Üçüncü Bölüm: Eski sevgili sorunsalı

4.4K 376 43
                                    

Şaşkın bakışlarımı Melekten ayırmadan konuştum. "Burada ne işin var?"

Hafifçe gülümsedi. Gülümsemesi adeta içimi ısıtıyordu. "Burası benim mekanım."

Gülümsemesi silindi. Delici bakışlarını Leo'ya çevirdi, "Bir sorun mu var?"

Leo, beklediğimin aksine gayet sakindi. Hatta yüzünde ölümcül bir ifade vardı. Meleğe kafa tutuyor gibiydi. "Hiçbir sorun yok. Sevgilimle tartışıyorduk, o kadar."

Sevgilim.

Midemde bir yanma hissettim. Nedense utanmıştım. Meleğe bakmadan konuştum. "Yanlış hatırlamıyorsan iki ay önce ilişkimiz birmişti."

"Demek ki yanlış hatırlıyorsun, hayatım."

Melek tiksinir gibi konuştu. "Düşüncelerin hiç öyle demiyor, insan bozuntusu."

Leo'nun yüzünde hiç bir mimik kıpırdamasada yaydığı elektriği ben bile hissetmiştim. "Aklımdan çık, nefilim."

Melek kahkaha attı, "Bir Başmeleğe nefilim demek ne kadar büyük bir hakaret biliyor musun?"

Başmelek mi?

Leo hiç beklenmeyecek bir şey yaptı. Kahkaha attı. Ağzım açık bir şekilde ona bakıyordum. Kahkahasını zorla dindirerek konuştu. "Sen beni salak mı sandın ucube? Başmelekler dünyada değiller. Bir tek Lucifer buradaydı o da gitti. Olanları bilmeyen aptallara kendini Başmelek olarak mı tanıtıyorsun hasta ruhlu?"

Melek kendini beğenmiş bir şekilde gülümsüyordu.

Dev kanatlarını, sanki tüm dünya görmesini istiyormuş gibi gururla açtı. Gözleri, tıpkı kanatları gibi alev alev yanıyordu. "Ben, Cehennemin Hükümdarı Başmelek Lucifer'ın ilk ve tek çocuğu Luxius'um. Ben sana konuşma hakkı vermeden konuşamazsın İnsanoğlu."

Konuşması bittiğinde titrediğimi hissettim. Söylediklerini sindirmek için zamana ihtiyacım vardı. Ben bir Başmeleğin evinde mi kalmıştım?

Kanatları gözlerimi yakıyordu. Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim. Mideme ardı arkası kesilmeyen kramplar giriyordu. Olan olayları takip etmekte zorlanıyordum. Melek, Leo'ya bir şeyler söylüyordu. Kulaklarım uğuldadığı için memnundum. Çünkü Melek, Leo'ya her ne söylüyorsa duymak istediğimden emin değildim.

Gözlerimi kapattım. Yaşananların rüya olması için dua ettim. Meleklerle konuşmam, hatta onlarla göz teması bile kurmam yasaktı. Babamın kesin emriydi bu.

Babam beni öldürecek.

Gözlerimin kapalı olduğunu, burnuma gelen yanık kokusu yüzünden fark ettim. Göz kapaklarımı yukarı kaldırmak, dünyayı görmek istemiyordum. Evimde olmak istiyordum. Sıcak yatağıma kıvrılmak, her şeyi unutmak istiyordum.

Yanık kokusu keskinleşti.

İstemeyerek gözlerimi açtım. Karşımdaki manzara tüylerimi diken diken etti. Şu an çığlık atamamamın tek sebebi ağzımın kupkuru olmasıydı.  Midem bulanmaya başlamıştı.

Melek, tüm heybetiyle Leo ve benim aramda duruyordu. Görüş açımda sadece geniş omuzları ve kanatları olsa da, yüzündeki kibirli ifadeyi iliklerime kadar hissediyordum.

Leo'nun çevresini alevler sarmıştı. Kaçacak bir yeri yoktu. Vücudunun bazı yerleri yanıyordu. İçimde bir şeyler ona yardım etmememi söylüyordu. Bana yaptıklarından sonra cezasını çekmeliydi. Her şeyi hak ediyordu.

Hayır.

Hayır, bu ben değildim. Ne olursa olsun o bir insandı.

Tüm gücümü toplayıp ayağa kalktım. Meleği geçip Leo'nun önünde durdum. Beklediğim gibi yüzünde kibirli bir ifade vardı. Ancak beni gördüğü an silindi. "Ne yaptığını sanıyorsun?"

Yutkundum. Şu an güzel bir duş ne iyi olurdu ama. "Esas sen ne yaptığını sanıyorsun?"

Alevler, sanki orada olmamı önemsiyorlarmış gibi azaldılar.

"Çekil. Cezasını hak ediyor."

Gözlerinin içine baktım. Evinden çıkmadan önce gördüğüm manzaranın aynısı karşımda duruyordu. Boynuzlar, şeytan kanatları ve alevler...

"Canlı canlı yanmayı hak etmiyor."

Biçimli kaşlarını çattı, dudakları gerildi. Söyleyecek olduğu şeyi kafasında tartıyor gibiydi. "Onun düşüncelerini bir bilsen," sonlara doğru sesi azalınca yutkundu. "Düşüncelerini bilsen böyle demezdin."

İlahi ses tonu baş döndürücüydü.

Ayakta durmakta zorluk çekiyordum ama pes etmedim. "Ah, emin ol onun düşündüğü sapkınca şeyleri az çok tahmin edebiliyorum." Kararlı duruşu azalmıştı. Devam ettim, "Bırak onu ben halledeyim. Canlı canlı yanmasından daha kötü cezalar biliyorum."

Bakışları yumuşadı. Tatmin olmamış gibiydi ama hiçbir şey demedi, karşı çıkmadı.

"Bay V'ye söyleme, lütfen."

Arkamdan gelen korkmuş sesi duyunca başımı çevirdim. "Kes sesini. Bana yaptıklarını yanına bırakamam. Şimdiye kadar belki düzelirsin diye sustum ama artık katlanamıyorum. Bugün olanlar sondu."

"Bay V mi?"

Melek, kaşlarını çatmış uzaklara bakıyordu. Bir şeyleri anlamak ister gibiydi. "Şu herif, Bay V'nin oğlu mu?"

Gözlerimi kırpıştırdım. Tam ağzımı açıp cevap verecekken Leo benim yerime konuştu. "Hayır dostum," ağzındaki kanı tükürürken kahkaha attı, belli ki gözlerim kapalıyken bazı şeyler kaçırmıştım. "Karşında duran kız, Bay V'nin biricik kızı. Ve Bay V için Başmelek olman hiç bir şeyi değiştirmez. Seni bulur ve," İşaret parmağını gırtlağına sürttü. Alevlerin arasında ki bir psikopat gibi görünüyordu.

"Eğer seni bu kızın yanında, hatta iki kilometre çevresinde bile görürsem öldürürüm, şimdi bas git."

Alevler, bir anda hiç varolmamış gibi yokoldu. Leo ise başından beri bunu bekliyormuşcasına koşarak uzaklaştı.

"Demek Bay V'nin kızısın?"

Yutkundum. Ortam daha fazla gerilemezdi. "Evet."

Babam-yani namıdiğer Bay V-, Meleklerin baş düşmanıydı. Tüm nefilimlerden ve Melek ırkından nefret ederdi. Şehirdeki en güçlü iki şirketten birinin sahibi olduğu için kuralları hiçe sayardı. Eh, bu yüzden çoğu kişi onu sevmezdi. Tabii beni de.

Gergince gülümsedim. "Kurtardığın için teşekkürler."

Bakışları mağrurdu ve benim bilmediğim bir şey biliyormuş gibi gülümsüyordu.

"Demek düşmanımın kızısın."

Beğendiyseniz vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. 💕

KANATLARWhere stories live. Discover now