Yoongi'nin yaptığı hareketleri kafaya takanın hali ortada. Mesela ben, en sonunda bana kafayı yedirtti. Kantinin kapısına doğru başımı çevirdiğim de jet hızıyla dışarı çıkan Namjoon'u fark ettim. Kollarımı Jimin'den ayırıp yüzüne baktım.

''Ben bir Namjoon'un yanına gideyim. Biraz sinirli görünüyor.''

''Tamam. Görüşürüz tekrar.''

Gülümseyip başımı olumlu anlamda salladım. Bahçeye çıktığımda Namjoon'u bulmam uzun sürmemişti. Karşısın da Yu Jin vardı. Adımlarımı hızlandırıp hemen yanlarına yaklaştım. Beni gördüklerin de ikisi de bir anda susmuştu. Benden dolayı susmaları sinirimi bozmuştu bu yüzden kaşlarımı çatıp Namjoon'a baktım.

''Ne oluyor? Beni görünce sustunuz.''

''Onu bana değil arkadaşına sor. Tabi arkadaş denirse buna.''

Namjoon'un sinirli çıkan ses tonu beni çok şaşırtmıştı. Anlamadığımı belirtircesine bakışlar attım ikisine de.

''Sorun ne Namjoon?''

''Sorun seni her defasında yalnız bırakıp Yoongi'nin götünün dibinden ayrılmayan Yu Jin'de.''

Ben şaşkınlığımı korurken Yu Jin cevap vermeye başladı.

''İkisinin de yanında olmaya çalışıyorum Namjoon. Hem niye bu kadar taktın sen Yoongi ile çıkmama.''

Namjoon'un cevap vermesini beklemeden elinden tutup basketbol sahasının yanına götürdüm. Belki bu duydukları hoşuna gitmeyecekti ama artık sormanın vakti geldi.

''Namjoon lafı dolandırmadan seninle açık açık konuşacağım. En son bizim evdeyken Jungkook'un sana attığı mesajı istemeden de olsa okudum. Kızın kim olduğunu az çok tahmin ediyordum ama gün geçtikçe daha da emin oldum.''

''Telefonuma gelen mesajımı okudun Eun Mi?''

Evet bu çok yanlış bir davranıştı ama iş işten geçti artık. Elimi saçlarımdan geçirip önümde ki saçları arkaya aldım.

''Yu Jin'i sevdiğini ne zaman söyleyecektin?''

''Bu konuyu burada bitirelim ve hiç konuşmamış sayalım.''

Sesinde ki ciddi tını daha fazla bu konuyu uzatmamam gerektiğini ima ediyordu bana. Sesim çıkmadan sadece başımı ''Tamam'' anlamında salladım. Namjoon yanımdam uzaklaşırken bende olduğum yere kendimi atıp oturdum. 

Arkamda basketbol topunun sesini duymamla o tarafa döndüm. Yoongi tepemde dikilmiş bana bakıyordu. Onu dövmemek için kendimi zor tutuyordum zaten birde tepemde dikilmiş duruyor. Derin bir iç çekip ayağa kalktım ve Yoongi'ye bakmadan yanından geçip gitmeye çalıştım ama olmadı Yoongi'nin sesi beni durdurmuştu.

''Ne o benden mi kaçıyorsun? Masaya geldiğinde de sürekli gözlerini benden kaçırdın.''

''Kaçmıyorum. Sadece seninle aynı yerde bulunmamaya çalışıyorum.''

''Sebep?''

''Malum hep temas gerektirecek hareketlerde bulunuyorum ve senin tiksinmene neden oluyorum.''

Sesim normalden biraz daha yüksek çıkmıştı. Yoongi'de elinde ki topu bir kenara fırlatıp eliyle saçlarını dağıttı. Ellerini göğüs hizasında birleştirip tek kaşını kaldırmış şekilde bakıyordu.

''Bana senden tiksindiğimi düşündüğünü söyleme. Temastan tiksiniyorum Eun Mi senden değil.''

Böyle söylüyordu ama benim yüzümden sürekli temas etmek zorunda kalıyordu. Tiksindiği bir şeye sebep olduğum için benden de tiksiniyordur. Elimden geldiğince gözlerine bakmadan konuşmaya çalışıyordum.

''Yu Jin'le öpüşürken tiksinmiyorsun benim yanlışlıkla sana dokunmam da bağırıp çağırıyorsun.''

''Ne öpüşmesi ya?''

Yüzüme boş boş bakıyordu ve bu beni daha da çok sinirlendiriyordu. Sesimi biraz daha yükseltip konuşmaya devam ettim.

''İnkar etme boşuna Yu Jin anlattı her şeyi ama doğru sen sadece sevdiklerine dokunurdun değil mi?''

Yoongi hızla yanıma yaklaştı. Yüzünde resmen öfke vardı.

''Eun Mi sinirlenmeye başlıyorum. Sana öyle bir şey olmadı diyorum boş boş konuşma.''

Yu Jin bana niye yalan söylesin ki? Bu zamana kadar bana yalan söylediğini hiç görmemiştim. Yoongi'nin benimle dalga geçme ihtimalini de düşünmüyor değildim.

''Her neyse olmuşsa da öyle bir şey beni ilgilendirmez. Gidip daha önemli şeyler düşüneceğim.''

''Mesela? Hoşlandığın çocuk gibi mi?''

Sahadan çıkmak için yürürken Yoongi'nin söylediğiyle tekrar ona döndüm.

''Aynen hoşlandığım çocuk gibi.''

''Hala kim olduğunu söylemedin?''

''Bu seni ilgilendirmez.''

Aslında en çok seni ilgilendiriyordu ama seni ilgilendirmez işte. Kurduğum cümleler bile kafayı yediğimin kanıtı bence. Ne diyeceğini ya da nasıl bakacağını önemsemeden hızla sahanın kapısına yöneldim. O sırada içeri Jimin'in girmesiyle yine dışarı çıkamayıp olduğum yerde kaldım. 

''Bende sizi arıyordum. Tek başıma canım sıkıldı, Hoseok'un da dersi yok bu gün biliyorsunuz.''

Jimin'e cevap vermek için ağzımı açtığım sırada arkadan Yoongi'nin söylediğiyle donup kaldım.

''Tabi ya. O çocuk Jimin.''

Oy vermeyi unutmayınn.....💜🙆

Düzenlemeden attım yazım yanlışlarım olduysa kusura bakmayın Öpüldünüzz...💜🙆

Side School  /Min Yoongi (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin