Sonra yine bana döndü. "Bu arada sizin bugün antrenmanınız var değil mi? Üzgünüm ben gelemeyeceğim." dediğinde elimi anlıma vurdum. "Unuttum. Benim gidip diğerlerine haber vermem lazım." dedim ve masadan kalktım. Tam giderken Ron ve Ginny'e dönüp "Unutmayın öğlen yemeğinden önce antrenman var." dediğimde ikisi de güldü. Ginny'nin yanağından öpüp yanlarından ayrıldım.
Draco'nun Ağızından
Sabah uyandığımda durduk yere sırıttığımı fark ettim. Dün akşam aklıma geldikçe biraz daha sırıttım. Hala inanamıyordum. Senelerdir sevdiğim kızla sonunda çıkıyordum. Onu görmek istiyordum, hem de hemen. Yatağımdan kalkıp üzerimi değiştirdim ve odamdan çıkıp hızla merdivenleri inmeye başladım. Yanımdaki merdivenlere baktığımda onunda aşağıya indiğini gördüm. İkimi de son basamaklarımızı inip ortada buluştuğumuzda gülmeye başladı. Neye güldüğünü anlayamamıştım.
"Neye bu kadar güldün Hermione?" "Şu an, yani merdivenlerden inip ortada buluştuğumuz an, sanki bir film sahnesinin içindeymişim gibi hissettirdi." dediğinde kafam karışmıştı. "Fim ne demek?" dediğimde yine güldü. "Fim değil, film. Hareketli fotoğraf gibi düşün. Ama hareket süresi çok daha uzun ve sesli." diye açıkladığında "İlginç." dedim. "Bir gün seninle en sevdiğim filmleri izleriz." "Olur." dediğimde gülümsedi.
"Bu gün bizimkilere çıkmaya başladığımızı söyleyeceğim ve aramızda kalmasını isteyeceğim." "Aramızda kalması senin için daha iyi olur. Bir daha saldırıya uğramazsın." "Aramızda kalmasını saldırılardan korunmak için istemiyorum. Dumbledore ile annenin güvenliği hakkında konuşup onu güvenli bir yere alana kadar babanın çıktığımızı bilmemesi lazım. Yoksa annene zarar verir." dediğinde onu kendime çekip sarıldım ve saçlarını öptüm.
"Annemi bu kadar düşündüğün için teşekkürler sevgilim." "Teşekkür etmene gerek yok Draco. Annenle tanıştım. Çok iyi bir kadın ve ben onun zarar görmesini istemem." dedi ve kollarımdan ayrıldı. "Öğleden sonra Dumbledore'un yanına gidip her şeyi anlatalım. O bize yardım eder." dediğinde "Tamam." dedim ve birlikte portreden çıkıp büyük salona ilerledik.
Büyük salonun girişine geldiğimizde etrafı kontrol ettim. Kimseyi göremeyince ona yaklaşıp yanağından öptüm. Bana büyümüş gözleriyle akarken sırıtmadan edemedim. "Ders de görüşürüz sevgilim." dedim ve salona girip Slytherin masasına ilerledim. Onu şaşırtmak ve öpmek çok güzeldi. En üzeli ise o çikolata gözleriyle şaşkınca bana bakmasıydı. İşte o zaman çok tatlı oluyordu. Önümdeki tabağımı doldurdum ve ilk defa derse girmeyi iple çektim.
***
Sabahın son dersi de bittikten sonra sınıftan çıkıp Hermione'yi beklemeye başladım. Onu beklerken yanıma Pansy geldi. "Selam." "Selam." "Sana bir şey söylemek istiyorum." dediği sırada yanımıza Hermione geldi. "Evet, ne söyleyecektin?" diye sorduğumda beni Hermione yanıtladı. "Ron ve Pansy çıkmaya başladılar." "Yaa Herm, ben söyleyecektim." Pansy Hermione'ye kaşlarını çatmış bakarken Hermione ona gülümsüyordu.
YOU ARE READING
Hogwarts Aşıkları (Dramione Ransy Hinny Nuna)
FanfictionWattpad'de ki bütün Dramione'leri okudun ama başka bulamadın mı? Maalesef bende bulamadım. Bende kendi hikayemi yazmaya karar verdim. Wattpad' de ki en iyi Dramione'leri okudum ve hepsi bana ilham verdi. Umarım benim hikayem de size ilham verir. ...
24.Bölüm-Noel Hediyeleri-
Start from the beginning