gereği duymadan mutfağa doğru ilerledim. Buzdolabının kapağını açıp bir çikolatalı süt çıkarttım. Dün akşam ani bir istekle aldığım ama sonra yemekten vazgeçtiğim zeytinli poğaçayı poşetten çıkarttım ve bir tane tabak alıp ona koydum. 

Bir elimde poğaça, diğer elimde çikolatalı süt ile salona doğru ilerledim ve orta sehpayı sürekli oturduğum tekli koltuğun önüne çektim, ardından koltuğa oturdum. Elimdeki tabağı sehpanın üzerine bırakıp çikolatalı sütü açtıktan sonra bir yudum aldım. Diğer elime poğaçayı aldığım an, bir veya iki ısırıktan sonra çalan kapı zili tüm keyfimi kaçırdı. Yaz tatilinde, sabah sabah hangi insan evladı benim evime gelirdi ki?

Poğaçayı ve çikolatalı sütü bırakıp ayağa kalktım. En azından eşsiz görüntümle kapıdaki kişiyi kaçırabilecek potansiyele sahiptim. Bu düşünceyle kendi kendime gülümsedim ve ulaştığım kapının kolunu kavradım. Derin bir iç çekip kapıyı açtım ve dudaklarımı araladım. 

"Daha Tuğçe kahvaltısını yapmadan onu rahatsız eden kuş beyinli kim acaba?" diyerek sitem ettiğimde gözlerim kapının önündeki görüntüye ulaştı. Sarı saçları alnına dökülmüş ve bana hem şaşkın, hem gülerek bakan Berk'e demek istemiştim... Bir saniye, çökmüş gözlerimin altı ve pijamalarım!

Sevgili Manyak |Tamamlandı.| (DÜZENLEME)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora