Bölüm 1

17.3K 523 43
                                    

MILK

1. Bölüm

Çeviren: NIEKLAUS&MELINOE

**Yazar ficte bayağı bir değişiklik yapmış bu yüzden tekrar okuyun 

"Anne, şimdi gidiyorum." Luhan uyuyan annesine yavaşça söyledi, gülümsedi ve dudaklarını narin alnına yerleştirdi. "Okuldan sonra döneceğim."

Odadan çıkmak üzereyken annesi onu geri çekti, Luhan biraz ürkmüştü; hala uyuduğunu sanıyordu. "Okulda iyi ol, tamam mı?"

"Olacağım. Endişelenme." Güvence verdi ve sessizce odadan çıktı.

Evden çıktığında saatine baktı; saat sabahın altısıydı. Dersi 7:30'da başlayacağı için Jessica'nın evine uğramaya karar verdi. Bisikletinin kilidini açtı. Yolun sağ tarafından, soğuk ferah havayı beyaz teninde hissetmek için oyalanarak gitti; bir süreliğine gözlerini yavaşça kapattı. Gözlerini açtığında, günün ne kadar güzel olduğunu gördü.

"Ne güzel bir gün," Luhan gülümseyerek söyledi. Günün sonuna kadar sürmesini umdu; annesi gibi o da sabahları seviyordu. Aniden annesini düşünmek kötü hissetmesine sebep olmuştu, eskiden sabahları hep dışarı çıkarlardı. Hastalanmaya başlayalı bir hafta olmuştu.

Jessica'nın evine vardığında yavaşça bisikleti bıraktı. Kapıya bir göz attı ve küçük sandığın içindeki sütleri gördü. Sırtı ona dönüktü böylece Luhan ona sürpriz yapmak için güzel bir fikir buldu; yavaşça kapıyı geçti ve ona doğru parmak uçlarında yürüdü.

"BOO!"

"Ahh! Ne yapıyorsun?!" Jessica hızla arkasına döndü. Kalbini tuttu ve rahatlayarak gözlerini kapattı.

Jessica çocuğun güldüğünü görünce kaşlarını çattı. "Luhan?! Beni öldürmek üzereydin!" Hafifça sol omzuna vurdu ama Luhan hala eskisi gibi gülmeye devam etti.

"Üzgünüm teyze, ben sadece..." Sonra gülmeye devam etti. "Her neyse GÜNAYDIN!" Sırıttı.

"Hey! Ben hala otuz yaşındayım, genç adam. Bana abla de, teyze değil. Tamam mı?" Ellerini beline koydu.

"Tamam, tamam." Luhan çok fazla kahkaha attığı için oluşan gözyaşlarnıı sildi. "Nasılsın?" Jessica onu bahçeye götürmek için elinden tutarak sordu. "İyiyim. Teşekkürler..." Luhan çekinerek yanıtladı. Jessica sadece başını salladı ve gülümsedi.

"Oh! Bekle bir dakika!" Luhan'ı bir süreliğine tuttu. Mutfağa gidip dolaptan içecek bir şeyler almak için onu bir süreliğine bahçede yalnız bıraktı; kendisi için çikolatalı, Luhan için de çilekli süt aldı. Luhan'ın favorisinin çilek olduğunu biliyordu. Bahçeye geri döndüğünde Luhan'ın aşağıya avuçlarına baktığını gördü. Bu yüzü biliyordu, derince bir şeyler düşünüyordu, muhtemelen annesi Victoria hakkında.

Jessica kötü hissetti; Luhan neredeyse on sekiz yaşına gelmiş olsa da Victoria'nın durumu hakkında ciddi bir şekilde düşünmek için çok gençti. Jessica, Luhan'ın karşısına oturduğunda çilekli süt şişesini Luhan'ın önündeki masaya koydu ama genç çocuk bunu fark etmedi. Dikkatini tekrar çekmek için, Jessica, şişeyi yavaşça yanağına değdirdi ve bu çocuğun duyularının açılmasına sebep oldu.

"Oh!" Luhan yanığındaki ani soğukluğu hissedince gözlerini genişçe açtı; ona gülümseyen yüze dönerken şişeye dokundu ve aldı.

"Teşekkürler." Luhan kıkırdadı. "Bu favorim."

"Rica ederim," Cevapladı. Sütlerini içmeye başladılar; Jessica neredeyse yarısını bitirdiğinde Luhan sadece birkaç yudum almıştı.

"Bu kadar fazla düşünme, tamam mı?" Jessica sağ elini rahatlatmak için çocuğun sol omzuna koyarken anne sevgisiyle söyledi. "Annenin durumunu biliyorum; ona bakmak için yardıma ihtiyacın olursa ben buradayım. Sormak için çekinme."

"Teşekkür ederim te..." Jessica söyleyeceği şeyi kesmesi için çocuğa gözlerini kısarak baktı, Luhan ne demek istediğini anlayınca boğazını temizledi.

"Yani abla. T-teşekkürler abla... " Luhan eli başının arkasında mahçup bir şekilde söyledi ve Jess karşılığında ona gülümsedi. "Çok tatlısın, bu hoşuma gidiyor!" Jessica söyledi ve yanaklarını sıkarak kızarttı.

"Ah, acıyor!" Jessica güldüğünde Luhan bağırdı. Aniden, buradaki kişilerin onunla ilgilendiği için ısındığını hissetti. Jessica'yı ikinci annesi olarak görüyordu çünkü çok nazikti ve en az annesi kadar ona sahip çıkıyordu.

"Yunho amca nerede?" Luhan sordu.

"Yunho şu anda ABD'de; yapması gereken bazı işleri var. Neredeyse iki hafta oldu; onu çok özledim!" Jessica söyledi ve içeceğini bitirdi. Luhan sadece başını salladı.

"Tao hala uyuyor. Onu görmedin, değil mi?" Jessica sordu. Luhan cevap olarak sadece başını salladı.

"Oh, tamam. Yakında birbirinizi göreceksiniz. Ne zaman istersen gelebilirsin." Jessica söyledi. "O da senin gibi şirin!" Hızlıca tekrar yanaklarını sıktı.

"Abla!" Luhan bağırdı ve zavallı yanaklarını ovdu. Jess, Luhan'a bakarak güldü. Jessica dalgınlıkla saatine baktı saatin 7:00 olduğunu gördü ama sonra yapması gereken işler olduğunu fark etti.

“Aman tanrım.” Kocaman gözleriyle teslimi yapmak için hazır olduğu masaya koşarak feryat etti. 

“Lanet olsun! Çoktan geciktim!” dikkatle süt kasasını motosikletinin arkasındaki soğutucuya koydu bir sonraki teslim edeceği yere gitmek için yola çıktı. Luhan hızlıca ayağa kalktı ama ani davranışı hareketsiz bakışlarla son buldu.

Jessica nihayet ikinci yere geldiğinde, eve motosikletin anahtarını almaya gitti, kendini sürüş için hazırlarken yere düştü ve ayağını tuttu. Acı veriyordu. Luhan hızlıca onu kaldırmak için yanına koştu. 
“Abla! Sakin ol!” Luhan nazikçe elini sıkarken kibarca ona söyledi (Ç/N: yazar sıfat edat ne varsa kullanımında abartmış sjdnskjf) “Acelen neydi ki?”

“Bu şeyleri teslim etmem gerekiyordu ama…. Arg! Kalçam ve bacağım çok acıyor…” acı içinde inledi. Kendini tekrar düşücekmiş gibi hissettiğ ama Luhan onu yakaladı. Birlikte bençlere oturmak için gittiler. 

Luhan ona bakarak iç geçirdi. “Belki ben sana yardım edebilirim.” Diye önerdi. 
Jessica’nın gözleri teklifi duyunca açıldı. “Emin misin?”

“Eminim.” Diye sırıttı. “Sadece bana müşterilerinin adresini ver ve bende hepsini tek tek ulaştırıyım.” Jessica tereddütteydi. “Ama okula gitmen gerek. Belki de Victoria sana kızabilir.”

“Sorun yok. Sana yardım ettiğimi bildiği için kızmaz, lütfen?” diye ısrar ederken yavru köpek bakışını gösterdi. “Hayatta olmaz.” Jessica sertçe reddetti. “Senin okula gitmen gerek.” Luhan ofladı. “Ama neden?” tekrar sordu. “Bisikletim var. Hızlıca yapabilirim.”

Jessica vazgeçişle içini çekti.. “Tamam sen teslim et.” Luhan hızlı bir şekilde el çırptı. “Ama sadece üç eve teslim ediceksin.”

Luhan durumu kabul etti. “Olur.” Derken sırıttı. Jessica sol cebinde bir şeyler karıştırdı ve orta boy bir not defteri çıkardı. Luhan’a vermeden önce yerleri X harfi ile işaretledi

“Ah, yeni bir müşteri var. Burada adresi.” Not defterindeki adresi işaret etti. Luhan baktı ve sadece onayladı. “Onu daha önce görmedim ama telefonda konuştum. Sütü kapısının yanına koy olur mu?”
“Tamam.” Luhan kafasıyla onay verdi. “Kapıyı çalmalı mıyım?”

''Hayır, hayır yapmana gerek yok.'' dedi Jessica. ''Şişeyi koy ve git.. Başka ne kaldı? Hmmm..'' parmaklarıyla dudağına vuruşlar yaptı. 

''Hepsi bu kadar! Gidebilirsin!'' Bitirdi. ''Tamam.'' Luhan başını salladı ve motorsikletteki kasayı dikkatlice kaldırdı ve bisikletine doğru gitti, b,s,kletinin önündeki menatlden yapılmış olan basket yerine (önündeki sepet gibi bi yer var ya ora dsgfd) dikkatlice yerleştirdi. Jessica ona gülümsedi ve bu girişkenliğinden dolayı etkilendi. 

''İşte bu kadar. Hazırım.'' Luhan dönüp ona baktı. ''Şimdi gitmem gerekiyor Teyze!'' hoşçakal demek için elini salladı ve bisikletini sürerek evin önünden ayrıldı. 

''Tamam dikkatli o- hey!'' Jessica bağırdı; oturduğu yerden kalkıp Luhan'ı boğazlamak istemişti. ''BANA ABLA DE! TEYZE DEĞİL!'' Luhan duyamayacak kadar uzaklaşsada o bağırdı. 

''Şu çocuk.'' Kıkırdadı. ''Umarım seni seven ve sana iyi bakacak birini bulursun.Unutmadan, hayatının sonuna kadarda mutlu olursun.'' 

Bir kaç dakika durdu başını gökyüzüne kaldırdı güneşin yükseldiğini gördüğünde gülümsedi. Yavaşça kalktı ve oğlunu uyandırmak için eve girdi. Tao'yu uyandırıp okula hazırlaması gerekiyordu. - 

***

Luhan bisikletiyle devam ederken annesinin durumu hakkında düşünüyordu.Onun tek aileside onu terk ettikten sonra annesine bakmak zorundaydı kendisi ile ilgili hayal kırıklıkları vardı çünkü her zaman okuldaydı ve bir öğrencinin aldığı sorumlukları alıyordu. Hatta annesi bu durumların üzerine çok düşünmemesi kendini derslere vermesini söylemesine rağmen. Annesini çok seviyor bir gün onu kaybetmek istemiyordu. Tüm kalbiyle annesini seviyordu, bu olmayacaktı.(Kaybetmek olmıcak galbinde o senin yavrum ) 

Bu düşünceleri bir tarafa bıraktı,bisikletini durdurdu ve cüzdanından Jessica'nın verdiği kağıdı çıkarttı. Çarpı işareti konuşmuş olan il adrese baktı, bulmak için etrafına baktı. Adresi bulduğunda Jessica'nında dediği gibi sütü dikkatlice kapıya bıraktı. 

''Gitmem gereken iki ev kaldı.'' Sürmeye başlarken mutlulukla güldü. İkinci adrese baktı ve 2 kutu sütü bıraktı. 

Bisikletiyle yolun kenarında durdu ağacın kenarına bisikletini bıraktı ve adresi bulmak için yürümeye başladı. 

''Ohh adres nerede?'' Luhan döndü ve yanındaki evi gördü. Bisikletini bıraktığı ağaçtan çok uzağa gitmişti ayrıca böyle bir yere ilk defa geliyordu. Tuhaf birşeyler hissetti. 

''Oh ürkütücü.'' İçeri doğru yürürken düşündü. Ani hisleriyle ileri gidip gitmemesini sorguluyordu. Ama Jessica'ya lezzetli sütünü bırakacağına dair söz vermişti. Pişman olacakken annesi hakkındaki düşünceleri aklına geldi. Onun için, annesi ilham kaynağıydı ve ona başı belada olan birine yardım etmesini söylemişti. ''Pekala devam edeceğim.'' Luhan kararlıydı. 

Eve ulaşıncaya akdar yürümeye devam etti. Nazikçe sütleri yere bıraktı. 

''Tamamdır başardım!'' Luhan yaptıklarını düşününce omuzlarını gererek söyledi.Kol saatine baktı 7:55'i gösteriyordu. Yavaş yavaş bisikletine doğru gitti, bisikletin ialdı ve okula gitmek için geri döndü. Teslim ettiği için derin bir nefes alacakken kırılan bir cam sesi geldi döndüğünde bir kedinin başka bir kediyi kovaladığını gördü. 

Emin olmak için eve doğru ilerledi ve ön kapıya baktı. Duyduğu doğruydu, Luhan içinden kendine küfretti.Süt şişesinin parçalanmış ve sütün yere döküldüğünü görmüştü. 

''Oh hayır.'' 

''Sica kesinlikle bana kızıcak.'' 

Ama o sadece annesinin ona öğrettiği gibi sakinleşmeye çalıştı. Geri çevirmek için çok geçti hayal kırıklığıyla saçlarını karıştırdı. 

''Ben yenildim!'' Luhan kendine küfretti, başını sallayarak kendini suçladığı düşüncelerini uzaklaştırdı. 

''Neden ben? Neden?''Luhan umutla yüzünü gökyüzüne kaldırıp yüksek sesle sordu. O ağlamak istedi ama bunun garip olacağını biliyordu. 

Luhan evin ne kadar büyük olduğuna baktığında ani bir dönüş yaptı. sakinleşmek için kendine yardım ediyordu. Çatıdan itaberen eve bir göz gezdirdi. ''Bu adam kesin zengindir.'' Luhan mırıldandı. ''Başka bir tane daha sipariş etmekten rahatsız olmaz.'' 

Bu düşüncelerle gözlerini devirerek güldü. '' Cimri olmadığı sürece.'' 

''Oh ben mi?'' Soğuk sesi duyan Luhan dondu. O arkasını döndüğünde spor kıyafetlerini giymiş uzun sarışın bir adam gördü. 

''Ah,ah.''

MILKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin