Bölüm 3

12.8K 460 106
                                    

MILK 

*Arkadaşlar bu bölümün neredeyse hepsi değişmiş o yüzden baştan okuyun  *
3. BÖLÜM 

Çeviri:Nieklaus

Kris duş aldıktan sonra yatağına oturdu, saçlarından akan su kaslarına damlıyordu; kızları delirticek şekilde.Biraz kestirmek için yatağına yattığında telefonu çaldı, yatağının kenarındaki masadan telefonunu aldı. Çalışanı aynı zamanda arkadaşı olan Chanyeol'un resmi telefonunda göründü. Ekranının yana kaydırdı ve açtı. 

''Ne var?'' Kris sordu.

''Bugün buluşacaktık. Bana unuttuğunu söyleme'' Chanyeol alay etti.

''Sikeyim buluşmayı!''KRis sinirlendi. ''İptal edildiğini söyle, çok yorgunum dinlenmem gerekiyor.''

''Ne çeşit bir patronsun sen?'' Chanyeol homurdandı. ''Huysuz gibisin. Neyin var?'' 

''Önemli birşey yok.''Kris cevapladı. ''Sabah birşeyler oldu hepsi bu.'' Konuşmanın burda sonlanmasını umarak tamamladı. 

''Tahmin edeyim.Biriyle çıkıyorsun değil mi?''

''Seni ilgilendirmez.'' Kris sert bir şekilde cevapladı. ''Bu kadar konuşma yeter uyumam gerekiyor.'' 

''Oh hadi ama Kris bende bir erkeğim.Rahatsız edilmek istemiyorsun çünkü birisiyle ilgilenmekle meşgulsün.'' Chanyeol onunla alay etti. ''Güzel mi? Güzel vücutlu? Yatakta iyi mi?'' (Burda hep she kullanıyo yani kız sanıyo salak gerçi Luhan benden güzel amk dsgsdf ) Kris sadece güldü. 

''Ben sen değilim. Sayın amigo.'' Kris sırttı. Chanyeol Kris'in ispanyol tavrına güldü. ''Uyuyacağım yarın görüşürüz.''

''Tamam görüşürüz!'' dedi Chanyeol. 

Kris telefonu kapattı ve masaya koydu . Kendini yatağa bıraktı. ''Sapık değil huh..'' Kris bir süre tavana baktı, yatağın yanındaki masaya elini uzattı ve şişeyi aldı, kapağını açtı ve kokladı. 

''Siktir.'' Kris duyduğu kokudan sonra küfretti. Tüm beyaz sıvıyı içti ve ardından dudağını yaladı. 

''Yarın için sabırsızlanıyorum.'' Sırıttı, boş olan yatakta elini gezdirdi. Gözleri yavaşça kapandı ve uykuya daldı. 

Luhan beceriksizce kapıyı açtı. Jessica'nın mutfağa bıraktığı sepeti aldı. Luhan annesini kontrol etmek istedi.Ayak uçlarında yürüdü, annesini uyandırmak istemiyordu.Luhan yatak odasının kapısını açtı hala uyuyordu. Annesini rahatsız etmek istemiyordu bu yüzden banyoya yürdü ve duş aldı. 

Bu sabah olan şeyler hakkında düşünmeye devam ediyordu. Çok güçsüzdü, güçlü olanın ona o tür şeyler yapmasına izin vermişti. Luhan duş alırken ağladı. O adamdan korkuyordu, daha önce kimse onu öpmemişti yada vücuduna dokunmamıştı, o adam ilk öpücüğünü çalmıştı. Luhan düşüncelerinin arasında kızardı. Ondan korksa bile onu tekrar görmek istedi. 'Bana neler oluyor?' diye düşündü Luhan ve eliyle yüzünü kapadı. Luhan temiz pijamalarını giydi uyumaya hazırdı. Yatağa yatar yatmaz uyudu.
Luhan birşey duydu gözlerini açmak istedi ama bunun için yatak fazlasıyla rahattı.Ama ses devam ediyordu, kulaklarında ses yükseldikçe rahatsız ediyordu, sabahı mahvolmadan önce bu rahatsız edici sesten kurtması için birşeyler yapması gerekiyordu. Luhan elini komidine attı ve alarmı kapattı. Odası tekrar sessizliğe kavuşmuştu. 

Bir kaç dakika sonra, yatağından kalktı yarı açık gözleriyle saate baktı. Saati gördüğünde gözleri kocaman açıldı. Luhan hızlıca kalktı ve mutfağa gitti, hızlıca kapıya koştu ve açtı. 

''Oh!'' Victoria'nın nefesi kesildi. Elini göğsüne bastırdı. ''Beni korkuttun''

''Anne.'' İç geçirdi. ''Ne işin var burada?'' Endişeli bir yüz ifadesiyle annesine yaklaştı.

''Acıktım ve sanada birşeyler pişirdim.'' Gülümsedi.

''A-ama beni uyandırabilirdin. Ben yapardım.'' Annesinin işine bakarken söyledi. 

''Tatlım sadece bana bunun için bir şans ver. Hala yorgun olduğunu biliyorum.'' Solgun görünümüyle gülümsedi. ''Ama anne.''

''Hayır hayır seni dinlemeyeceğim.'' Kıkırdadı ve neşeli bir şekilde söyledi.

''Sıkılmıştım, yatağına git ve hiçbirşey yapma son olarak işimi yapmama izin ver tamam mı?'' Oğlunun onu dinleyeceğini umdu, sadece bir kereliğine.

İşini yaparken onun yüzündeki endişeli bakışları gördü ve ekledi; ''Yemeklerimi özlemedin mi?Eğer öyleyse annen kötü hisseder.'' Başka bir yere baktı. (Duygulandım  ) 

''Hayır hayır ondan değil. Ben sadece..''Luhan iç geçirdi, laf dalaşında kazanamayacağını biliyordu. ''Tamam sen kazandın.''Gözlerini devirdi. ''Ama sadece bugünlük tamam mı?'' Victoria başını salladı ve onu alnından öptü.

''Benim için birşey yaparmısın?'' Yavru köpek bakışlarını kullandı. ''Kızarmış lapa.'' 

''Tabiiki.'' Güldü, oğlunun yanaklarını sıktırdı. ''Anne.'' Luhan iç geçirdi. ''Bu acıttı.'' Yanaklarını ovuştururken söyledi. Victoria sadece dil çıkardı. 

''Sebzeler için Jessica'ya teşekkür ettiğimi ilet tamam mı?'' Victoria sordu. ''İletirim.''

Luhan'nın annesi olarak iş yaptığı için mutluydu; o her zaman en iyisi olmak istedi belkide daha fazlası olmak, neredeyse her hafta hasta oluyordu vücudu dirençli değildi. Bazen bulunduğu durumdan dolayı kendini suçluyordu,bir anne olarak oğluna yapması gereken şeylere engel olduğu için.

Soğanları kesti ve Luhan'nın ona baktığını farketti. ''Ne var tatlım?'' Soğanları kesmeye devam etmeden önce Luhan'a baktı. ''Hiç birşey anne sadece düşünüyürodum.'' Annesi kurnazca gülümsedi. 

''Kız arkadaşın hakkında mı?''

''Anne benim hiç kız arkadaşım olmadı.'' Luhan kendini savundu.

''O zaman bunlar nasıl oldu?'' Luhan'nın boynunu işaret etti. 

Luhan boynuna dokundu ve kapının kenarındaki aynaya doğru koştu. Boynunda kıpkırmızı lekeler gördü ve kızardı. ''Nasıl oldu bunlar?'' Luhan tısladı. 

Aniden ona dokunan adam aklına geldi, ona yaptıkları film şeridi gibi gözünün önünden geçti ısırdığı yerler hala acıyordu. Luhan düşüncelerini uzaklaştırmak için başını salladı. 

''Ah..'' Victoria ellerini oğlunun beline sardı. Luhan ceylan gözleriyle ona baktı. ''Oğlum çoktan büyümüş.'' Bu yorum karşısında öfkeyle kızardı. 

''Kız arkadaşım yok demiştim.'' Victoria başını salayarak sırıttı. ''Yani.. bunu bir erkek mi yaptı?'' 

''Evet!Yani hayır! Olamaz!''Luhan hızla yanıtladı. ''Bunlar sivri sinek ısırığı merak etme.'' Victoria oan bunu-bir -bahane- olarak-görmüyorum surat ifadesi yaptı. 

''Ne olursa olsun onu buraya getir ve bize tanıt.'' daha sonra oğluna göz kırptı.Luhan ona inanamıyordu.

''Anne.'' Luhan sızlandı. Victori alışılmadık bir gülümsemeyle kızarmış lapasını yaparak onu görmezden geldi. Luhan yenilgisini sineye çekti. 

Bunlar onun yüzünden!Ondan nefret ediyorum! Onu görmek istemiyorum! Sen.. seni bu yüzden öldüreceğim! Luhan sıktığı dişlerinin arasından hırladı. Luhan masaya yöneldi ve annesine birşey olmadığını söyledi. 

''Ne?'' Kris yataktan kalktı, ''Öldürmek mi?'' Bunun sadece bir rüya olduğunu anladı. ''Siktir, rüya gördüm.'' Sonra uyumaya devam etti. 

Yemek masasında Luhan ve Victoria kahvaltılarını yaptılar. Luhan'nın neleri sevdiği hakkında konuştular, bunun onları yakınlaştırdığını biliyordu. Annesiyle çok konuşuyordu, onun yanında rahat hissediyordu. 

''Yani?'' Victoria başladı. '' Bugün ne yapacaksın?'' 

''Süt dağıtımı.'' Luhan cevapladı. ''Sonrada okul hepsi bu kadar!''

''İkisini yapabilceğinden emin misin?''

''Evet.Süt satımı çok zamanımı almıyor. Ayrıca bisikletim var bana yardımcı olacaktır.'' 

Konuşmaları bittiğinde, pencereden güneş sızıyordu Victoria önce kalksaa Luhan onu takip etti. '' Ben hallederim anne sen git ve dinlen.''dedi Luhan ve bulaşıkları yıkmaya başladı. Daha sonra hazırlanmak için üst kata çıktı.

''Anne ben gidiyorum.'' 

''Eve erken gel tamam mı?'' Dedi Victoria ve oğlunun yanakalarını öptükten sonra yatapına uzandı. Luhan gülümsedi ve kafasını salladı. ''Tamam.'' 

Evden çıkınca derin bir nefes aldı. 'İyi gitti.' (yada ucuz yırttım dsfgsd ) Bisiklerini bıraktığı ağaca doğru yürüdü, JEssica'nın satış yerine gitti.

------------------------------ 
Son evde, Luhan içeri girip girmemek konusunda terddüt etti.Gergindi ve korkuyordu, ileri gitmeye devam etti ön kapıya kadar.

''Şimdi ne yapmlaıyım?'' düşündü, kol saatine baktı 4-5 arasıydı, hala erkendi. Luhan onun hala uyuduğunu düşünüyordu. Soğuk sabaj rüzgari yanağını okşadı.

''Bir dahaki sefere ceketimi giymeliyim.'' Luhan omuzlarına vururken kendine öneride bulundu. Adamın evine girerse biraz ısınabilirdi. Ama bu iyi bir fikir değildi.

''Girmeden önce plan yapmam gerekiyor.'' Alt dudağını ısırarak konuştu kendi kendine.

''Pekala, şişeyi koyduktan sonra koşabildiğim kadar hızlıca koşup kaçacağım..''

''Pekala.. 1..2..'' Luhan derin bir nefes aldı. ''3 GİT!'' Luhan kapıyı açtı ama acil bir durum olursa diye kapatmadı. Arabaya doğru yürüdü, yere düştü ve önce yüzünü çarptı.

''Of..'' Luhan sızlandı. ''Güzel denemeydi.'' Gözleirni kaydırırken homurdandı, hızlıca kalktı ve kirlenen üniformasını silkti. 

Devam edicekken köpeğin sesini duydu, sakin olmaya çalıştı ve kendini koruyabilceği birşeyler aradı. 'Ah! Bu bir hataydı! Ön kapıdan girmemeliydim!Ne yapacağım?' sert birşeye dokundu ağacın orta boylu bir dalıydı. Luhan sırttı ve köpeğe gösterdi. 

''Shoo!Shoo! Git!'' (shoo=hoşttt ulan dsfg ) Onu korkutmaya çalıştı. ''Shhh biraz sessiz olur musun?'' hala köpeği korkutmaya çalışıyordu. Köpek ön kapıdan hızlıca çıktığıda kapıyı kapattı. Luhan sevinçle güldü. ''Wohho! Ben kazandım!'' Kapının önünde zıplıyordu. 

O sırada, köpeğin sesiyle Kris uyandı. ''Ah.. şu köpek..''Yatakta doğruldu ve saate baktı 7'yi gösteriyordu. ''Tsk kafam.'' Kris homurdandı ve kafasına parmaklarıyla masaj yaptı. Gözlerini kapattığında dışarıdan gelen tanıdık bir ses duydu.

''Wohho!! Kazandım!!'' 

Duyduklarının doğruluğunu kanıtlamak için camdan baktı, dünkü çocuk bahçede sevinçli bir şekilde zıplıyordu. 

''Belkide beni görmek için sabırsızlanıyordur.'' Kris sırıttı. Hızlıca kotunu geçirdi. Başka birşey giymeden merdivenlerden hızlıca indi.

Luhan sütü devrilmeyek bir yere yerleştirdi. 2. sefer yaralanmak istemiyordu. Arkasını döndü kapıya doğru ilerliyecekken kapının açılma sesini duydu. Belkide hayalettir diye düşündü. Arkasına bakmadan yürümeye devam etti. 

''Nereye gittiğini sanıyorsun?'' 

Bu ses Luhan'nın donmasına sebep olmuştu. Ona dokunan adamın sesiydi. Yavaşça o adama doğru dündü. Sadece kotunu giymişti, mükemmel vücudunu ve kaslarınıda sergiliyordu. Luhan kızararak yutkundu. 

''Beğendin mi?'' Kris sırıttı. Luhan kızarmış yüzünü saklamak için yere baktı. Kris onaa doğru yürüdü ve yanaklarına dokundu. Luhan dokunmasından dolayı şaşırdı, Luhan hızlıca geri adım attı ve endişeli geyik gözleriyle ona baktı.

''Heh..'' Kris alay etti, Kris ona doğru yürümeye devam ettikçe Luhan'da geriye doğr uyürüdü. Kris kaşlarını çattı. ''Kes şunu.'' Ve durdu. ''Sütüm nerede hm?'' 

Luhan onun sert ses tonunu duyduktan sonra yutkundu. Sadece işaret etti. Kris tekrar kaşlarını çattı. 

''Konuşamıyor musun? Konuşamadığını hatırlamıyorum.'' Kris alay etti .'' Daha dün sabah inliyordun, değil mi?'' 

''Şimdide dilsizsin öyle mi? Sesini geri yerine getirmemi ister misin?'' Kris Luhan'nın anlamasını umarak alay etti. ''Hayır!'' Luhan redetti. 

''O zaman cevap ver, sütüm nerede?'' 

''İ-işte o-orada kapının y-yanında.'' Luhan şişeyi işaret ederek titreyen ses tonuyla cevapladı. Adamın onu bırakacağını umuyordu. Sanırım yanılıyordu. 

''Sorduğum şey o değil.'' Kris sakin bir şekilde söyledi, ileriye doğru bir adım atıp çocuğu kucakladı. Luhan hareketsiz dursada haklından bin türlü senaryo geçiyordu. 

Kris başını indirdi ve kulağına fısıldadı. ''Bence ne sorduğumu biliyorsun.'' Luhan sıcak nefesi kulağında hissettiğinde vücudu titredi. Hızlıca onun dudaklarına yapıştıı. Kendini kurtarmaya çalışıyordu, Kris'i ittirmeyi bile denedi.Küçük bir boşluk olduğunda Luhan onun bacağına tekme attı.

''Siktir!'' Bacağına dokundu. Luhan'nın kaçmak için bir fırsatı olmuştu. 

'Neredeyse oradayım!Luhan bunu yapabilirsin! yada... yapamazsın.' 

Köpek Luhan'nın karşısına çıktı ve hırladı. 

''Lütfen git!'' Yerdeki dalı alıp köpeğe fırlattı ve köpek kaçtı. Köpek kaçar kaçmaz oda kapıya doğru koştu tam çıkıcakken üniformasını tutan soğuk elleri hissetti. Etrafında döndüğünde soğuk bakışlı adamla karşılaştı. Ona yapabilceği şeyleri düşündü.

MILKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin