Bakışlarımı başka yöne çevirip Ayaz'ın odadan çıkmasını ve Ediz'in yanıma gelmesini bekledim. Birkaç ayak sesinden sonra Ayaz'ın "İyi şanslar." dediğini duydum sonra kapının kapanma sesi. Kapı kapandıktan sonra ikimizdende ses çıkmadı. Bakmadığım halde onun orada olduğunu farkediyordum. Odadaki ölüm sessizliğini onun düzenli nefesi bozuyordu. Benim nefesim kendinden geçmiş gibiydi. Onu takmamaya çalışarak yatakta aşağı doğru kayarak uzanır pozisyona girdim. Hala aynı yerinde durduğunu sanarken alnımdaki elle irkildim. Bu kadar sessiz olmak zorunda mısın sen?

Yatağımın kenarı çöktüğünde yanıma oturduğu anlaşılıyordu. "Neyin var?" dedi. Normal ses tonunun aksine beni incitmek istemezmiş gibi kısık çıkmıştı. "Hastayım." dedim aynı ses tonuyla. Eli alnımdan saçlarıma geçiş yaptığında huzursuzca kıpırdandım. Ona sinirliyken bana incitmeden yaklaşması sinirimi bozuyordu. Zaten incitin aptal!

"Onu sormuyorum. Bana neden böyle bakıyorsun." dediğinde dudaklarımdan hiçte bana yakışmayan histerik bir kahkaha döküldü. Kafamı asfaltlara sürtmek istiyorum. Siniri tüm hücrelerimde hissederken yüzümü ona çevurdim. "İstanbul turu nasıldı."

"Zorundaydım." dediği şeyle yüzlerimiz birbirine dönükken gülümsedim. Kahrolası sahte gülüşler."Bana da haber vermek zorundaydın."

Ayağa kalktıktan sonra elini sertçe saçlarından geçirdi. "Sana haber bıraktım. Mesaj attım , hatta.." dedikten sonra komidinin üzerindeki kitabımın üzerindeki , kitabımla aynı renkte mavi kağıdı iki parmağının arasına aldı. "Biraz romantik olsun diye not bıraktım." sesi hiçte önceki gibi yumuşak değildi.

Ellerimle yataktan destek alarak sırtımı başlığa dayadım "Görmedim. Sabah kalktım yanımda yoksun. Okula gidiyorum , hastayım. Ve öğreniyorum ki sevgilim elin rusuyla İstanbul turunda." Ses tonum normale aykırı içindekileri kusar gibiydi. O derece konuştuktan sonra başımın dönmesiyle elimi alnıma götürdüm.

"Patojeni biliyorsun , hastalıklının teki. Ne dediysem karşı çıktı. Sabahın köründe arayıp Sanya'yı gezdirmem gerektiğini söyledi. Karşı çıktım 'başkası gezdirsin' dediysemde ikna edemedim. Seni uyandırmadım. Çok güzel uyuyordun sabah sabah seni huzursuz etmek istemedim. Sabah kalkınca bana sinirlenecektin bu yüzden romantik olsun diye not yazdım. Görmedin. Mesaj attım onuda görmedin demek ki" nefes almak için durduktan sonra "Okula uğradım , olmadığını söylediler. Sınıftakiler hasta olduğunu söyleyince Sanya umrumda oldumu sanıyorsun. Hemen buraya geldim. Ve gördüğüm manzara." deyip benim kendime yakıştıramadığım histerik kahkahalardan birini attı.

Avuç içimi alnıma bastırıp "Peki kendini benim yerime koy." fısıltı gibi söylemiştim bunları. Kafamın içinde davul çalınıyormuş gibi bir his vardı. Zonkluyordu , dayanılmaz bir acıydı kendi söylediklerim bile başımı ağrıtıyordu.

"Sanki çok istiyormuşum gibi söylüyorsun." Odanın içinde volta atmaya başladığı sırada "Her şeyi çok büyütüyorsun." Ellerini iki yana açıp bağırmasıyla göz yaşlarımın gözlerime hucum ettiğini hissettim. Ama o devam etti "Sürekli kavga mı edeceğiz!"

Dudaklarımı iç kısmına dişlerimi geçirmişken ellerimle yorganı sıkı sıkıya tutuyordum. Dudaklarım ağlamak için yalvarır gibi titremeye başlamıştı. "Defol." Yüzüme boş boş bakıyordu , ne dediğim hakkında hiç bir fikrim yoktu elimle kapıyı işaret ettim. Ellerim titriyordu sinirden. "Ç-çık..Uyumak istiyor-um." Titreyen sesimle yorganı kafama çekip ağlamaya başladım. Hastayken gerçekten iradene sahip olamıyorsun. Kapının serçe çarpılmasıyla şıçradım yine. Hıçkıra hıçkıra ağlarken cenin pozisyonunda kaldım. Uyumak istiyorum. Kafamı toplamak için , sadece uykuya ihtiyacım var...

-------------

Lanet olası alarm , lanet olası hastalık , lanet olası akan burun , lanet olsun ağlamaktan şişen gözler , lanet olası ayakta bile duramayan beden ve daha hatırlayamadığım lanet olası her şey..

FriendHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin