21 -Not Meselesi-

Start from the beginning
                                    

"Sıkılınca karalama yapmışlar herhalde." dedi çenesini kaşıyarak. Sonradan sıraya oturup yazdıklarını okumaya başladı.

"Bizim hakkımızdaki düşünceleri yazmışlar lan!" dedi büyük bir tepkiyle. "Hazır olun, başlıyorum." Yalandan öksürüp alnını kaşıdı. Ay benim salak sevgilim! "Dolunay bize göre dünyanın en neşeli ve tatlı insanlarından. Ne derdi kendisi, ha hatırladım, dondurmalar aşkına!" Bu sözden sonra elimi çenemin altına koyup Danla Bilic pozu attım. Ardından Eren okumaya devam etti.

"Eren bize göre dünyanın en maço erkeği. Tavırları biraz çocukçu, ayrıca ibne lan." Bu cümleden sonra kahkahalara boğulan bize, Eren öldürücü bakışlar atıyordu. Alp, kahkahasını yatıştırmaya çalışarak gözlerini kapattı.

"Lan," dedi gözlerini yavaşça aralarken. "Cümle alem ibne olduğunu biliyor."

"Altını oku altını." Berk'in sesiyle hepimiz görüş alanımızı sınıf kapısı olarak değiştirdik. Zümrüt gözlü gamzeli beyimiz sevgilisinin elinden tutmuş, boşta kalan elini de kapıya yaslamıştı. Ne kadar da bad boy bir çocuk! Şaka şaka, iğrenç bad boy.

"Şaka şaka. Eren, bizim gözümüzde adam gibi adam. Kimsenin hakkını yemeyen bir kişiliğe sahip. Korumacı tavrı var, bu da onu güzel kılan özelliklerden. Seviyoruz işte salak grup üyesini." Sonlara doğru gülümseyerek okuduğu cümleler karşısında Alp hızla Berk'in arkasına geçip ellerini çocuğun omuzlarına koydu.

"Sikecek şimdi belamı, koru lan beni!" Berk bu söz üzerine kahkaha atıp başını hayır, beni karıştırmayın dercesine salladı. Alp ise yarar gelmeyeceğini anlayınca hızla benim yanıma koştu. Arkama geçip, ellerini omuzlarıma koydu ve hayvan gibi olan boyunu kısaltmak için dizlerini büktü.

"Koru beni sevgilinin gazabından ey dondurma aşığı insan!" Dudağımın kenarını kibirle kıvırıp başımı olumlu anlamda salladım. Koruyalım bakalım ne kadar koruyabileceksek!

"Bir bok yapmayacağım, duyacağını duydun zaten ödlek." dedi Eren dudağının kenarını havayla kıvırırken. Alp, yavaşça ellerini omuzlarımdan çekip Zeynep'in yanına ilerlemeye başladı. Zeynep, Alp'e Allah belanı vermesin bakışları gönderirken Tuğçe araya girdi.

"Şimdi siz tam olarak ne yapacaksınız?" Eren bir iki adım içerisinde tahtanın önüne varıp sırtını yasladı. Sağ elini cebine sokup havalı havalı gülümsedi.

"Şu koca sınıfı temizleyeceğiz." dedi çok kolay bir işmiş gibi omuz silkerken. Berk, ilk önce sınıfa sonra teker teker bizim yüzlerimize baktı.

"Siz mi? Oğlum ne anlarsınız temizlikten acaba?" Zeynep başını olumsuz anlamda sallayıp sindiği köşesinden çıktı. Sonunda yani, biraz daha söze girmeseydi öldüğünü falan düşünecektim.

"Kanka ben biliyorum, bezle tozlar alınır mesela." diye görüşünü öne sürdü bizim akıllı büyük bir gururla. Hepimiz alayla tebrikler diye söylenip Zeynep'i alkışladık. Bu kızın zeki olduğunu size söylemiş miydim acaba?

"Ben acıktım, kantin kapandı malum. Karşı marketten kek falan almaya gideceğim bir şey isteyen var mı?" Başımızı olumsuz anlamda Tuğçe'nin sorusuna yanıt olarak salladık. Tuğçe, Berk'e öpücük gönderip koşturarak sınıftan uzaklaşmaya başladı.

"Seni çok seviyor." dedim gülümseyerek. Eren, tahtayla olan samimiliğini bozup Berk'in yanına ilerledi ve sırtına vurdu. 

"Tü tü tü, maşallah koçuma! Yeşil gözlü, gamzeli, sarı saçlı kim sevmez bu yakışıklıyı?" Berk gülümseyerek camın önüne ilerledi. Yavaş adımları sonucu cama varmasıyla aşağıdan araba çarpma sesinin gelmesi bir oldu. Bir dakika... 

Sevgili Manyak |Tamamlandı.| (DÜZENLEME)Where stories live. Discover now