1.1

1K 78 5
                                    

Gözlerimi sabaha açtığımda, bir küfür mırıldanarak ayağa kalkmaya çalıştım ve koltuktan düştüm. Acı içinde inlediğimde Zayn yerinden sıçradı, "Hey?" dedi. "İyi misin?"

Belimi incitmiş gibiydim, ama başımı salladım, ve tekrar kalkmaya çalıştım ama vücuduma yayılan ağrı başımı geriye atmama, dişlerimi sıkmama sebep oldu.

Zayn bacaklarımın üstünden atladı ve eğilip beni koltukaltlarımdan tuttu, onun desteğiyle kalkarken bile her yanım ağrıyordu. Gözüm duvardaki saate iliştiğinde, on buçuk olduğunu gördüm, ve annemin uçağının 9'da kalkmış olduğunu hatırladım. Ona döneceğimi söylemiştim, ama sızıp kalmıştım.

"Siktir ya," dedim yüzüstü koltuğa uzandığımda. "çok canım yanıyor."

"İyi bir yalancı değilsin, değil mi?" diye sordu. Onaylayan mırıltılarımı cevap olarak aldığında,  hırkamı zorlukla üzerimden çıkardı ve kıyafetlerimi sırtıma kadar sıyırıp belime dokundu. "Acıdığında söyle."

Elini sola kaydırıp bastırdığında bağırdım. "Dur," dedim, "acıyor."

Parmak uçlarıyla birkaç saniye ovduktan sonra, "Şimdi biraz daha fazla acıyabilir," dedi. Avuç içleri de belime yerleştikten sonra, aniden elini sağa doğru çevirdi ve ben ne olduğunu anlamadan "küt" sesi duyuldu.

Kırılmış olabilir miydi?

"Tamam, şimdi iyi olmalı," dedi beni tekrar ayağa kaldırırken. Ayakta durabildiğimi ve ağrımın geçtiğini fark ettiğimde şaşkın bir ifadeyle ona baktım. "Sadece tutulmuştu."

"Teşekkür ederim." dedim.

"Sorun değil," dedi. "uyumadan önce oraya bir ısı bandı yapıştır ve ertesi güne hiçbir şey kalmaz."

Gülümsedim ve koltuğun üzerine bıraktığı hırkamı görünce tekrar konuştum. "Ben gitsem iyi olur," dedim. Ertesi gün Pazartesi'ydi ve evimde yapılması gereken çok fazla şey vardı. "yarın, okulda görüşürüz ve sarhoş olmanla ilgili uzun uzun konuşuruz."

Elini ensesine götürüp kaşıdığında utandığını anladım. "Şey, akşam boşsan beraber yemek yiyelim mi?" diye sordu. "İstersen ben bir şeyler hazırlarım, ya da dışarıda yeriz."

"Neden olmasın?" dedim gülerken. "Bir pizzacıya gidelim, zaten, ben de büyük ihtimalle pizza sipariş ederdim."

"Tamam."  dedi ve yamuk bir tebessümü oturttu yüzüne. "O zaman, akşam görüşürüz."

Hırkamı alıp üzerime geçirdim, Zayn'e yaklaşıp yanağını öptüğümde burnuma gelen alkol kokusuyla yüzümü buruşturduktan sonra "Hoşçakal." dedim, ve evin yoluna koyuldum. Eve neredeyse on beş dakika yürüdüm, kahvaltı bile etmediğimi sesler çıkaran midem sayesinde fark ettim.

Akşama kadar dağınlığı toparlayacağımı düşünüyordum ama işim bittiğinde saat henüz dört bile değildi. Hem de duş almış, hazırlanmıştım bile.

Zayn'i aradım. Başka ne yapaydım?

Telefonu donuk bir sesle açtı. "Alo?"

"Selam." dedim. "Şey, işlerim bitti de,"

"Harika." dedi. "Ben de sokaklarda dolanıyordum. İstersen, pizzacıda buluşalım."

Dusk Till Dawn •  ZaylenaWhere stories live. Discover now