Sırf kedileri kurtarmak için asla yapmayacağı bir şey yaptı ve o yıkık evin kapısından içeri girdi.

İçerisi fazla karanlıktı. Normalde pencerenin olması gereken yerlere tahtalar çakılmış, evin aydınlanması iyice engellenmişti. Giriş katını kedileri çağırarak gezdi, ikinci kata bakmaya karar verdi ama bir çok basamağı eksik olan merdiven buna engel oldu.

Merdivenin trabzanlarının hala sağlam olduğunu düşündü ve onlara tırmanarak yukarı kata çıktı ama orası da boştu. İyi ama o zaman o üç kedi neredeydi? Daha da önemlisi buradan aşağıya nasıl inecekti?

Trabzanları kaydırak olarak kullanmaya karar verdi ve kaymaya başladı. Bu eski evin trabzanları da eski olduğundan daha yolun yarısındayken çatırdayarak kırılan tahtayla düşmeye baladı ve dehşet içinde malum sonunu bekledi.

Rum evlerinin ne kadar yüksek tavanlı olduğunu bilen herkes onun böyle bir düşüşten yara almadan çıkamayacağını bilir. Oysa o tek çizik bile almadan hatta canı bile acımadan düşmüştü. Sanki tam düştüğü yerde bir hava yastığı varmış da onu korumuş gibiydi.

Kedileri bulamadığı ve düştüğü için korkuya kapıldı, eski evi hızla terketti ve yoluna devam etti. Yürürken bir yandan da düşüşünden dolayı toz içinde kalan kıyafetlerini temizlemeye çalışıyordu.

Yaşlı bir kadına ait çığlığı duymasıyla donup kaldı, başını yukarı kaldırdı ve bağıran kadına baktı.

"Kızım çekil oradan!"

Muhtemelen temizlik yaptığı pis suyu cumbanın penceresinden aşağıya döken kadın onu uyarmak istemişti ama geç kamıştı. Çünkü Sare o an öyle büyük bir şaşkınlık içindeydi ki üzerine dökülecek pis sudan kaçması imkansızdı.

Acı içinde kabullendiği makus sonu bekledi ve başını teğet geçerek hemen yanına dökülen kirli suya baktı. Bugün gerçekten çok şanslıydı. Sudan kurtulduğuna sevinerek ve diğer belalardan uzak durmayı temenni ederek evine ulaştı.

Eve girince garip bir sessizlikle karşılaştı. Annesini her yerde aradı ama bulamadı. Bir an önce odasına giderek üzerini değiştirmeye karar vermişti ki merdivenin altından gelen tıkırtıyla durdu. Adımlarını salonun mutfak tarafına yönlendirdi.

Evin ilk sahiplerinden kurtuluş savaşına dek Meryem Ana köşesi olarak kullanılmış köşede duran üç beş mumun aydınlattığı - aslında mahzen olan- kilerin kapısından gelen ses ile irkildi. Bu ses merdivendeyken duyduğu sese benziyordu. Sanki bir çeşit miyavlama gibiydi. Yıkık evde gördüğü kediler Sare'nin aklına takılmış olmalıydı. Çünkü annesinin kedilere olan nefretini ve eve asla kedi almayacağını iyi biliyordu.

Kapının ardından görünen tanıdık sima ise rahat bir nefes almasını sağladı.

"Aklım çıkıyordu anne, ne yapıyorsun orada?"

"Senin için kızartma hazırlayacaktım, patates bitmiş de kilerden alayım dedim."

Duraklayarak konuşan annesine şaşkınlıkla baktı.

"Patatesler nerede peki?"

Birden panik olan annesi heyecanla konuşmaya başladı.

"Hay aksi, şu sıralar kafam pek dağınık unutmuşum demek ki hemen alıp geliyorum."

Annesi biraz sonra gerçekten elinde pembe plastik bir kap ve içerisinde 3,4 tane patatesle tekrar kilerden çıktı.

Kehanet Serisi / TamamlandıOn viuen les histories. Descobreix ara