17.Bölüm-İksir-

Começar do início
                                    

''O istedi ama ben reddettim. Eğer çıkarsak diğer Slytherin'ler ona zarar verir. Ona bir şey olmasına izin veremem.'' dediğinde şok olmuştum. Ben beni reddetmesinin nedenini benden utandığı için olduğunu sanıyordum. Aptal gibi onu suçlamış, ona bağırmış, sözlerimle kalbini kırmıştım. Ardından sözlerine devam etti. ''Artık bir önemi yok. O iyi ve güvende.'' dediğinde gözümden bir damla yaş aktı. Şu anda kendimi bir canavar olarak görüyordum. Saf ve güzel bir kızın kalbini elleriyle parçalayan bir canavar. Gözümdeki yaşı elimin tersiyle silip onlara çaktırmadan ağacın arkasından çıktım ve şatoya ilerlemeye başladım. Şatonun boş koridorlarında ilerlerken kendime bir söz verdim. Kırdığım kalbi tamir edeceğim ve kalplerimizi birbirine bağlayacağım.

*****

Hermione'nin Ağızından

     Rahatsızca yerimde kıpırdandığımda bir anda koltuktan birinin üstüne düşmüştüm

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

     Rahatsızca yerimde kıpırdandığımda bir anda koltuktan birinin üstüne düşmüştüm. Ginny feryadı bastığında hemen üstünde kalktım. Bir elimle gözümü ovuştururken bir yandan da esniyordum. ''Üzgünüm Ginny, düştüm.'' dediğimde o da kalkmış üstünü düzeltiyordu. ''Sorun değil Herm.'' Biz konuşurken Pansy ve Luna'da uyanmış, uykulu gözlerle bize bakıyorlardı. Dün akşam benimle birlikte başkanlar odasında kalmışlardı. Pansy ve ben koltuklarda, Ginny ve Luna yer olmadığı için portatif yataklarda uyumuştu.

Luna ''Günaydın kızlar.'' dediğinde üçümüz bir ağızdan ''Günaydın.'' diye karşılık verdik. Saatime baktığımda küçük bir çığlık atıp kızlara döndüm. ''Dersin başlamasına yarım saat var. Hadi toplanın.'' dediğimde hemen ayaklanıp etrafı toplamaya başladılar. Hepimiz bir asa hareketiyle üstümüzü düzelttik ve hızla portre deliğinden çıkıp büyük salonun yolunu tuttuk.

Salona girdiğimizde Luna bizimle vedalaşıp kendi masasına geçti. Tam Pansy'de gidecekti ki Ginny sol ben sağ koluna girdim ve birlikte Gryffindor masasına sürüklemeye başladık. O kolumuzdan kurtulmak için çırpınırken biz çoktan onu masaya oturtmuştuk. Sonra hiç beklemediğimiz bir şey oldu. ''Günaydın Pansy.'' Ron Pansy ile konuşmuştu, ona selam vermişti. ''Gü-günaydın Ron.'' diyen Pansy'e döndüğümde onunda yüzünde benimkinin aynısı olan şok olmuş bakışı gördüm.

Kahvaltı boyunca ikisi de tek kelime etmedi. Sonunda Pansy ayağa kalkıp ''Benim revire gitmem gerek, sonra görüşürüz.'' dedi ve büyük salonu terk etti. O kalktıktan sonra bizde kalkıp derse yetişmek için koridorda hızla ilerlemeye başladık. Şanslıyız ki ders sihir tarihiydi ve Profesör Binns bizim yokluğumuzu fark etmemişti. Sessizce sıralarımıza geçip dersi dinlemeye başladık. Ders bittiğinde sınıftan çıkıp sıradaki ders olan iksir için zindanlara inmeye başladık. Sınıfa girdiğimizde yine Pansy'nin yanına oturmuştum.

Ona dönüp ''Draco nasıl?'' diye sorduğumda bana dönüp gülümsedi. ''İyi, sadece üzgün.'' dediğinde onun için üzülmüştüm. Sonra aklıma o gece geldi. Tamamen aklımdan çıkmıştı. Tekrar Pansy'e dönüp ''Benim gitmem gerek.'' dedim ve hızla sınıfı terk ettim. Koridorlar boş olduğu için rahatlıkla ilerleyebilmiştim. Şövalyeye ''Kahve.'' dedim ve içeri girip hızla odama çıktım. Kıyafetlerimi tek tek kontrol ettim ve sonunda buldum. Köknar ağacı kökü. Kökü cebime attım ve yine hızla adımlarla salonu terk ettim.

Hogwarts Aşıkları (Dramione Ransy Hinny Nuna)Onde histórias criam vida. Descubra agora