0.3 • ariadne

336 28 52
                                    

İyi okumalar!❤️

👽

"Adın ne?" dediğimde onun için hazırladığım sandviçe korkak bakışlar atıyordu. "Seni yemez," dedim sandviç için. "Senin onu yemen gerekiyor."

"Şu ana kadar hep sıvı şeyler tükettim," dedi iri gözlerini kaldırıp bana bakarken. Kısa bir süre dediğini algılayamadan gözlerine bakmaya devam ettim ama anladığımda, benim de gözlerim irileşti. "Ne yani, hayatın boyunca hiç pizza yemedin mi?"

Kafasını iki yana sallayıp dudaklarını büzdü. Sandviçi yavaşça eline alıp uzaylı olan o sandviçmiş gibi bakmaya devam ettiğinde, gözlerimi devirdim.

"Bak," dedim elimdeki sandviçi ona gösterip. Daha sonra o bakarken sandviçi ağzıma götürdüm ve büyük bir ısırık alıp çiğnemeye başladım. Beni dikkatle izledikten sonra kafasını salladı ve sanki çok önemli bir şey yapıyormuş gibi dikleşti ve boğazını temizledi.

Bir anda öne eğilip, "Ya boğazımda kalırsa?" diye sorduğunda, güldüm ama cevap vermeden yemesini işaret ettim. "Boğulursam?"

"Ya yesene," dedim yine gülerek. Üzerine atlayıp yanaklarını sıkası geliyordu insanın. Burnundan derin bir nefes alıp ağzından verdi ve, "Pekala," diye mırıldandı. "Yaparsın bunu."

Gezegenler arası seyahat etmiş bir uzaylıydı ama bir sandviç yemekten korkuyordu.

Benim yaptığımın aynısını yapmaya çalıştığından, alabildiği kadar büyük bir ısırık aldı ve öylece kaldı. "Şimdi ne yapacağım?" dediğinde, kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyordum. Ağzı tamamen doluydu ve dediği şeyi zar zor anlamıştım. "Çiğne," dedim hafif hafif gülerken. Dişlerimi birbirine vurarak nasıl yapacağını gösterdiğimde, yavaşça ağzını oynattı.

Bir kaç çiğnemeden sonra, kaşları havalandı ve gözlerini bana çevirip kaşlarını biraz daha kaldırdı. "Güzel değil mi?" derken hâlâ gülüyordum. Kafasını salladı ve lokmasını yuttuktan sonra bir ısırık daha aldı. "Bir de pizzayı denesen."

"Denerim," dedi omuzlarını silkerek. Omuzlarına yandan bir bakış attı ve sırıttı. "Bu hareketi sevdim," dedi daha sonra. Yapmayı bir iki saattir hiç kesmediğim şeyi yaptım ve yeniden güldüm. Sevdiğini fark etmiştim, sürekli yapıyordu.

"Ee," dedi. "Dünyayı gezdirecek misin bana?"

"Korkarım ki ancak Los Angeles'a yetecek param var," dedim dudağımı büzüp gözlerimi kısarak. "Şu üstümdekileri aldığımız yerdeki kadına verdiğin şey, değil mi?"

"Evet," dedim gülümseyip. Para onun için önemli değildi, insanların şu an uğruna birbirlerini öldürdükleri hiç bir şey onun için önemli değildi.

"Para olmayınca gezemiyor musun?"

"Maalesef," diye mırıldanırken, bunun gerçekten saçma olduğunu düşünüyordum. "Bence de saçma," dediğinde, donakaldığımı hissettim.

"Ne demek bence de? Aklımı falan mı okuyorsun sen?" Kaşlarını çattı ve ardından büyük bir kahkaha attı. Gülüşüne dalmışken, "Hayır tabii ki," dedi ve gülüşünü durdurmaya çalıştı.

"Ama o zaman... nasıl?" Cevap vermedi.

Derin bir nefes alıp, yavaşça geri üfledim. "En azından adını söyle," dedim sabırla. Gözlerini kaldırıp bana baktı ama yine sessiz kaldı. "Pekala. Ben sana bir isim seçerim."

Kaşlarını çattı. "Neden sen seçiyormuşsun?"

"Çünkü sen konuşmuyorsun?" dedim ve telefonumu çıkarıp bir isim sitesine girdim. Alfabenin sırasına göre gezerken, hiç biri ona uygun görünmüyordu gözüme. "Ben de seçeceğim," diye mırıldanıp ayağa kalktı ve omzuma çenesini yaslayıp oradan telefona bakmaya başladı.

alien // bieberWhere stories live. Discover now