30.bölüm

4.4K 217 20
                                    


1 yıl sonra

Çalan alarm ile neye uğradığımı şaşırdım. Ama sesi bir anda kesildi ve iki kol belime sıkıca sararak beni kendine çekti. Bir gözümü açıp Meriçe baktım. O da bana bakıyordu.

"Günaydin" dedim yarım yamalak. Meriç ise enerjik bir şekilde "günaydın benim karım" deyince kahkaha attım. Bana yaklaşarak "sabah öpücüğü yok mu" deyince ona sinsi sinsi sırıtıp "yok bugünlük" dedim. Bana şaşkınca bakınca" neden" dedi. Hemen cevabı yapıştırdım "Çünkü bugün sabah öpücüğü tek istemiyorum  değişik bir şeyler istiyorum "diye keyifle söylendim. O bana masumca bakınca yakalarından tutup kendime çektim.

()

Aldığım uzun sıcak duşla vücudum azda olsa rahatlamıştı. Hemen üstüme rahat bir şeyler geçirdim. Aşağıya inerken bir ağrı girdi ama bunu önemsemedim. Meriç mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Gidip arkadan ona sıkıca sarıldım "Ellerine sağlık benim kocam" dedim.

Bana kocaman sırıtıp hemen bir öpücük verip hadi başlayalım deyince kahvaltımızı yaptık. Ders 1 deydi ve şuan saat 12.30 idi. Eşyaları da toplayıp arabaya atladık. Bugün şirkete gidecek misin diye sordum. Bana bakıp bugün gitmicem anca ders çalışırız dedi. Başımı anlayışla sallayıp önüme döndüm. Halam yaklaşık 1 yıldır işlerini Meriçe devretmişti ve kendisi de evinde tedavi görüyor. En kısa zaman da halamı ziyaret etmeliyim. Meriç de işin de o kadar iyiki şirket daha şimdiden büyüme oranları gösteriyor.

Ben ise şirkette maliye departmanında çalışıyorum. Halam daha iyi bir pozisyon vermek istiyordu ama kendi çabalarımla yükselmek istiyordum. Hem bu sayede Meriçle işte de beraber oluyoruz.

Meriç arabayı durduğunda fakültenin önündeydik. Arabadan inip fakülteye yürüdük. Meriç parmaklarını parmaklarıma geçirerek sınıfa geçtik. 80 kişilik bir sınıftı ve kimseyi tanımıyorum desem yeridir. Herkes kafasına göre takılıyor. Benim için sıkıntı değil zaten Meriç var. Sıraya geçtiğimiz gibi yanımıza Burcu geldi.

Allahım katıl olmak istemiyorum ama bu kız Meriçe yaklaştıkça deli oluyordum. Giydiği elbiseye bak birde. Minnacık bir etek üstüne de her yerini gösteren beyaz bir gömlek giymişti . " Meric günaydın nasılsın" diye cilveli bir şekilde sormuştu.

Meriç gülümseyerek" günaydın demek için biraz geç değil mi" deyince kızın şaftı kaydı. Ben ise kocaman kahkaha atarak Meriçi tebrik ettim. Kız arkasını dönerek sırasına geçti. Tabii otururken de bir yerlerini göstermeye çalışmasını da ihmal etmedi.

Hoca geldiği gibi derse başladı. 2 saat aralıksız işledikten sonra 15 dklik bir ara verdi. Hemen başımı masaya koydum. Meriç de benim gibi yaparak birbirimize bakmaya başladık. 2 yıllık okuyorduk ve bu sene sondu. Yani artık okul hayatım tamamen bitecekti sonunda.

Meriç elini yanağıma koyup okşamaya başladı. "Ne düşünüyormuş benim karım " diye keyifle sordu. "Hic sadece bu seneden sonra artık özgür olacaz tamamiyle" dediğimde burnumu hafifçe sıkıp "ne o sıkıldın mı "diye sordu. Ona bir kaşımı kaldırarak baktım "sen sıkılmadın mı" diye sordum. "Yoo neden sıkılıyim sen varsın "deyince elimi kaldırıp ensesine koyarak yavaşça okşamaya başladım. Meriç gözlerini kapatıp rahatladığını belli eder şekilde gülümsedi. "Başkalarının yanında böyle gülümseme" diye hemen söyledim. Meriç ise bana sinsice bakıp "mesela kim" deyince,  "mesela çevrendeki  ve dünyadaki bütün kadınların yanında böyle gülümseme" diye söylendim . Tam o sırada hoca geldi. Meriç kulağıma yaklaşarak "merak etme senden başkasının yanında konuşmam bile " deyip yanağıma  bir öpücük kondurdu.

()

Ders bittiğinde tam anlamıyla bitiktim. Yorgunlukla Meriçle eve gittik. Ee artık evli bir kadındım. Ama bugün yemek  yapacak halim yoktu. Meriç dışardan sipariş edelim deyince onun ne kadar harika bir koca olduğuna bir kez daha kanaat getirdim.

Yemeklerimizi yiyip içeri geçtik. O sırada telefonum çaldı. Arayan biricik kuzenim Emreydi.

"Efendim Emre"

"Mira annem annem çok kötü hastalandı hemen buraya gelin"

Hemen ayağa kalkıp "Ne diyorsun Emre şimdi nasıl hemen geliyoruz" deyip kapattım. Meriç telaşla bana bakıp "Halan mı ama durumu iyiye gidiyordu  " deyince aceleyle onu onayladım ve hemen halamlara doğru gittik.

Emre kapıyı açınca onu çekip hemen yukarıya çıktım. Ama içerden bağırışlar geliyordu. Odaya girdiğimde halam göbek atıyor ve doktoru da sakince yerinde durup alkış tutuyordu. Şaşkınlıkla hala tek diyebildim. Bana bakıp yanıma gelerek kocaman sarıldı.

"Kurtuldum kızım artık hasta değilim dimi doktorum benim" diye sevinçle sordu.  Doktor da en az onun kadar mutluydu "Evet Mira Hanım halanız artık çok iyi en zor zamanları attı   " deyince bu sefer ben sevinçle halama sarıldım.

"Hâlâ, anne" seslere doğru başımızı çevirdik. Emre sırıtıyordu gidip başını kollarımın arasına alıp saçlarını çekmeye başladım. "Ulan sıpa sen bana yalan mı söyledin ben buraya nasıl geldiğimi bile anlamadım" deyince zorda olsa kolumdan çıkıp "Deli karı anam zorladı deyince   " Meriç ensesine çakıp "adam gibi konuşuyoruz dimi oğlum" deyince Emre korkuyla" evet abi haklısın" deyince halamla kahkaha attık.

Meriç "çok sevindim halacim " deyip halama sıkıca sarıldı. Halam hadi o zaman yemeğe deyince tamam dedim. Aslında yemiştik ama yine acıkmıştım.  Yemekleri yedikten sonra  içeri geçtik. Hâlâm "Ee ne var ne yok çocuklar " deyince aynı hala dedim.

Halam "işte aynı olmasın evlatlarım bir küçük yumurcak gelsin" deyince halam şaşkınlıkla öksürmeye başladım. Meriç sırtıma yavaşça vurup "iyi msin" deyince "evet iyiyim canım" deyip halama döndüm.

Hâlâ  biz daha düşünmüyoruz çocuk" deyip Meriçin beni desteklemesi için ona baktım ama o hiç oralı olmamıştı. Halam "Ben bilmem kızım size tek tavsiyem bu işi çokta ertelememeniz   " deyince daha çok sorun olmasın diye başımı salladım.

Meriçle halamlardan izin alıp eve doğru çıktık. Ama Meriç hiç konuşmuyordu. Vitesdeki eline dokunarak "Bir şey mi oldu Meriç  " diye sordum. "Yok bir şey Mira" deyince  arabayı durdurdu. Eve  varmıştık. Meriç beni beklemeden eve girdi. Bende sinirle arkasından girdim.

Meriç odaya çıkmıştı bile. Bende içeri girip kapıyı biraz hızla kapatıp bana dönmesini sağladım. Ama dönmedi bile hemen önüne geçtim. "Ne oldu Meriç bana anlatsana " diye söyledim.

Tişörtünü çıkarıp bana yaklaştı. Onu böyle görmek beni hala heyecanlandırıyordu. Kollarımı tutarak "Mira sen bebek istemiyor musun sana bana benzeyen ikimizin olan bir bebek istemiyor musun" deyince şaşkınlıkla ona baktım. Ne yani bütün bu tavrı bebek için miydi.

Ona kocaman gülümseyip ellerimi yanaklarına koyup "Meriç şuan sana bir daha aşık oldum. Eğer ki baba olursan ne kadar iyi bir baba olacağını biliyorum. Ama kendimi daha hazır hissetmiyorum ama senden benden bir çocuk olmasını herşeyden çok isterim  " deyip ona sıkıca sarıldım.

Meriç kollarını sıkıca belime sardı. "Ama bir gün istiyorsun dimi. O zamana kadar beklerim ben " deyince ondan ayrılıp ona minnettar bir şekilde bakıp ona iyice sokuldum .  Meriç  ise kollarını belimden ayırmadan yatağa girdik.



























ERKEK FATMA (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now