21

7.8K 408 26
                                    

Hemen önünde saygıyla eğildim. Yaşlı kadın kıkırdayıp beni tanıtmaya başladı.

"Min Jung'un okul arkadaşı. Ziyarete gelmiş."

Teyzesi, gülümseyip yanını işaret etti.

"Oh, öyle mi? Gel yanıma otur lütfen. İsmin ne?"

Min Jung'a baktığımda gülümsüyordu. Sanırım bu izin var anlamında olmalıydı. Yavaşça yürüyüp yanına oturdum. Diğer eli Min Jung'un elindeyken diğer eliyle elimi tuttu. Boğazımı temizleyip sorduğu soruya cevap verdim.

"Jeon Jungkook."

"Bu güzel bir isim, Jungkook."

"Teşekkür ederim, efendim."

Gülümseyip Min Jung'la ikimize bakmaya başladı.

"Busan'da yaşıyorsun değil mi? Hemen gidecek misin?"

Tam cevap verecekken Min Jung ağzını açmıştı.

"Teyze sana yalan söylemek istemiyorum. Aslında beni merak ettiği için geldi."

Gülümsedim. Demek ki onun için geldiğimi kabullenmişti.

"Nasıl yani, tatlım?"

"Senin haberini alınca aceleyle geldiğimiz için haber veremedim. Bu yüzden meraklanmış olmalı."

"Evet efendim. Merak ettiğim için geldim."

Kadın anlıyormuş gibi mırıltı çıkarıp gülümsedi.

"Arkadaş mısınız?"

Min Jung yavaşça bana vurdu. Kaşlarımı çatıp ona bakmaya başladım.

"Teyzeme vuramam o yüzden sana vurdum."

Üçümüzde kahkaha eşliğinde gülüyorduk.

"Jungkook-ah, burada birkaç gün daha kalabilir misin? Tabii ailen izin verirse. Seni daha yeni tanımama rağmen sıcak birisine benziyorsun. Min'imi kime emanet edeceğime emin olmalıyım."

Min Jung'a bakıp onay istercesine baktım. Gülümseyip teyzesine döndü.

"Tabii ki, kalır. Ama kendi kendime bakabilirim değil mi!?"

Teyzesi başını okşayıp gülümsedi.

"Sen benim için hâlâ çocuksun."

Tam Min Jung çemkirecekken büyükannenin içeri girmesiyle ona döndük.

"Jungkook, yoldan geldin. Acıkmış olmalısın. Sana yemek yaptım. Min Jung ve sen aşağı gelin."

Kafamı salladım ve teyzesine dönüp yavaşça sarıldım.

"Tekrar geleceğim."

Kafasını sallayıp gülümsedi. Min Jung'da kalktıktan sonra aşağı inmeye başladık. Merdivenlerin başına geldiğimizde Min Jung'u durdurdum.

"Annenle baban burada değil mi?

"Hm, evet."

"Ciddi misin?"

"Korkma. İkisi de teyzem gibidir. Hâttâ daha samimiler. Babamla iyi anlaşacağınıza eminim."

İçim rahatlamıştı. Tekrar aşağıya indiğimizde mutfak olduğunu tahmin ettiğim odaya girdik. Masada var yok gibiydi. Her şey donaltılmış tüm Kore yemekleri vardı. Min Jung oturduğunda yanını işaret etti. Yavaşça oturdum. O yemeğe başlamışken sadece onu izliyordum. Döndüğümüzde Hoseok hyung dahil hiç kimse umrumda olmayacaktı. Sadece dünyamda Min Jung ve ben olacaktım. Onun yüzüne bakarak düşüncelerimi bölen kız sesi olmuştu.

"Uçaktaki yakışıklı çocuk!"

Daylight / Jeon JungkookWhere stories live. Discover now