Jimin'in seslenmesiyle telefonu kapatıp cebime geri koydum.
"Zil çaldı. Hadi kalk. Çıkışta seni yemeğe götüreceğim." Ayağa kalkıp, Jimin'e parlayan gözlerle bakmaya başladım.
"Cidden mi? Ama senden değil mi?" Umutlu gözlerle ona baktım.
"Evet, evet benden!" Sevinçle kollarımı boynuna doladım. Jungkook bize bakıyordu. Tam da istediğim buydu! Jimin'in koluna girip, okula doğru yürümeye başladım. Sınıfın önüne geldiğimiz de Jimin'e el sallayıp sınıfa girdim. Kafamı sıraya yaslayıp uyumaya çalıştım. . . . . Birinin dürtmesiyle gözlerimi yavaşça açtım. Kafamı kaldırmamla Jungkook'u görmem bir oldu. Ne kadar heycanlansam da dışıma yansıtmamaya çalıştım ki başarılı oldum.
"Okul bitti, kalkmalısın." Etrafıma baktığımda kimsenin olmadığını gördüm. Yerimden kalkıp çantamı taktım. Sınıf kapısının sesiyle içeri giren Jimin'e minnet dolu bakışlarımı yolladım.
"Jimin-ah!! Hadi gidelim." Jimin'in koluna girip, kapıyı açtım. Çaktırmadan arkama baktığımda Jungkook'un şaşkın ifadeyle bizi izlediğini gördüm. Sanırım bir şeyler konuşacağımızı bekliyordu. Jimin'in sesiyle ona döndüm.
"Hey! Neden yanındaydı?" Kafamı yola çevirip, omzumu silkeledim.
"Uyuyordum. Beni kaldırdı sonra sen geldin."
"Sen yine mi uyuyordun? Kaç kere derslerdeuyumaman gerektiğini söyleyeceğim?" Jimin'e yavru köpek bakışlarımı gönderdim. Restoranta geldiğimizde inceleyip içeri girdim. Cam kenarına ilerleyip oturduk. Yanımıza gelen garsona siparişlerimizi verip beklemeye başladık. Jimin değişik şeyler anlatıp ikimizi de güldürüyordu. Gülmeye devam ederken o esnada içeri giren Jungkook ve Eun Hi'yle gülüşüm sönmüştü. Jimin farkedip arkasını döndüğünde ağzını açarak oraya bakıyordu. 2 masa yanımıza oturduktan sonra bakışlarımı onlardan alıp camdan dışarıya bakmaya başladım. Gülme seslerini, Eun Hi'nin iğrenç aegyosunu ve oppa diyişini duyabiliyordum. Jungkook aegyodan ve oppa kelimesinden nefret ederdi. Telefonumun titremesiyle gelen bildirime baktım.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
nochujjk: Sevgilim, özür yemeğini kabul ettiğin için teşekkür ederim.
Telefonumu Jimin'e verip bakmasını işaret ettim. Birkaç saniye sonra bana bakıp ağzını açtı.
"Bu kız neden yüzünü hep gizliyor ki?" Omzumu silkeleyip kahkaha attım.
"Çirkinliğini gizlemeye çalışıyordur." Bana katılan Jimin'le beraber gülmeye başladık. Telefonumun tekrar titremesiyle gelen mesaja baktım.
nochujjk: Beni dinlememeye devam ediyorsun.
Kafamı Jungkook'a çevirip ona bakmaya başladım. O da bana bakıyordu. Sorar ifadeyle ona bakmaya başladım. Sırıtıp telefonu işaret etti. Telefona baktığımda bir şey yazdığını gördüm.
