8. Bölüm

425 41 34
                                    

"Biliyor musun? Bunu bize ne zaman söylemeyi düşünüyordun Merlin?"

Poyraz yine sakinliğini koruyamamıştı. Merlin onun ateşler saçan mavi gözlerine baktı. 'Bu çocuk günün birinde bir ülkenin başına geçerse adamları en çok bu gözlerden korkar.' diye düşündü.

"Bunun bir nedeni var elbette ama söylemeyeceğim. Yumurta işine sizin karışmanızı istemiyorum. Sizin için tehlikeli. Hadi bakalım, uyuyun. Yarın Gaius'un dersine gideceğiniz için zihniniz açık olmalı. Sabah konuşuruz yine." 

Merlin gülümseyerek odadan ayrıldığında Poyraz kendi düşüncesini belirtti.

"Onu yalnız bırakamayız."

"Ama sürü gibi kalabalık gidersek dikkat çekeriz." dedi Mehmet. Yeşim uykulu bir sesle homurdandı. Uyku onun tek taviz vermeyeceği noktasıydı.

"Uyuyun artık bee. Sabah ne yapacağımıza karar veririz."

Poyraz onun bu haline gülümsedi. Onun hafif öfkeli, deli dolu hallerini sevimli bulduğunu kendine bile itiraf edememişti henüz.

Böylece rüyasız bir uykuya daldılar. 

Ertesi gün Poyraz Morgana'nın sabırla birini ya da bir şeyi beklediğini gördü. Oldukça stresli görünüyordu. Poyraz usulca yaklaşıp sordu.

"Merhaba leydim. Sormamda sakınca yoksa, bir sıkıntınız var gibi geldi bana. Eğer yardımcı olabilirsem..."

Morgana kibarca gülümsedi. 

"Yardımcı olunacak bir durum yok lordum. Sadece, düşünüyordum." Sonra heyecanla ekledi.  

"Sizce de bir yanlışlık yok mu?"

"Anlamadım leydim?" diye sordu Poyraz. 

"Büyü konusunda Uther'ın yaptırımları... İzlediği politika sizce de yanlış değil mi? Sonuçta cadılık suçundan onlarca masum insan öldü. Uther hiç acımadan yaktı onları."

Poyraz Morgana'nın onu tarafına çekmek istediğinin farkındaydı. 

"Kanunlarınıza ben karışamam leydim. Ben bir prensim, üstelik başka bir diyarın prensi."

"Yine de burada işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmeye gelmediniz mi? Ayrıca Leydi Alessandra'nın yaptıkları halkın belleğinde hala taze." dedi Morgana. Poyraz soğuk tavrını takındı hemen.

"Kardeşimin yaptığının hala büyük bir aptallık olduğunu düşünüyorum. Buraya gelme nedenimiz siyaseti öğrenmek, sizin siyasetinize karışmak değil. İkisinin arasındaki farkı gayet iyi biliyorsunuz leydim."

Morgana karşısındaki delikanlıyı ezemeyeceğini anlamıştı. Ustalıkla konuyu değiştirdi.

"Tabi. En doğrusunu siz bilirsiniz prensim. Geldiğiniz ülkeyi merak etmekteyim doğrusu. Gardenya nasıl bir ülke? "

Poyraz Yeşim'in anlattığı masalı hatırladı.

"Bereketli, yemyeşil toprakların ve şırıl şırıl akan nehirlerin hayat verdiği bir ülke."

"Peki orada büyü yapmak yasak mı?"

"Kanunların çizdiği belli sınırlar var." dedi Poyraz. Doğrusu bu işte Yeşim kadar olmasa da iyiydi.

"Ne hoş. Bir gün mutlaka görmek isterim o diyarları." dedi Morgana hülyalı bir sesle.
Poyraz hiçbir şey söylememeyi tercih etti. Cadı ona yakın durmak istiyordu. Kim bilir kafasında neler planlıyordu. Temkinli olmaya karar verdi. Gün ışığı Kamelot'un karanlık kalbine dolarken Merlin'i hiç görmediklerini fark ettiler. Asıl tuhaf olan prens Arthur da ortalıkta yoktu ve şövalyeleri epey telaşlıydı. Şövalyeler onları arama kararı aldı. Mehmet ve Poyraz da onlara katıldı. 

Zaman Yolcuları [ZAS -2] (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin