78. Bölüm

31 2 0
                                    

  Kolombiya'nın başkenti Bogòta'da alışkın olmayan insanları hasta edecek bir sıcaklık vardı. Latin Amerika'nın bu şirin ülkesi hiç hoş olmayan bir eylemle biliniyordu; adam kaçırma. Bir sürü çetenin kol gezdiği ülkenin, dünyanın ender cennet köşelerinden olduğuna dair imajı zedeleyecek pek çok olumsuz yönü vardı.

  Tatil giysileri giymiş olan Kızıl Anka ajanları, Kolombiya tüccarlarının epey kazıkçı olduğunu anlamışlardı. Bogòta çarşısında envai çeşit renk ve bağırıp çağıran insanlar dolaşıyordu. Poyraz bir köşede muhtemelen uyuşturucu satan birinin parayı kabul etmemesi nedeniyle öldüresiye dövüldüğünü gördü. Müdahale etmeye vakit kalmadan tüm çarşı karıştı.

  "Sakın karışmayın." dedi Yarasa. O orada değildi, yerinden hiç kıpırdamamıştı. Jeremy onları bir çeşit barınağa soktu.

  "Turistleri sık sık hırsızlıkla suçlarlar. Burası şimdilik bizim için güvenli."

  "Bu insanlara ne olmuş?" dedi Nergis. Dehşete kapılmıştı. Jeremy dışarıda olanlara bakıp tekrar kapıyı kapattı. Çevreye göz gezdirdi. Tahta raflarda saklanan eski püskü tencere tavaları, yırtık pırtık koltukları ve leş gibi ocağıyla, sineklerin ve farelerin yuva edindiği, yağmalanmaktan kurtulan eski bir evdi.

  "Hiçbir şeye dokunmayın." dedi Jeremy. Rutubet almış başını yürümüştü. Yeşim diz çöktü.

  "Bilgisayarı açmak zorundayız."

  "Hangi bilgisayarı?" dedi Poyraz. Yeşim gülümsedi. Değişim topu sekizgen şeklinde küçük bir tarayıcı bilgisayara dönüşmüştü.

  "Harika." dedi Mehmet. Şaşkınlığı yüzünden okunuyordu. "Bir casus bilgisayar mı? İstediğimiz adamı saniyeler içinde bulabileceğimiz anlamına mı geliyor bu? Ben bunu daha önce neden düşünemedim?"

  "Dahi olanlar bile bazen en basit çözümü göreneyebilir Mehmet." dedi Yeşim. Gülümsemesi bir anda dondu. Poyraz biraz alıkça, hayran hayran ona bakıyordu. Kızardı. "Kes şunu Poyraz. Sen öyle bakınca aklım istifa ediyor."

  Bir ıslık koptu, sahibi Kane idi. "Biz çıkalım mı gençler? Hani aranızda bu kadar çok elektiriklenme olduysa bizi çarpması ölüm anlamına gelebilir de."

  "Zevzekleşme Kane." dedi Poyraz, elini Yeşim'in omzuna attı. Yeşim'in başı döndü. "Biz zaten olabilecek en güzel şekilde telafi ederiz zararımızı. Değil mi sevgilim?"

  Yeşim heyecanla atıldı.

  "Aynen, telafi ederiz." Poyraz'ın yanağına bir öpücük kondurdu. Bu sefer de Poyraz'ın aklı uçmuştu. Onları kendine getiren yine Mehmet oldu.

  "Oldu o zaman. Bırakalım da şu aleti nasıl açacağımızı çözelim. Bana bile hayal ettiğim şey çok uçukmuş gibi geliyor."

  "Gerçekten bulabileceğimiz konusunda mı?" dedi Merve. Anlaşılan onun da tereddütleri vardı. Nergis bilgisayara yaklaştı.

  "Arkadaşlar, bu bilgisayar cidden garip duruyor. Nasıl açılabileceği konusunda bir fikri olan?"

  Mehmet aletin sağını solunu kurcalarken Jeremy düşünüyordu. Sonunda düşüncesini açıkladı.

  "Belki de Ginna'ya bağlanıp sormalıyız. Onun bu tür aletlerle arası çok iyidir."

  "Geç bile kaldık." dedi Yeşim. "Hemen sormalıyız."

  Jeremy özel bir uydu bağlantısıyla Londra'ya bağlandı. Ginna neşeli bir sesle açtı panelini. 

  "Selam Jeremy, ne var ne yok?"

Zaman Yolcuları [ZAS -2] (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin