6. Bölüm

29 2 0
                                    

Yine iğrenç bir sabaha uyanıyorum . 2 günlük tatil bitti ve şimdi okula dönmem gerekiyor . Okuldan nefret ettiğimi söylemiş miydim daha önce ? En azından Jungkook'u göreceğimden mutluyum .

Kulağıma yavaş yavaş fısıldadı öğretmenin duymaması için .

''Çıkıştan sonra sana birşey göstereceğim ''

''Merak ederim şimdi söyle ''

''Hayır az sabret bu bir sürpriz ''

Kapşonunu indirip bana bakmasını sağladım . Bağlı kollarından tutup " lütfen söyle merak ediyorum '' dedim ve onu silkelemeye çalıştım .

''Park Jimin çabuk sınıftan çık dersi bir daha sabote etmeye kalkışma ''

Öğretmenimin sesini duyar duymaz şaşkınlık icinde hem sınıfa hemde Jungkook'a baktım .

Benimle gel diyerek Jungkook'u kolundan sürüklüyip dışarı çıkardım .

''Peki şimdi söyleyebilirsin sürprizini gözlerimi kapatmalı mıyım ?''

Çantasından çıkardığı kamera ile ayarlamalar yapmaya çalıştı ve biraz uzağıma giderek kamerayı kendinden biraz uzağa tutarak resmimi çekti . Fotoğrafa gülerek baktı ve daha sonra yalpalayarak yanıma koşup geldi .

''Ödeşmiş olduk ''

'Sürprizin bu muydu cidden ? Ben her zaman güzel çıkıyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


'Sürprizin bu muydu cidden ? Ben her zaman güzel çıkıyorum. ''

''Cidden çok tatlı çıkmışsın '' gülmeye devam ediyordu .

Yüzümü buruşturup banka oturdum ve kollarımı bağlayarak sinirle ona bakıyordum . Tatlı bir gülümseme ile elindeki kamera ile yanıma geldi .

''Sadece ödeştik yüzünü asman hiçbirşeyi değiştirmiyor sen her zaman tatlısın '' deyip yanağıma bir öpücük kondurdu . Elinden kamerayı alıp uzakta bir yere koydum ve sayacı başlattım .

''Poz ver Kookie ''

'' Bunu duvarımıza asmalıyız . ''

''Bizim bir evimiz yok duvarımızda yok Jungkook '' diyerek güldüm .

''Artık seninle yaşayacağım''

''Saçmalama herkes yanlış anlar komşularımın öğrenmesini istemiyorum bir erkekle ... ''

''Ne ? Bir erkekle devamını getirme Jimin , benden utanıyor musun yoksa ? ''

''Hayır öyle değil ama ''

''Evet kabul et artık benden utanıyorsun ''

Açıklayamadan çantasına kamerayı sinirle tıkıştırıp gitti . Dur bile diyemedim yine yanlış anlaşıldım . Oysa ki psikoloğuma onunla birlikte gidip onun gerçek olduğunu göstermek istiyordum .

..........

Her hafta gidip gelmekten bıktığım yollarda yeniden yürüyordum . Binaya vardığım zaman kendime çeki düzen verdim . Bir işe yaramazdı ki ruhsal bir problemi görünüş ile düzeltmek alçaklıktan başka birşey değildi . Kapıyı çaldım her zaman karşılaştığım sekreter bana iğrenç gülümsemesi ile bakıyordu . İçerideki boğuk hava ve nane kokusu , çok klasikti .

''Hoşgeldin Jimin otur bakalım ''

Kahverengi ahşap sandalyesinden kalkan doktorum kolumdan yavaşça tutarak karşısındaki masaya yöneltti .

''Üzgün görünüyorsun ''

Elimle saçımı arkaya atıp yerde olan kafamı hiç kaldırmadan gözlerimi yukarıya devşirerek karşımdaki orta yaşlarda iyi giyinimli güler yüzlü kadına baktım .

''Bir takım olaylar oldu fakat iyiyim şimdi ''

''Neden beni bir doktorun olarak görüyorsun arkadaş olarakta konuşabiliriz ''

Genel olarak psikiyatristlerin karşıdaki insanları rahatlatmak amacı ile söyledikleri birkaç kelimeden ibaretsizdi . Hayatlarına birilerini kolayca alan delilerden ibaret sanıyorlardı bizi yada hemen hemen herşeyi anlatabileceğimizi . Okul rehberlik servislerini bilirsiniz yardım etmeye çalışıp yardım edememek sadece karşındakini rahatlatmaya çalışmaktı herşey .

''Buraya gelerek saçma sapan bktan işler yapıyorum zamanımı sizi dinleyerek harcamak kadar kötü birşey yok ''

Gülerek sandalyesinden kalktı ve devam eden halisünasyonlar hakkında sorlar sormaya başladı . Daha da rahatlatmıyordu , acı veriyordu . Baskı hissediyordum sadece ...

''Peki şimdi ne yapmayı planlıyorsun ''

''Bilmiyorum gönlünü nasıl alabilirim diye düşünüyorum "

"Yanına gelmemi ister misin ? "

"Hayır sadece yalnız kalmak istiyorum"

"Peki yarın bir parti vereceğiz bizim bölümdekilerle sende gel ve Jungkook'un gönlünü almaya çalış"

"Bilemiyorum işe yarar mı dersin "

"Kesinlikle , sakın unutma !"

Peki deyip telefonu kapatır kapatmaz yatağa doğru kendimi attım . Çok yorulmuştum .

"Nerede bu anahtarlar" söylenip duruyordum sonunda anahtarımı bulup derin bir oh çektim ve kapıyı kapatıp çıktım .

Yeon Seo'nun bölümüne gelmiştim çıkmasını bekliyordum sadece .
Elimde kitaplarla kafeteryadan çıkan Yeon Seo'ya doğru koşturdum .

"Yeon Seo ?"

"Ben Yeon Seo değilim"

Kızdan özür dileyip eğildım ve koşarak açık olan kütüphaneye girdim . Burada da yoktu .

"Jimin ?"

Daha kütüphaneden çıkmadan Jungkook'un sesiyle irkildim ve arkama dönüp birkaç damla gözyaşı ile ona sarıldım . Ellerini saçlarımın içinde gezdiriyordu .

"Herkesi yavaş yavaş kaybediyorum Jungkook , Yeon Seo nerede ? "

Onu kaybetmek istemiyordum . O da birgün gidecekti .

"Yeon Seo mu o da kim ?"

Birkaç saniye duraksayıp olduğum yere çöktüm . Yeon Seo ? O gitti ...

"O gitti Jungkook artık o yok sende gitme lütfen "

Elini uzatıp beni yerden kaldırdı ve bana daha da sıkı sarıldı .

"Her zaman burada olacağım Park Jimin yanında "

Ona daha çok bağlandıkça daha da kaybediyordum .

Diğer bölümde birkaç şeyi açıklayacağım az cümleler niteliğinde yazıyorum hikayelerimi ve hergün paylaşım yapmaya gayret gösteriyorum . Beklemede Kalın ~ ♡

160989Where stories live. Discover now