29.bölüm

51.1K 1K 70
                                    

****
selam

biyoloji sınavım çok kötü geçtii ;(
neyse biyolojiden oldum olası nefret etmişimdir :D

vote sınırını doldurdunuz sizi cok seviyorum iyiki varsınız ♥
vote sınırı 25 vote :)
bana şans dileyin yarın tarih ve ingilizce sınavım vaar :
hadi keyifli okumalar read 8700 olmuş ♥♥ siz galp ben ya ♥♥♡♥♡

Yaklaşık bir saatlik yolculukta Ediz dizlerimde uyumuştu. Bense müzik dinleyip yolu seyretmiştim yada Hilal ve Melis'le mesajlaşmıştım. Melis arabada Ayaz ve Bora'nın maç muhabbeti yaptığını söylediğinde gülümsedim ve onlara şu an Ediz dizlerimde uyuyor yazdım. Kıskanın bakayım. Geri cevap olarak ne yazsa beğenisiniz çok tatlısınız keşke ölseniz yazdı. Bende geri cevap olarak babannem gibi tövbe de kız yazdım. Biz böyle mesajlasırken dağ evine geldiğimizi farkettim. Ormanın içinde çok hoş duran bir ev. İki katlı bahçesinde kamelya olan bir ev. Hayallerimin evi. Demir geldiğimizi söyleyip bavulları indirmek için indi.

"Ediz uyan hadi geldik" dedim kulağına yaklaşarak. Omuzlarından sarsıp uyandırmaya çalıştım.

"Derin dizlerin çok rahat ama 5 dakika daha lütfen" dedi. Bu şapşal hareketleriyle isteğini kabul etmek isterdim ama dizlerim uyuştu.

"Ediz olmaz ama dizlerim uyuştu" dedim mızmızlanarak. Yok kalkmayacak. "Ediz şu çocuğu tanıyormusun ,bana selam verdi de" dedim dememlede ayaklandı.

"Hani nerede kıracağım onun kafasını nerede" dedi. Küçük çaplı bir kahkahadan sonra bana şaşkın şaşkın bakan Ediz'e dönüp "şaka yapmıştım ben" deyip arabadan fırladım.

"Ay çok güzel burası"diyen Melis etrafa göz gezdiriyordu. Ayaz ve Bora arabadan çantaları çıkartmaya çalışıyorlardı. Bir yandanda söyleniyorlardı.

"Kız milleti abicim bunlar iki günlük yere bir haftalık kıyafet götürürler. Sonra taşıyan erkekler yorulan erkekler" diye söyleniyordu Bora.

"Allah allah biz sizin gibi bir t-shirtle bir hafta geçiremiyoruz canım"dedim ellerimi belime koyarak.

"Bunun kazağı var pantolonu eşofmanı pijaması var. Var da var yani. Sonra düzleştirici makyaj malzemeleri" dedi Hilal beni tamamlayarak.

"Dağın başında düzleştiriciyi makyaj malzemesini ne yapacaksınız. Kim görecek sizi allahasen" dedi Ayaz bıkkınlıkla.

"Dağın başında şehrin merkezinde ne farkeder biz kendimizi güzel hissetmek istiyoruz belki" dedi Melis.

"Hem bizim süslenmize karışan siz play station getirmişsiniz dağın başına size ne demeli" dedim.

"Hop orada dur Derin. Play stationsuz yaşayamayız canımız sıkılır bizim"dedi Ediz kolunu omzuma atarak.

"Sıkıcan iyidir tez çıkmaz " dedik kızlarla hep beraber. Erkekler senkronize halde omuz silkince bizde gözlerimizi devirdik. Evin kapısını açıp içeri girdik. İçerisi dışarıdan daha soğuktu kollarımı bedenime sardım ısınmak için.

"Kızlar siz poşettekileri dolaba yerleştirin bizde odun alıp gelelim burası çok soğuk"dedi Ediz. Sonra evin arkasında olduğunu tahmin ettiğim odunluğa gittiler. Kızlarla kolları sıvayıp poşetleri alıp mutfağa taşıdık. Ben dolaba aldıklarımızı yerleştirirken , Melis ve Hilal toz alıyordu. Çok olmasada etraf biraz tozlanmıştı. Biz işlerimizi yaparken erkekler kollarında odunlar içeri girmişlerdi.

"Kollarım koptu kızlar size odun taşıyacağım diye artık bir masaj yaparsınız" dedi Ayaz elindekileri şöminenin yanına bırakırken.

"Benimde kollarım koptu toz alacağım diye sen bana masaj yap asıl" dedi Hilal elini beline koyarak.

FriendHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin