En Sonunda

39 1 0
                                    


   Merhaba arkadaşlar yeni bir bölümle yeniden buradayım. Öncelikle hepinizin kurban bayramı mübarek olsun. Bulduğum boşluktan yararlanıp yeni bir bölüm yazdım. Çalışıyorum falan derken bu bayram yararıma oldu. Bazen yazım yanlışlarım oluyor kusuruma bakmayın lütfen. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar bu arada karakterleri de belirledim. Karakterler medya ve  ektedir :) Beğenmeniz umuduyla görüşmek dileğiyle :)     

 Karakterler medya ve  ektedir :) Beğenmeniz umuduyla görüşmek dileğiyle :)     

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

  - DEFNE - 

     Kızlarla, Rüzgâr ve Burak abiyi zorla ikna ederek içeri girmiştik. Bizi gerçekten çok zorlamışlardı, bu kadar inatçı olamazdı bir insan. Burası hem çok kalabalık hem de çok yüksek sesli müzik vardı. Böyle yerleri pek sevmezdim. Ama bir kez olsun böyle bir yerde yanımda kızlar olduğu için eğlenebilirdim elbette. Kızlarla masaya geçip bir süre sohbet ettik. Ardından yanımıza bir grup çocuk gelmişti. Çocuklar Doğa hariç bizim yanlarımıza geçmişti. Yanıma gelen çocuk bana elini uzattı. Bir süre eline baktım. "Merhaba ben Tuna." Dedi samimi bir gülümseme ile. Bende elimi uzatıp elini sıktım ve "Bende Defne." Dedim ardından hemen elimi geri çektim. "Memnun oldum." Dedi aynı samimiyetle. Bende gülümsemekle yetindim sadece. Aklımda ve kalbimde yalnızca Doruk varken başkasıyla tanıştığım için memnun olduğumu söyleyemezdim. Aklıma ve kalbime ihanet edecekmiş hissettim bir an. Ardından Başak'ın yanındaki çocuğun konuşmasıyla o tarafa döndüm. Ne saçmalıyordu bu çocuk, 5 kişiyiz kör müydü? Ona sert bakışlarımı yolladım. O sırada Duru cevap verdi. Valla gurur duydum aferin kız. Ben böyle saçmalık görmedim. Hep bir erkeğin gölgesinde yaşıyormuşuz gibi hissediyorum. Kadınız diye yahu ne bu cinsiyetçilik? Onlar ne yapabiliyorsa biz de yapabiliriz. Şu hayatta anne oluyoruz. Birine can katıyoruz, hayata getiriyoruz. Ona bildiklerimizi öğretiyoruz. İlerde erkek çocuğum olursa onu asla kızımdan üstün tutmayacağım. İkisi de eşit benim gözümde. Kızım bana yardım ediyorsa elbet oğlum da yardım edebilir. Mesela Doruk gibi bir kızın kalbini kırmamasını öğreteceğim. Aslında Doruk bana, beni sevmediğini söyleyerek boşa ümitlenmemem için iyilik yapmış olabilirdi. Ama o şekilde konuşması beni kırmıştı. Bu yüzden oğluma kızı sevmese bile kırmadan konuşmayı öğreteceğim. Ortada dönen sohbet düşüncelerimden ayırmıştı beni.

Bu arada çocuklarla baya bir kaynaşmıştık. Gerçekten çok komik çocuklardı. O kadar çok gülüyorduk ki herkes dönüp bize bakıyordu. Ama bu durum şu an hiç umurumda değildi. Hiç eğlenmediğim kadar eğleniyordum. Nasıl oldu bilmiyorum ama hayatımıza aniden giren bir kızı çok sevmiştim. Hiçbir yakınlığımız olmamasına rağmen bana yardım ediyordu. Şu an onun sayesinde çok eğleniyordum. Bir anda hayatımıza girip içimizden biri olmuştu. Onun ilk uzun süren arkadaşları olduğumuzu öğrendiğimden beri Duru'ya karşı içimde büyük bir sevgi vardı. Çok tatlı kendini hemencecik sevdiren, masum bir yanı vardı. Bir anda Tuna'nın yüzüne yumruk yeyip kendini yerde bulması ve Doruk'un öfkeli bakışlarıyla karşılaşınca bu durum beni düşüncelerimden hemen çekip almıştı. Şu an şaşırmış bir şekilde bir Tuna'ya bir de Doruk'a bakıyordum. Duru'nun planı gerçekten işe yaramıştı. Ama şu an ne yapacağımı bilemiyordum. Doruk benim için biriyle kavga ediyordu. Tabi bunu elbette doğru bulmuyorum. Çocuğun hiçbir suçu yoktu. Tekrar Tuna'ya baktım ona üzgün bakışlarımı yolladım. Ama bir yandan da Doruk tarafından değerli hissedilmenin sevinci içimi alıkoyuyordu.

HAYATIMIN SÜRPRİZİWhere stories live. Discover now