Wattpad'de ki bütün Dramione'leri okudun ama başka bulamadın mı?
Maalesef bende bulamadım. Bende kendi hikayemi yazmaya karar verdim.
Wattpad' de ki en iyi Dramione'leri okudum ve hepsi bana ilham verdi.
Umarım benim hikayem de size ilham verir.
...
Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.
Hermione'nin Ağızından
Büyük salona vardığımızda birbirimize gülümseyip kendi masalarımıza ilerledik. Harry'nin yanına oturup hızlıca tabağımı doldurmaya başladım. Bizimkiler ise bana şaşkınca bakıyorlardı. "Neden bu kadar geç kaldın Herm?" Tam Harry'yi yanıtlayacakken Ginny araya girdi. "Uyuya mı kaldınız?" Pansy ve Ginny gülerken onlara sinirle bakıyordum. "Hayır, uyuya kalmadım. Bay Malfoy ile karşılaştık." dediğimde gülmeyi kestiler. Pansy "Ne oldu, anlat." dediğinde başımla onayladım. "Tam salondan çıktığımızda arkamızdan seslendi. Bana bulanık dediğinde ağzının payını verip oradan ayrıldım ama aklım Draco'da kaldı. Bende koridorun sonunda onu bekledim. Geldiğinde boynu mosmordu. Aptal herif boğazını sıkmış." dediğimde Pansy sinirle masaya yumruğunu geçirdi. "Ben bir gidip Draco'ya bakayım. Sizinle ders de görüşürüz." dedi ve masadan kalkıp Slytherin masasına ilerledi. Bizimkiler ise şaşkınca bana bakıyorlardı. "Neden gelmiş peki?" "Narcissa'nın yerini öğrenmek için tabii ki Ron. Draco bilmiyorum deyip tersleyince de boynuna yapışmış." dediğimde herkes önüne döndü. Bende hızla kahvaltımı yaptıktan sonra diğerleriyle birlikte iksir sınıfına ilerledik.
Sınıftan içeriye girdiğimde Pansy'nin beni el sallayarak yanına çağırdığını gördüm. İlerleyip yanına oturduğumda sırıtıyordu. Sonra aniden yüzü düştü. Baktığı yöne dönüp baktığımda ofladım. Harry'nin yanına Neville oturmuştu. Ron tek oturuyordu. Taa ki Lavender gelip yanına oturana kadar. Pansy bana dönüp "Bu kız kim?" diye sorduğunda ofladım. "Balodaki kedi kostümlü kız mı?" diye sorduğunda başımla onayladım. "Ve eski sevgilisi." dediğimde hızla bana döndü. "Neyi dedin?" "Eski sevgilisi." dediğimde sıradan kalkmaya çalıştı ama kolunu tutarak durdurdum. "Pansy sakin ol." "Herm bırak, bırak da o kızı yolayım. Baksana nasıl sırnaşıyor." dediğinde dönüp baktım. Söylediği kadar vardı. Lavender Ron'un dibine girmiş gülüyor ve ensesindeki saçlarla oynuyordu. Ron sırada yana kaydıkça o da kayıp daha da sokuluyordu.
Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.
Pansy tam ayağa kalkıp ilerlerken Profesör Slughorn içeri girdi. Bende derin bir nefes aldım. Profesörün yanında bir şey yapamazdı. Ders boyunca elleri yumruk şeklinde, öfkeyle Lavender'a bakıyordu. Lavender arkasını dönüp Pansy'e göz kırpınca Pansy daha fazla dayanamayıp ayağa kalktı. Profesör tam bize döndüğünde şansımıza zil çalmıştı. Profesör sınıftan çıkar çıkmaz Pansy hızla Lavender'ın yanına gidip bağırmaya başladı. "Kalk o sıradan Brown!" Lavender kalkmak yerine gülümsüyordu. Ron sıradan kalkmaya yeltendiğinde Lavender onun elini tutup geri oturttu. Bu hareket bardağı taşıran son damla olmuştu. Pansy Lavender'ın saçlarını tutup eline doladı ve kafasını aralıklarla sıraya vurmaya başladı. Lavender ise çığlık atıyordu. "Bırak beni! Geri zekalı Parkinson bırak saçlarımı!" Pansy ise daha çok vurmaya başladı. "Sana o sıradan kalk demiştim Brown!" Sınıfta kalan öğrencilerde büyük bir şaşkınlıkla bu kız kavgasını izliyorlardı. Ron yanıma gelip "Herm, sen başkansın, bir şeyler yap." dediğinde kendime geldim ve Lavender'ın saçlarını Pansy'nin elinden kurtardım. Lavender tam Pansy'e vuracakken araya girip durdurdum.
