2

17 4 1
                                    

HOODİE

Bekliyordu. Ormandaki bir ağaca yaslanmış, bekliyordu. Neden oradaydı? Bunu o da bilmiyordu.

Ayağının altında duran yapraklardan üç tanesini aldı. Bu yapraklara insanlar değer veriyordu.

Yavaşça ilerledi.Bir şey mi unutmuştu? Evet. Ama o unuttuğu anıya doğru gidecekti. En acımasızca yaptığı cinayete.

İlk cinayetine...

Taştan bir patikaya geldi ve yaklaşık 20 metre yürüdükten sonra bir ana yol ile karşılaştı. Bir otobüse bindi. Ama yanında parası olmadığı için yağmurluğun cebindeki yapraklardan birini verdi.

Adam bunu sevinçle karşıladı. Çünkü o yaprak nesli tükenmekte olan bir ağacın yaprağı idi. Bunu müzeye ya da Belediyeye satarsa çok para edeceğini biliyor olmalıydı.

                                                                                  *

İşte,ilk cinayetini işlediği yer karşısında duruyordu. ''Freddy Fazbear Pizza'' diye mırıldandı.

İçeri girmeden önce kapüşonunu kafasından çıkardı. Maskesini de hızlıca çıkardı. Cam kapılı yere girdi.Büyük ihtimalle işe yeni girmiş bir adam, elleriyle çocukları bodruma girmemeleri için kışkışlıyordu. 

Olamaz, diye mırıldandı. Ölü çocukların bedenleri bulunmuş muydu? Bunu... istemiyordu.

Eğer maskeler çıkarılırsa çocukların ruhları ondan intikam alacaklardı. Onu yedek kostümün içine tıkacak, ve onun ruhunu serbest bırakmayacaklardı.

Yağmurluğun cebini iyice aradı, ama tek bulduğu on dolardı. Bir tam parça pizza istedi. Çünkü açtı ve parası sadece bir tam parça pizzaya yetiyordu.

Tam parça pizzasını  yedikten sonra gizlice bodruma yanaştı. Lavabo ile bodrum kapısı karşı karşıyaydı. Oradan itibaren zihninde sesler duymaya başladı.

''Bizim her şeyimizi çaldın!'' ''Bizim canımızı aldın!'' gibi sesler duydu. Yapmak zorundaydı. Bitirmesi gereken bir iş vardı.

Bodrumun kapısını yavaşça açtı ve merdivenlerden inmeye başladı. Bir şey onu çekiyordu. Oraya gelmesini ve yaptığı işi bitirmesini istiyordu.

Aşağıya indiğinde kendini de öldürmek istedi. Kanlı bir sandığın üzerinde bir bıçak ve resmen bir çocuğun bileği duruyordu. Her taraf kanla kaplıydı. 

''Ne yaptığını gördün mü?'' ''O sensin!'' ''Sen bir ÇOCUK KATİLİSİN!'' Belki bunları sadece zihninde duyuyordu. Ama dayanamıyordu. başını ellerinin arasına aldı.

''Kendi yaptığın şeyden kaçamazsın.'' dedi bir kız sesi. Ama hayır. Kulağını ne kadar kapatsa da faydasızdı. Sesler duymaya devam ediyordu.

Çaresizce etrafına baktı. Sandığın üstündeki bıçağı eline aldı. Önüne gelen ilk animatroniği parçalarına ayırdı. 

Sesler ağırlaştı. Sanki bir ruhtan değilde canlı birkaç çocuktan çıkıyormuş gibi. Nefesini tuttu. Çığlık atmamak için kendini zorladı.

Sonunda kendini bıraktı. Yere yığıldı. Bodrumun kapısının açıldığını bulanık bir şekilde görüyordu. Parçalanmış animatroniklerin ona bakan gözleri.

Uyanmak üzereydi. Çok... Garip gelmeye başlamıştı o kan fark edilmemiş miydi? O bilek... Bir dakika yine aynı yerdeydi. Rafların arkasındaydı bodrumdaydı rüya gördüğünü zannetmiyordu çünkü bodrumdaydı o zaman nasıl gelmişti oraya?

Ayrıca o kanın ve kesilmiş bileğin orada durması ve kanın edilmemiş olması... Hayır bir şeyler oluyordu ayağa kalktığı an canlı gibi duran kukla kostümüyle karşılaştı ve cidden katilim değilim çığlık atıp kaçacaktı. Ama, nasıl kaçacaktı?

Kapana kısılmış olduğunu fark etmesi uzun sürmedi. Etraf temiz gibiydi ama kostümün ona canlı gibi bakması... Bir şey daha fark etti, bu da sesler kesilmişti ve zihni deli düşüncelerle kavrulmuyordu. Ayağa kalkmayı denedi ama başını sertçe demire çarpması bir oldu. Bodrumdaydı, güvenli oda ama orası kilitliydi. Ayrıca rafların arkasına nasıl gelmişti?

Korkarak kuklaya yanaştı. Bu kostümü ilk kez görüyordu ve içinden kendini motive edecek bir şey bulmaya çalışıyordu

"Bir dakika. Ben katilim! Duygusuz olmam... gerek..." Bunları derken bile içini bir soğukluk hissi kapladı. İnsan sesleri duyuyordu. Var gücüyle bağırmak istedi ama cesaret edemedi. Bir şey onu engelliyordu. Ama bağırmasına gerek kalmadı. Birkaç polis odaya, güvenli oda'ya daldı. Onu göremediler ve... Tek yapabileceği şey bayılmış numarası yapmaktı ama tabii ki aklı durmuyordu. Slender man neden gelmemişti? Yada uyandığında neden evinde değildi? Düşündüğü şey miydi? Buna vakti olmadı.

Ekipler: "İnsan var! Canlı olabilir onu çıkarmalıyız!" Diye bağırıyordu. Bu sırada gözünü çok kısık açtı. Kapıyı açmamış, resmen kırmışlardı. Bu sırada bir el ona uzandı. "İyi misin?" Dedi ve Tim'e. Masky'e gülümsedi...

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Evt üşenmedim o noktaları koydum jwkdnsnj
Bu bölümü yazarken enerji geldi nedense Yaza giriş diyecem artık yaza bitiş olacak sorry ama her canlı yazın bitip okulun başlama acısını tadacaktır kaçış yok :/

Yorumlara bekleriz ve Teori çok salakça biliyorum geliştireceğim merak etmeyin.

Bu arada şu en komik CreepyP ve Fnaf fotolarina bakmayı unutmayın. Yb ičin teori fikirleri verin

[[[Bu arada acınası halde hiç yorum olmadığını fark eder]]]

He saçma olan şu, bir yaprağa o kadar az ödenmez! Evet Az! Beacuse nesli tükeniyor Slendy sağolsun Brain'i yalnız bırakmayıp ona bir yaprak vermiş hdkwkcjwkcmnaocmsn

Tamam be kü vuur etme

Edit: baya hatam varmış bu bölümde düzelttim.

Fnaf&CreepypastaWhere stories live. Discover now