16 ~Tuzlu Kahve Meselesi~

2.3K 160 72
                                    

Matematikçi tahtada soruyu çözerken anlamamız için bir şeyler zırvalıyordu. Ama ben her zaman olduğu gibi hiçbir şey anlamıyordum. Bunun nedeniyse beynimin sayısal için ayrılmış kısmına oksijen gitmemesiydi. Ya da hiç öyle bir bölüm yoktu bilemiyorum.

"Sıkıntıdan patlamak üzereyim." diye fısıldadı Tuğçe Berk'e. Tabii bunu hemen duyan ben gülümsedim. Arkamı onlara döndüğümde Berk Tuğçe'nin kulağına bir şeyler fısıldamış ayağa kalkıyordu.

"Hocam bir şey sorabilir miyim?" Soru sorma cümlesini duyan Eren, hemen arkasını dönüp Berk'e baktı. Sanırım Zeynep olmasını tahmin ediyordu.

"Bakalım Berk'in potansiyeli nasıl." dedi gülerek.

"Şimdi siz bunları çözerken sürekli x i yanlız bırakıyorsunuz ya?" Matematikçi başıyla onayladığında Berk sözlerine devam etti.

"X yanlız kalınca korkmuyor mu?" Matematikçi Berk'e Eren'le takılmanı onaylamıyorum, Allah cezanı versin bakışı atıp Eren'e döndü.

"Hep senden öğreniyorlar bunları." dedi bıkkınlıkla. Eren gözlerini kocaman açıp matematikçiye döndü. Hadi bakalım, başlasın curcuna!

"Hocam ben ne yaptım şimdi?" Berk'i işaret edip gözlerini kırpıştırdı. "Hepsini şu başlattı!" Zeynep mallık yapmak istercesine ayağa kalktı ve elleriyle sınıfı yatıştırmaya çalıştı. Ama nafile, daha sınıfımızın bir başkanı bile yoktu!

"Hocam bu soruyu Berk'e ben sormuştum." dedi kahraman edasıyla. "O da sormuş işte, büyütmeyin bu kadar. Sizin göreviniz eğitim ve öğretim vermek, biz de öğrenmek istiyoruz." Eren gülümseyerek Zeynep'e baktı.

"İşte benim kardeşim!" Matematikçi gözlerini Zeynep'e çevirdiğinde öfke küpüne dönmüştü.

"Madem benim görevim eğitim ve öğretim vermek, haftaya yazılısınız! Sadece sen, Berk ve Eren. Anlaşıldı mı?"

"Sıçtık." dedi Eren fısıltıyla. Zeynep ise bu cevaptan sonra başıyla onaylayıp yerine oturdu. Ulan ciddi ciddi sıçtı bunlar!

"Geri zekalılar."

...

"Eren, bana da kahve alır mısın?" dedim yavru köpek bakışı atarken. Eren, ilk önce kantin sırasına sonra bana baktı.

"Kanka bir zahmet bana da alsana." Zeynep'in cümlesine gülerken parayı Eren'e uzattık.

"Paraya gerek yok, benden."

"Kanka sendense bana da alsana." dedi Alp gülerek. Eren ona dönüp alaycı bir gülümseme fırlattı.

"Bok iç sen. Hadi, ben şu ölümcül sıraya girip kahvelerinizi almaya gidiyorum."  Eren yanımızdan uzaklaştığında Berk alayla Alp'e döndü. İşte benim muhteşem arkadaşlarım!

"Kardeşim acaba deli hastanesine kapatılmayı nasıl başardın?" Hepimiz bu sorudan sonra hayvan gibi gülerken Zeynep ve Alp bize ay götüm bakışları atmakla meşgullerdi. Ciddi ciddi bunlar bunu nasıl becerdi?

"Üzerinde prens kostümü vardı ve beyaz at üzerinde mahalleyi turladığı için olabilir mi?" dedi Zeynep kaşlarını çatarak. Ardından hemen yüz hatlarını yumuşatıp Alp'e döndü ve yanağını sıktı.

"Hem çok tatlıydı benim prensim, dalga geçmeyi kesin." Alp gülümseyerek Zeynep'e döndü. Bunlar birbirini harbi tamamlamıştı. Eh, abimler kaldı bir tek.

Eren, elinde iki kahveyle sandalyeye oturup birini Zeynep'in önüne, birini benim önüme koydu.

"Buyurunuz hanımlar," dedi arkasına yaslanırken. Zeynep gülümseyip kahvesinden bir yudum aldı. Ama almasıyla püskürtmesi bir oldu.

"Bu ne lan?" dedi öksürürken. Bende büyük bir merak içerisinde kahveden bir yudum alıp geri püskürttüm.

"Lan ciddi ciddi bu ne biçim kahve!" Eren hayvan gibi gülmeye başlayınca bizim kafamıza yeni oturan tuzlu kahve meselesi geldi. Ulan Eren, bu biricik sevgiline yapılır mı be vicdansızın oğlu?

"Eren, geri zekalı mısın oğlum sen?" Eren, Zeynep'e tam cevap verecekken onu kolundan tuttum ve kendime çevirdim.

"Tuzlu kahve ne beyin kıvrımlarına tükürdüğüm yakışıklı? Madem canın tuzlu kahve çekti gel çiçek çikolatayla yapayım." Eren bana şaşkınlıkla bakıp gülümserken bizim tayfadan oo sesleri yükseliyordu. Tebriks kendim, tutamadım çenemi gene!

"Bu bir evlenme çağrısı mı?" dedi Tuğçe kahkahalara boğulurken. Ona ölümcül bakışlarımı yollayıp tekrar Eren'e döndüm. Hala elimin kolunun üzerinde olduğunu görünce çekmek istedim ama nafile. Eren elimi tutup gözlerimin içine bakmaya başladı. Vazgeçtim, kaçır beni yakışıklı!

"Şimdi sen diyorsun ki, gel beni iste yakışıklı? Doğru mu anladım acaba?" He canım he, çok doğru anladın! Öleceksin oğlum doğru anlamaktan!

"O yanlışlıkla ağzımdan çıktı." Ağzımda gevelediğim cümle sonrası elimi bırakıp sandalyesine yaslandı.

"Madem istiyorsun, akşam gelip babanla konuşayım."

"Malsın oğlum, liseliyiz daha ne evliliği?"

"Ben sözümü alayım," dedi tek kaşını kaldırarak. "üniversite bitince de hallederiz o işi." Normal değilsin yakışıklı.

...

"Bir şeyler yapsak mı?" dedi Alp Zeynep'in elini tutarken.

"Yok yapmayalım, çiçek çikolata alacağım daha." Eren'e öl yakışıklı, geber bakışlarından yollarken derin bir nefes aldım. Tuğçe ve Berk çoktan yanımızdan ayrılmıştı. Aptal aşıklar, tencere kapak gibi oldular.

"Biz kaçar o zaman." dedi Zeynep bir bana bir  Eren'e bakarken.

"Nişanınızda görüşürüz artık."

"Zeynep, uçarak mı gidiyorsun yoksa koşarak mı ben bilmem, ama git! Kaybol lan gözümün önünden!"

Alp ve Zeynep gülüşerek yanımızdan ayrılırlarken Eren bir şeyi ima eder gibi bana döndü.

"Evlensene benimle." Bir dakika, ne dedi bu çocuk bana? Allah'ım, şu dakika ölüyorum sanırım!

"Ne?" dedim şaşkınlık karışımı yüz ifademle.

"Ciddi ciddi söz ver bana. Hiç ayrılmayacağız ve ileride evleneceğiz. Olur mu?" Gülümseyerek Eren'e baktım. Başkası olsa bu cümleleri kurmazdı, kantinde söylediğimden faydalanmaya çalışırdı. Ama o, öyle bir insan değildi.

"Söz," dedim gözlerine bakarken. "söz veriyorum."

...

"Abi Allah aşkına şu iğrenç matematik ödevime yardım et!" diye bağırdım salona girerken. Beyin cerrahı olan Oğuz abim telefonunu koltuğa bırakıp bana baktı.

"Getir bakayım manyak." dedi gözlerini devirirken. Mutlulukla defterimi abime fırlatıp gülümsedim.

"Yirmi soru var, hiçbirini anlamadım." dedim yakınarak. Abim bana mal mal bakarken çalan kapı sesini kurtuluşum olarak ilan edip gülümsedim.

"Kapı!" diye malcasına bağırdım. Hızla ilerleyip kapı kolunu tuttum ve bir hışımla açtım.

Bir saniye, bu ne lan?

Ve son! Her zamanki gibi çok şahane olduğumu ve içinizden bana saydırmadığınızı biliyorum hatırlatmayın jdkemfk. Kendinize iyi bakın öpüyorum hepinizi, düşüncelerinizi belirtiniz lütfen. ^Yavru köpek bakışlı emoji^

Sevgili Manyak |Tamamlandı.| (DÜZENLEME)Where stories live. Discover now