1 bölüm

37.1K 1K 27
                                    

Genç kız, ürkek adımlarla konağın yolunu tutmuş ilerlerken, boğazının kuruduğunu hissetti. Öyle hızlı yürüyordu ki, amcası onun yokluğunu anlarsa bacaklarını kırar eline verirdi. Gaddar, vicdansız Mehmet ağa... aklına geldikçe tüyleri diken, diken oluyordu. Yaptığı eziyetler ve kaba davranışları, bazen ona bir kız olduğunu unutturuyordu.

Dört yaşında ailesini, o hazin trafik kazasında kaybetmiş, amcası Mehmet ağa onu alıp Ürgüp'e getirmişti. İşte hayatı o zaman alt üst olmuştu. Ne çok özlemişti annesini, babasını, doğup büyüdüğü İstanbulu... şu hayatta sığınacağı, başını koyup ağlayacağı bir omuz yoktu. Keşke bir kardeşim olsaydı deyip, derin bir iç çekti.

Yol boyu ilerlerken, konağa yakın olan çeşme başında, dizleri üzerine çöküp, gürül gürül akan buz gibi suyu avucuna doldurup boğazının kuruluğunu giderdi. Serinlik bütün vücuduna yayılırken, yüzünün sol tarafında sallanan bez parçası dikkatini çekti. Adeta bedenin bir parçası olan siyah peçesini takıp, son defa ellerini soğuk suyla yıkadı.

Ayağa kalkarken, yanına atıyla birlikte gelen genç adamın suya yansıyan yüzünü farketti. Başını hızlı bir şekilde kaldırıp, onu izleyen gence gözlerini çevirdi. Bi an panik yapınca ayağı kaydı, ve düşmekten son anda genç adam tarafından, kolunun tutulmasıyla kurtuldu.

"Korkuttum mu? Deniz gözlü ceylan?"

Baran ağa, kara gözlerini maviliklere kilitlemiş, genç kızdan gelecek cevabı bekliyordu. Kimdi bu kız, onu bu yörede hiç görmemişti. Ve herşeyden önemlisi, neden yüzünü siyah bir peçeye saklıyordu? Çok mu çirkindi? Peki ya gözleri, derin bir okyanusu andırıyordu. kafasında oluşan bir çok soruya cevap ararken o naif sesi duydu.

"Şey ben.. ben..." genç kız karşısında gördüğü yakışıklı gence bakıp kekelemeye başlamış, iki kelimeyi bir araya getiremeyeceğini anlayınca, tek çıkar yol susup başını eğmek olmuştu. Kolunun tekrar sıkılmasıyla gözlerini genç adama dikip, onu inceleme fırsatı bumuş ve nerede olduğunu unutmuştu.

Esmer, uzun boylu, saçlarının önü arkaya göre daha uzun ve simsiyahtı. Kirli sakalları yüzüne ayrı bir hava katmış, kara kaşlı kara gözlü, çıkık elmacık kemikleri yüzünü daha çekici ve sert gösteriyordu. Burnu yüzüyle uyumlu, kirpikleri uzun, dudakları kalın vişne rengiydi.

Baran ağa, onu göz hapsine alan kız tarafından incelendiğini hissetmiş, dalıp giden kızın gözlerine daha yakından bakmıştı. Yüzünü görebilseydi oda incelemek isterdi. Sert ve otoriter sesiyle...

"İncelemen bittiyse, kimsin ne arasın tek başına burada?" diye konuşmuştu.

Duyduğu sözle kendine gelen genç kız,utancından hemen başını yere eğmiş, kolundaki elin gevşediğini hissetmişti. Yakışıklı gencin onu beklediğini anlayınca, boğazını temizleyip cevap verdi.

"Ben çok geç kaldım. Gitmem lazım." deyip yavaş adımlarla genç adamın yanından uzaklaşırken, bileğinden sertçe tutulup aynı yere gelmesi bir olmuştu.

En çokta sorularına cevap alamadığında sinirlenen ağa, burnundan sesli bir nefes verip, kızı eski bulunduğu konuma getirip sözlerine devam etmişti.

"Dur bakalım. Gidebilirsin demedim kimsin dedim?"

Bu duruma iyice sinirlenen kız, ukala gence haddini bildirip "seni ilgilendirseydi zaten söylerdim yabancı, şimdi çekil yolumdan."deyip bileğini kurtarmaya çalışmıştı.

"Dur sakin ol. Birde asiyiz anlaşılan." diyip alay ederken, kendiside bu kızdan ne istediğini bilmiyordu.

Öfkeli genç kız "Sana hemen beni bırak dedim yoksa..."

"Yoksa ne küçük hanım?" diyen genç, iki bileğinden sıkıca tutarak gülmeye başladı.

Bu adamdan kurtuluşu olmayacağını anlayan kız, ayakkabısının ucu ile sert bir tekmeyi bacağına geçirdi. Pek fazla etkisi olduğu söylenemezdi. Hemde hiç, çünki dengesi kaybeden kız ayağının çamurdan kayması ile sırt üstü düşerken, genç adamıda beraberinde çekip üzerine düşmesini sağlamıştı.

İki genç, adeta büyülenmişcesine birbirlerinin gözlerine bakarken, aldıkları hızlı nefesler birbirine karışıyordu. Genç adamın aklında ise sadece bu kızın yüzü vardı. Elini peçesine götürüp açmak isterken, kız onu göğsünden iterek zar zor çamura bulanmış elbisesi ile ayağa kalkıp, arkasına dahi bakmadan o halde yürüyüp gitti.

Tek başına çeşme başında kalan ağa, kızın cesaretine sinirlense de hoşuna gittiği de aşikardı. Hala söylene söylene giden kızın arkasından bakıp...

"Yüzün çok mu çirkinde peçeye saklarsın deniz gözlü?" deyip gülümsemişti.

Ama genç kız dönüp bakmamıştı. Kızdan gelen o çiçek kokusunuda hissetmiş, genç adamda farklı duygular uyandırmıştı. Kendiside ayağa kalkıp üzerini silkeledikten sonra, çeşme başına gelmiş çamurlu yerlerini temizleyip, cebinden çıkardığı mendil ile kurulamıştı. Bir elini pantolonun cebine atan adam, diğer eli ile atının dizginlerinden tutup yol kenarına getirmişti. Tek hamlede üzerine bindiği atın yelesini okşayıp "Umarım, en kısa sürede yine karşıma çıkarsın deniz gözlü ceylan." deyip çeşme başından uzaklaştı.

Melek yaşadığı şoktan bi türlü çıkamamış, üzerindeki çamur deryasına sesli bir küfür savurmuştu. İlk defa bu genç adamın yanında heyecanlanmış, kekeleyip iki kelimeyi bir araya getirememişti. Hoş bu zamana kadar hiç kimseyle bu derece yakında olamamıştı. Hem ukala hem yakışıklı diye düşünürken, bir cesaretle arkasını dönüp baktığında, geride atın bıraktığı toz bulutunu gördü. Yüzündeki gülümseme yavaş yavaş silinirken, aklına gelen korkuyla adımlarını hızlandırdı. Konağın arka kapısından giriş yapan kız, ortada kimseyi göremeyince soluğu kendi odasında aldı. Hemen üzerini çıkarıp kendisini banyoya atan kız, sıcak bir duşun ardından yeşil elbisesini giyip saçlarını kurutmuş ve yatağına sırt üstü uzanmıştı.

"Çok şükür amcama yakalamadım. Eğer beni o vaziyette görseydi, başıma gelecekleri düşünmek bile istemiyorum."diye düşüncelere dalarken, genç adamla yaşadığı o anlara gitmiş, hem sinirlenip hemde kendi kendine gülümsemişti. Kısa bir uykuya geçiş yapan kız, yan odadan gelen seslere kulak vermişti. Evet doğru duyuyordu. Karaduman konağında bir kadın çığlığı, ses her yerden duyuluyordu. Neler oluyor diyerek ayağa kalkmış, yan odanın önüne gelince ahşap gıcırdayan kapıyı açmıştı. Odada olan bir kaç yüz ona dönerken, gördüğü şeyle donup kalan kızın, yengesinin doğumu başlamıştı...

Deli Ağa Tamamlandı...Where stories live. Discover now