Uzun bir süre oturduk, her şeyi konuştuk onunla, çocukluğumuzu, sevdiklerimizi, sevmediklerimizi... Her şeyi! Hayatımın en güzel birkaç saatini geçirdim sevdiğim adamla.

........&&&&......

Bahar'ı eve bırakıp kendi evime geldiğimde kendimi uzun zamandan beri ilk kez bu kadar huzurlu hissediyordum. Aramızda söylenmemiş, anlatılmamış bir şey kalmamıştı. Saatlerce konuştuk, o bana anlattı kendisini ben de ona Çağan'ı anlattım. Odama çıkıp yatağıma uzandım ve gözlerimi kapattım. Göz kapaklarıma yerleşen yeşiller istemsizce gülümsetti beni ve son günlerin yorgunluğuyla kendimi uykuya bıraktım.

Sabah erkenden kalkıp evden çıktım ve Bahar'ıma gittim. Kapıyı çaldığımda heyecanım beni gülümsetmişti. Lise aşkını bekleyen ergenler gibiydim sanki, güldüm. Tam o anda kapı açıldı ve Bahar'ım üstünde gözlerinin renginde bir elbiseyle tam karşımdaydı. Gözlerimdeki hayranlığın bir kitap gibi okunduğuna o kadar emindim ki.

''Günaydın.'' Dedi sıcacık bir sesle. Ben ona o kadar dalmıştım ki kelimelerimi kaybetmiştim sanki.

''Günaydın Bahar'ım.'' Dedim ve kollarımı beline sardım. ''Seni kaçırmaya geldim.''

Kolları belime yerleştiğinde kısık bir sesle yanıtladı beni. ''Kaçırmana gerek yok ki, ben seninle her yere gelirim.''

Verdiği yanıt ömrümün en güzel cümleleriydi benim için ve kendimi bir adım geri çekip dudaklarımı alnına bastırdım. Adı gibi bahar kokusunu içime çektim derince ve saçlarından öptüm küçücük. Sonra uzanıp kenardaki çantasını aldım ve kapıyı kapattım.

''Hadi güzel bir kahvaltı yapalım.'' Dedim elini tutarken ve birlikte arabama doğru yürümeye başladık.

Birkaç Ay Sonra...

Sabah gözlerimi huzurla açtım. Bugün oldukça yoğun bir gündü. Neredeyse üç ay olacaktı Çağan'la birlikte olmaya başlayalı ve her günümüz birbirinden daha güzel geçiyordu. Arada sırada ufak kavgalarımız olsa da birbirimizi kırmadan sorunlarımızı halledebiliyorduk.

 Son zamanlarda annemler aklımı çok karıştırıyordu. Bir şeyler vardı benden sakladıkları ama ne olduğunu bir türlü anlayamıyordum. Annem son zamanlarda çok ısrarcı olmuştu. Sürekli beni kontrol etme ihtiyacı duyuyordu sanki ve sürekli benimle konuşmak istediği bir şeyler olduğunu söylüyordu ama ben sürekli kaçıyordum duyacaklarımdan korkarak. Çalan telefonumu elime aldığımda Çağan'ın aradığını gördüm ve gülümsemem tüm yüzüme yayıldı. Hiç bekletmeden açtım telefonu.

''Ömrüm...'' duyduğum ses içimdeki bütün huzursuzluğu alıp götürmüş, içimde sadece güzel duyguları bırakmıştı.

''Günaydın ömrüm...'' dedim gülümseyerek.

''Hazır mısın? Seni almaya geliyorum.'' Kaşlarımı çattım.

''Neden ki?'' Karşıdan gelen ses az öncekine göre biraz daha sertti şimdi.

''Ne demek neden Baharım, kahvaltıya gideceğiz ya!'' Elimi alnıma vurdum. Nasıl unutmuştum ki ben bunu.

''Tamam ömrüm kızma hemen hazırlanırım ben.'' Dedim ve hızla yataktan kalkıp elbise dolabımın başına geçtim. Siyah bir pantolon ve krem rengi düz, uzun kollu bir bluz seçip giyinmeye başladım, bir yandan da telefonla konuşuyordum.

''Sen bana böyle ömrüm deyince ben sana zaten kızamıyorum ki!'' Söylediği cümle kalbimin delice çırpınmasına neden oldu ve istemsizce gülümsedim.

''Çağan sen böyle konuşurken bir gün kalp krizi geçireceğim haberin olsun.''

''Allah korusun, deme şöyle şeyler Baharım!'' dedi kızgın bir sesle. Ufak bir kahkaha attım.

Mutluluk Baharı(YAYIMDA-TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now