29

3K 212 232
                                    

Bir hafta su gibi akıp geçmişti ve Namjoon babasının en güzel arazisine Mi ile kendisi için ev yaptırıyordu. Görünen o ki evi  yaptırmak uzun sürecekti vr Park Jimin, Mi ile Namjoon'u Seul'a davet etmişti, gelmeleri için o kadar ısrar etmişti ki, dayanamayıp kabul etmişlerdi. Zaten Ilsan da yapacak bir işleri yoktu. Ev yapım çalışmaları için gereken tüm malzemeler tamamdı ve işçilerin pek bir şeye ihtiyacı olmuyordu. Namjoon gidip arada evlerinin yapımını izliyordu o kadar.

Yarın sabah 7'de yola çıkacaklardı. Tren 8:15 de kalkıyordu.

"Namjoon laptopın şarjını nereye koydun?"

"Bizim odada çekmecenin üstündeydi"

"Hayır orada yok, nereye koyduysan çabuk bana ver"

Namjoon tısyalarak ayağa kalktı.

"Tamam bakıyorum şimdi"

"Çabuk ol"

"Al burada"

"Nasıl buldun hemen"

"Çekmecenin arkasına düşmüş"

Mi bavullarını hazırlıyordu. Namjoon'un yardım etmesine izin vermemişti çünkü o yardım etmeye kalkarsa her şey daha da karışır ve elbet bir şeyler unuturlardı.

"Bende yardım edeyim işte, kendine çok yükleniyorsun"

"Olmaz sen beni daha çok yoruyorsun, laf anlamıyorsun"

"Pekala sen bilirsin"

Sabah saat 8:15'i gösterdiğinde tren hareket için hazırdı. Namjoon ve Mi'nin bulunduğu kabinde şu an kimse yoktu. Gerçi yoldan başka yolcular alabilirlerdi. Öğlen saatlerinde Seul'de olacaklardı ve onca saat bir kabinin içinde durma düşüncesi ikisi içinde sıkıcıydı.

"Mi sana bir şey sormak istiyorum"

"Sor canım"

"Hiç sevgilin oldu mu?"

"Neden böyle bir soru soruyorsun şimdi, bir şey mi oldu?"

"Hayır, sadece merak ettim"

"Bunu öğrenmek sana daha mı iyi  hissettirecek"

"Belki" dedi ve huzursuzca kafasını önüne eğdi. Mi'yi geçmiş ve gelecek olan her şeyden sakınıp, kıskanıyordu.

"Sevgilim, geçmiş geçmişte kalmıştır, sevgilim olsa da olmasa da şu an bir önemi yok ve olmayacakta. Benim için sadece sen varsın ve seni seviyorum. İkimiz içinde kötü bir durum olmadıkça birbirimizi sevmeye devam edersek seninle yaşlanmak istiyorum"

Mi bir anda nasıl bu kadar romantik olabiliyordu Namjoon'un hiçbir fikri yoktu. Karşılıklı oturuyorlardı. Kalkıp Mi'nin yanına oturdu ve onu kollarının arasına aldı ve alnından öptü.

"Ayrıca hayatımda senden başka hiçbir erkek olmadı, sen ilktin"

.
.
.

Trenin Seul'a ulaşmasına 1 saatten az kalmıştı. Mi Namjoon'un dizinde uyuyordu. Dün resmen kendine eziyet etmişti. Her şey kusursuz olsun istiyordu. Bu durumda her zaman çok yorulmasına neden oluyordu. Namjoon ona daha fazla yardım etmesi gerektiğinin farkındaydı ama Mi nedense bir türlü izin vermiyordu.

"Ne kadar kaldı"

"Uyumaya devam et, geldiğimizde seni uyandıracağım"

Mi sıcaklamıştı, gözlerinin ovuşturarak Namjoon'un dizinden kalktı.

"Bana su verir misin"

Namjoon hemen ayağa kalktı masadaki suyu alıp Mi'ye verdi.

"İçim yanmış"

freedom ; kim namjoon ✓Où les histoires vivent. Découvrez maintenant