İNCOGNİTA

Muhteşem Dörtlü

"Hişt, kalk lan."

Bazı sesler duyuyordum, hayırdır inşAllah.

"Alo, kime diyorum ben?"

Hâlâ duyuyorum, sevmedim ben bu işi.

"LAN BURAK KIŞ UYKUSUNA MI YATTIN UYANSANA!"

"UYUMAK İSTİYORUM GEREKSİZ İNSAN, Bİ' SAL BENİ GÖZÜNÜ SEVEYİM YA!"

Bir kaç saniye bakıştıktan sonra Ali sırıttı genişçe.

"Kaçtı mı uykun yavrum?"

Tanıştırayım, Ali. Kendisi yurt arkadaşım olur. Mert'le kardeş olduklarına dair güçlü kanıtlarım var, iki insanın huyları bu kadar benzeyemez. İmkansız yani, cidden bak. Aranızda doktor/hemşire olan yok mu, bir DNA testi yaptırsak çok makbule geçer.

"Ali, bak geliyorlar bana sağdan sağdan, uykum var uyuyacağım oğlum rahat bırak beni."

Yatağımda bir çökme hissettim iki saniye sonra. O an anlamalı ve kaderime razı olup kalkmalıydım. Yapmadım.

"Sen kalkıyor musun, yoksa ben kaldırayım mı?"

Nah kaldırırdı, uykumu kimselere değişmezdim. Az sonra sıkılır giderdi nasılsa.

Evet, size ilk nasihatimi veriyorum beyler ve bayanlar, asla asla demeyin.

Yanımda sırıtarak sabah beni nasıl kaldırdığını anlatan bir Ali, onu aynı sırıtışla dinleyen bir Mert. Ve yanlarında helvasının fıstıklı olmasını dileyen bir adet ben. Muhteşem üçlü.

"Ooo hoşgeldiniz beyler, donmuşsunuz lan geçin içeri."

Pardon, muhteşem dörtlü.

Bu kafadan kontak üç kişi, arkadaşlığın verdiği yetkiye dayanarak beni son günlerdeki somurtkan halimden çıkarmaya karar vermişler. Ben dedim, uyuyayım geçer dedim ama dinletemedim. Parti yapıp eğlenecekmişiz.

Arkadaşların senin için neler yapıyor nankör insan evladı dediğinizi duyuyorum, ve diyorum ki, hadi len ordan.

Siz amaçlarının gerçekten benim moralimi düzeltmek olduğunu mu sanıyorsunuz? Kıyamam ben size, masum insanlar sizi. Zamanla öğreneceksiniz, zamanla. Bunların amacı sadece ve sadece parti yapmak, o kadar.

Benden size bir nasihat daha, arkadaşlarınızı seçerken kafadan kontak olmamasına dikkat edin.

Herkes kendini koltuklara atarken, ben de ikili koltuğa geçtim. Benimle birlikte kendini ikili koltuğa atan Mert'e ters ters baktım. Hayır belki ben yayılmak istiyorum, ne diye geliyorsun değil mi ama?

"O ters bakışların ben de bir işe yaramayacak Karaşın'ım, bağışıklığım var. Haberin olsun dedim, o maviş gözlerin yorulmasın."

" Umarım yumruk ve tekmelerime de bağışıklığın vardır Sarışın'ım, az sonra karma paket halinde gelecek çünkü."

Ali ve Murat'tan gelen gülme sesleriyle başımı onlara çevirdim.

"Ya siz ne kadar tatlı bir ikilisiniz, yerim ben sizi. Hadi öpüşün, biz bakmıyoruz."

Ali'nin ağzından çıkan laflarla Murat iyice gülme krizine girerken, Mert ona öpücük atmakla meşguldü.

Helvam fıstıklı olsun demiş miydim?

***

Ali'yle birlikte yavaş adımlarla yurda doğru yürüyorduk. İkimiz de partiden nasibimizi almış olacağız ki, tek amacımız yurda ulaşmaktı. Sessiz sedasız geçen yolculuktan sonra parmak izimizi okutup yurda giriş yaptık.

"İyi geceler Burki, rüyanda beni gör."

"Kâbus görmek istemiyorum Aliş."

"Hadi len ordan."

Sevgi dolu iyi geceler dileklerimizden sonra odalarımıza girdik. Üstümü değiştirip yatmaya hazırlanırken bir yandan da unuttuğum şeyi bulmaya çalışıyordum. Sabahtan beri aklımı meşgul ediyordu, ben neyi unutmuştum yahu?

Daha fazla uykusuzluğa dayanamayıp yatağa girdim. Bir kaç dakika sonra gözlerim kapanmış, hayal aleminin giriş kapısında ninni dinliyordum.

"Mini mini bir X konmuştu,
Teeelefona konmuştu,
Aldın onu içeriye,
Blink blink blink blink ötsün diye,
Pır pır ederken canlandı,
Ellerin bomboş kaldı."

Ben Çiçek Çocuk'u unutmuştum!

Neyse, yarın.

Unutmazsam...

Size bir spoi verdim gelecek hakkında 😈
Anlayan olacak mı çok merak ediyorum 😂😂