Sarılmanın Etkileri

16 1 0
                                    

Not: Yeni bir bölümle hepinize merhaba :) İyi okumalar umarım beğenirsiniz :) 


  "Siz beraber miydiniz?" hepimiz aynı anda senkronize edilmiş gibi konuşmuştuk. Teker teker birbirimizin yüzüne baktık. Watson ise sepetten inip yanımıza gelmişti. O da etrafımızda koşturup duruyordu. Hala şaşkınlığımızı üstümüzden atamamıştık. Neden söylememişti ki? Ben onunla her şeyimi paylaşırken o neden bana anlatmamıştı. Mutluydum onun için ama içimde kendini gösteren bir kırgınlık da oluşmuştu. "Şey Duru ben..." diyen Rüzgâr'a bakıyordum. Ardından tekrar Doğa'ya. Bakışlarım ikisi arasından gelip gidiyordu. Doğa da bizim için aynı şeyi yapıyordu. Neler oluyordu burada? Bakışlarım Doğa'nın elini tutan Rüzgâr'ın ellerine kaydı. "Biz artık birlikteyiz." Derin hafif şaşkın olsa da biraz sinirlenmişe benziyordu. Ben ise içimde deli gibi onlara sarılmak isteyen yanımı bastırmaya çalışıyordum. Çünkü ne kadar mutlu olmuş olsam da kırgındım işte. Neden sakladı ki benden? "Mutluluklar dilerim ikiniz adına çok sevindim." Dedim ve ikisine de sarıldım. Ne kadar kırgın olsam da seviyordum onları. Sonra arkamı dönüp Watson ile beraber yürümeye başladım.

    Arkamdan seslenişlerine aldırış etmeden yürümeye devam ettim. Gözümden düşen bir yaşa engel olamadım. Ben ona o kadar değer verirken her şeyimi onunla paylaşırken o neden benden gizledi ki? Ondaki güvenim bu kadar az mıydı? Eve gitmek istemiyordum. Ardından yanıma gelip kolumu tutan ele baktım. "Nereye gidiyorsun?" Cevap vermedim. Verecek bir cevabım yoktu çünkü. Neresi olursa oraya gitmek istiyordum şu an. "Duru cevap verir misin?" Hala kolumu tutuyordu Derin. Neden Rüzgâr değil de Derin diye bir yaş daha aktı gözlerimden. Onun yanımda olması gerekmiyor muydu? Bana neden anlatmadığını açıklaması gerekmiyor muydu? Yoksa ben fazla mı bencil düşünüyordum? Arkama dönüp baktım. İkisi de yoktu. "Yalnız kalmak istiyorum." Bu sırada kolumu da çekmiştim. 

   Sepetle gezmem biraz tuhaf olurdu bu yüzden eve gitmeye karar verdim. Geri dönüp eve yürümeye başladım. "İkiniz arasında bir durum ben karışamam Duru ama bence ona fazla yüklenme. Söyleyememiştir belki. Öz olmasam da Doğa'nın bir abisi olarak kuzenine sinirliyim ama bu onların ilişkisi. Belki Rüzgâr hislerini ilk Doğa'ya açmak istemiştir. Ya da sana durum kesinleştiğinde söylemek istemiştir." Kafamı çevirip ona baktım. Haklı olabilirdi ama işte. Bazı şeyler vardır doğru olduğunu bilirsiniz ama yine de kırılırsınız. Bu öyle bir durum. Ama ben zaten ikisinin arasındaki durumu biliyordum. Benden gizlemelerine gerek yoktu ki. Çok mu boşboğaz birine benziyordum? Bu sırada evin önüne gelmiştik. Kafamı sallayıp kapıyı açmak için anahtarımı çıkardım. Kolumu tuttu tekrardan. "Görüşürüz üzme bu kadar kendini." Kendimi gülümsemeye zorlayarak "Görüşürüz." Dedim.

     Sepeti mutfağa bırakıp odama çıkmaya başladım. Odama gireceğim sırada Rüzgâr odasından çıkıyordu. Odama girip kapıyı kapatıp kilitledim. Şu an onunla konuşmak istemiyordum. Biraz yalnız kalıp düşünmeye ihtiyacım vardı. Kırgın olmakta haklı mıyım değil miyim düşünmem lazımdı. Elbette onu dinleyecektim ama şimdi değil. Ayak seslerini duyuyordum. Kapı kulpum oynadı açamayınca vurmaya başladı. "Duru konuşmamış lazım güzelim. Hadi aç kapıyı." Dedi. "Konuşmamız elbette lazım ama şu an seninle konuşmak istemiyorum Rüzgâr." Dedim. Kapıya vurmaya devam etti. "Ne demek istemiyorum? Biz her şeyimizi birbirimizle paylaşırız Duru." Kısa bir kahkaha attım. "Paylaşırdık diyecektin herhalde." Dedim. Sesim sinirlendiğimi belli edercesine çıkmıştı. "Güzelim şu kapıyı açar mısın konuşalım." Pencere kenarına geçip oturdum. "Açmayacağım Rüzgâr beni en iyi sen tanırsın o yüzden lütfen git." Birkaç kez daha deneyip en sonunda gitmişti. Çekmecemden kulaklıklarımı alıp taktım. Gözlerimi kapatıp kendimi müziğe bıraktım. O sırada telefonuma bildirim gelmişti.

HAYATIMIN SÜRPRİZİWhere stories live. Discover now