15 bölüm

20.3K 795 25
                                    

Kapı önünde duyduğu sözlerle neye uğradığını şaşıran melek, elindeki kahve fincanlarını yere düşürmüştü. Kırılan parçalar gibi dağılmış, toplanması imkansız görünüyordu. Gözünden akan yaşlara bir yenisi daha ekleniyor, yalvaran bakışları ile kocasına bakıyordu. Titreyen ellerini arkasına saklayıp ona bütün öfkesi ile bakan kara gözlere odaklanmıştı. "Buradan gitmesi gerekiyor." Kafasında yankılanan sesler bir türlü susmuyor tekrar ediyordu. Kocası ve kayınbabası, onun bu konaktan artık gitmesi gerektiğini düşünüyordu. Peki nereye kimin yanına...Oysa bir hevesle mutfağa girip, polat ağanın onun elinden içmeyi sevdiği bol köpüklü kahveyi yapıp getirmişti. Her şeyin yavaş yavaş yoluna gireceğini düşünürken, bu duydukları onun tamamen yıkmıştı.

"Melek!" Baran ağanın bağırması ile kendine gelen kadın, arkasına dahi bakmadan kendisini odasına kapatıp kapısını kilitlemişti. Dizlerinin onu taşıyamayacağını anladığında ise yere çöküp hıçkırıklara boğulmuştu.

Suratına kapanan kapı ile sinirlenen baran ağanın gür sesi, konakta yankılanmış, elleri yumruk halini almıştı. Dişlerini sıkıp, seri adımlarla kendi odasına doğru ilerleyip, kapıyı yumruklamaya başladı. Avluda duydukları sesler ile toplanan kalabalık, sesizce onları izliyordu.

Kapı önüne, zar zor yatağından kalkıp gelen adam "Baran oğlum dur. Belli ki konuştuklarımızı yanlış anladı. Sakinleş öyle konuşursun"dedi.

İşaret parmağını, ikaz ederek sallayan adam "Sakın baba, kimse karışmayacak. Onu benim elimden kimse alamaz"diyerek bağırmaya devam ediyordu.

"Aç şu kapıyı melek! Aç dedim..."

Bir süre daha bekleyip, çabasının boşuna olduğunu anlayınca geri geri gidip kapıya omuzu ile vuran genç adam, bütün öfkesini çıkarırcasına sert darbeler uyguluyordu. Bu yaptığı onu sakinleştirmek adına değil, aksine daha da sinirlendirmişti. Son bir kez daha kapıya uyguladığı darbeden sonra kilidi kırmış, tahta kapıyı aralamıştı.

Yerde oturup kollarını karnına dolayan melek, odaya hışımla giren baran ağaya korku dolu gözlerle baktı.

Çenesinden sert bir şekilde tutuğu kadına karanlığı ile bakan adam esip gürledi. "Sen kimsin de benim suratıma kapı çarpıyorsun ha! Kimsin dedim cevap ver!"diyerek hırpalıyordu.

Melek çaresizce yalvarıyor, eğer o konağa geri dönecekse bunun bir son olduğunu biliyordu "Ağam beni gönderme yalvarırım."deyip ayaklarına kapandı. Başını yere eğip titreyen sesine aldırış etmedi.

"Kalk!"

"Lütfen...ben ben..."

"Kalk dedim sana kalk!" deyip kolundan tutup kaldırdı.

"Yapma kurban olayım. Bana acımıyorsan doğmamış çocuğuna acı?"

"Bundan sonra kimsenin önünde diz çökmeyeceksin. Bu ben dahi olsam. Sen kurdoğlu kadınısın anladın mı?"

"Lütfen beni gönderme..." dediği an gözleri karamış, baran ağanın belinden tutması ile kendini huzurlu kollara teslim etmişti.

Üzerine çok fazla gittiğini anlayan baran, kolları arasındaki savunmasız yaralı kadına baktı."Melek kendine gel. Aç gözlerini" kucağına aldığı kadını yatağa yatırıp yüzüne dökülen ipek gibi saçları çekip, solgun halsiz haline acıdı. Komidinin üzerindeki bir bardak suyu eline döküp, yüzüne sürdü. Yavaş yavaş kendine gelen kadın mavi gözlerini aralayıp endişeli kocasının baş ucunda olduğunu gördü. Dudaklarını aralayıp yarım kalan konuşmasına devam etti.

Deli Ağa Tamamlandı...Where stories live. Discover now