''Öğleden önce çıkmış. Ben bir toplantıdaydım, çıktığını görmedim ama mesaj atmış. Daha sonra da aradım ama telefonu açmadı.''

Duyduklarımla kaşlarım çatılırken öne doğru eğildim. ''Nereye gitmiş peki? Kayra bir şey mi oldu?'' Kayra derin bir nefes aldı ve ellerini önünde birleştirdi.

''Nereye gittiğini ben de bilmiyorum ama bugün...'' dedi ve sustu. Merakla ona bakarken devam etmesi için bekledim.

''Ne oldu Kayra?'' Tekrar derin bir nefes aldı.

''Bugün sabah, Bahar'ın yanına Esra Bayrın gelmiş.'' Duyduğum isimle öfkem harlanırken yumruklarımı sıktım ve dinlemeye devam ettim.

''Bahar bana onun sık sık kendisini aradığını ama telefonlarını açmadığını anlatmıştı.'' Dedi ve bana baktı. Onu başımla onayladım. O kadının Bahar'ımı aradığını ben de biliyordum ama buraya gelebileceğini tahmin etmemiştim.

''Ne konuştuklarını bilmiyorum ama hoş bir konuşma olmadığına eminim!'' dedi üzgün bir sesle.

Hızla ayağa kalktım ve bir elimi sinirle saçlarımdan geçirdim. ''Hepsini mahvedeceğim! Yemin ederim onların hepsini mahvedeceğim Kayra!''

''Çağan-'' Cümlesini tamamlamasına izin vermeden hızlıca ona sarıldım.

''Ben gidip Bahar'ı bulacağım. Sonra görüşürüz.'' Başıyla beni onayladığında hızlı adımlarla odadan çıktım.

Arabama bindiğimde kısa bir an Bahar'ın nereye gidebileceğini düşündüm. Aklıma gelen yerle birlikte dudaklarımı buruk bir gülümseme yokladı. Arabayı çalıştırıp deniz kenarına doğru sürmeye başladım.

Arabayı park edip indim ve kayalıklara doğru yürümeye başladım. Bana sırdaş olan yaşlı ağacımın altında oturan Bahar'ımı gördüğümde hafifçe gülümsedim ve gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.

Yaralarımız da acılarımız da birbirimize benziyordu. Konuşmadan, duymadan anlayabiliyorduk birbirimizi. Yalnızlıklarımızı birbirimizin yanında unutup, birbirimizin sevgisinde dinleniyorduk. Yavaş adımlarla yanına gidip ben de sırtımı ağaca yasladım.

''Beni çok dinledi, şimdi seni de sessizce dinledi değil mi?'' Titrek bir nefes alıp bana doğru döndüğünde ilkbahar yeşili gözlerinde biriken yaşlar kalbime sanki bir bıçak sapladı. Ağladığını belli eden kızarıklıklar boğazımı sıkan bir el oldu sanki. Bana doğru yaklaşıp başını göğsüme yasladığında saçlarından yayılan kokuyu içime çektim derince ve saçlarına uzun bir öpücük bıraktım. Onu kendime biraz daha çekip sıkıca sarıldım. Belime sardığı eli üzerimdeki gömleği sıkıca tutarken başını göğsüme biraz daha yasladı.

''Bugün onlar için son kez ağladım Çağan.'' Dedi titreyen sesiyle. ''Bundan sonra hiçbiri için ağlamayacağım, onlar yüzünden üzülmeyeceğim.''

Bir elim saçlarını bulduğunda burnumu saçlarına yasladım ve derin bir nefes aldım.

''Onlar benim ailem değil Çağan, benim ailem sensin!'' Başını biraz yukarıya kaldırıp gözlerine baktım. Kızaran gözlerine küçük birer öpücük bırakıp dudaklarımı alnına bastırdım uzun bir süre. Kendimi biraz geriye çektiğimde bakışlarımı bakışlarına kenetledim ve bir elimi yanağına koyup fısıldadım.

''Benim ailem sensin Bahar'ım!''

..........&&&&&&........&&&&&.........

Gözlerimi açtığımda yattığım yumuşak yatak kaşlarımın hafifçe çatılmasına neden oldu. En son hatırladığım Çağan'la birlikte deniz kenarında konuştuğumuzdu. Bakışlarımı yanıma çevirdiğimde beni karşılaşan derin bir uykudaki Çağan'ın yüzü olmuştu. Yavaşça ona doğru dönüp ellerimi başımın altına koydum. Mavi gözlerini kapatan gözkapakları derin bir uykuda olduğunu belli edercesine hareketsizdi. Bir eli yastığın altında diğeri benim yastığımın üstündeydi. Koyu sarı saçları alnına dökülmüş, yaramaz bir çocuk havası vermişti. Gülümsedim. Başkalarına karşı mesafeli bir duruşu olsa da ailesinin yanında gerçekten de yaramaz bir çocuk gibiydi.

Mutluluk Baharı(YAYIMDA-TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin