Restoreli Eski Bina

2.1K 124 36
                                    

Çok fazla kullanmadığım kitaplarla dolu odaya Çağrı ile beraber girdim. Yüzündeki hüzünlü ifade hafiften dağıldı.

"Ne çok kitap..." mırıldanışını işittiğimde tebessüm ettim.

"Bak orada masa, sandalye var. Biraz konuşalım sonra kitaplara bakarız oradan da kurabiyeler pişmiş mi diye bakmaya gideriz."

"Ne konuşacağız?" Masanın önüne geldiğimiz zaman bir sandalyeye oturdum. Zaten fazla yoktu iki kişilikti. Çağrı karşıma oturunca yüzüme baktı.

"Az önce anlattığın mevzudan ufak bir bahsedeceğiz. Çağan bu yüzden mi seni kimseye bırakmıyordu? Baban yüzünden mi?"

"Aslında babam iyi biriymiş. Yani ağabeyim öyle söylerdi. Annem ölünce çok üzülmüş. Sonra başka biriyle evlenmiş. O yüzden kötü  olmuş. Beni sevmiyor ama ağabeyime de vermiyor. Bu yüzden ağabeyim beni ona verirler diye hep yanında götürürdü. Fakat işleri bazen babam yüzünden kötü oluyor. Bana söylemiyor ama ben anlıyorum. Babam onu kötü adamlara söylüyor. Onlarda ağabeyimle uğraşıyor."

"Nasıl yani?! Baban mı yapıyor tüm bunları... Çok saçma. Bir insan neden kendi çocuğuna kötülük yapar."

"Deniz abla kimseye söylemeyeceksin değil mi? Ağabeyime anlattığımı anlatma sakın. Çok kızar bak. Sana da, bana da. Bir daha beni sana getirmez."

"Tamam Çağrıcığım. Hepsi aramızda söz. Bak bunlar benim senelerdir aldığım kitaplar. Bir kaçı çok eskidi. Çoğunluğu öyle hatta, yinede olsun diğer kitapları okuduysan bunları okuman daha pratik olur. Beğendiklerini seç senin olsun."

"Ağabeyim kızarsa?" Yüzündeki endişeyi dağıtmak için tebessüm ettim.

"Merak etme konuşurum ben onunla. Hadi seç sen."

Çağrı yerinden kalkıp düzenle dizilmiş kitapların yanına gitti. Kitaplara bakmaya başladığında bakışlarımı çekip önüme döndüm. Kafam karışmıştı. Çağan bu karışıklığı giderir miydi orası muamma, yine de şu ilk gündeki yaralanma ve beni kaçırıp yanımda istedikleri şeyler aslında babası yüzündendi. Bundan emindim. Hatta sesini kullanmayı da onun yüzünden bırakmış olabilirdi.

"Çağrı baban seni neden sevmiyor? Nereden biliyorsun? Her baba sever, bazısı göstermez sadece."

"Hayır, sevmiyor. Annemi hatırlatıyormuşum. Ağabeyimle ben anneme benziyoruz. O yüzden."

"Anladım."

Çağrı kitaplara döndüğünde Çağan ile benzerlikleri gözümün önünde belirdi. Yüz olarak anımsatıyorlardı ve davranışlar için de Çağrı daha uyumluydu. Kafamdaki düşünceler dönüp dururken telefonu çıkarıp gelen arama var mı diye baktım. Sessizde kalmıştı. Sesini açıp kenara bıraktım. Çağrı bir kaç kitapla geldiğinde bana baktı.

"Güzele benziyorlar." Kitap kapaklarına tek tek dokunduğumda tebessüm ettim.

"Güzeller. Ben okul harçlıklarımla alırdım. Babam... yani vermezlerdi fazla para. Durum yetmezdi. Kenara koyulanların izleri. En güzeli o oluyor."

"O zaman koyuyorum yerine. Almam doğru olmaz."

"Hayır, öyle bir şey yapmayacaksın. Senin artık onlar. Hediye benden... sadece sen benimle paylaştın ve ben de paylaşmak istedim. Şu an alacak durumdayım. Ve okuduğum kitaplar onlar."

"Yine de belki saklayıp çocuklarına göstermek istersin?"

"Sanmıyorum. Sende kalsa daha iyi. Hatta bir kaç kitap daha alabilirsin. Onlar bitince gelirsin yine."

Karanlığın TutsağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin