❇10.Bölüm❇

1K 125 21
                                    

"Kız vampir olmuyor ama hasta oluyor." dedi Austin huysuzca. Gözlerimi devirdim.

Vampir olmam mümkün değildi. Ama bunun sebebini şuan onlara açıklayamazdım. Açıklasam bile nasıl açıklayacağımı düşünmem, neler diyeceğimi toparlamam için uzun bir süre lazım olacaktı. Ve dolunaya o kadar süre yoktu.

Dolunayın aklıma gelmesiyle dolan gözlerimi saklamaya çalıştım.

O gün kesin olarak ayrılacaktık. İki taraftan biri ölecekti. Kesin olarak.

Bir anda gelen o hapşırma hissi yüzünden elimdeki peçeteyi yüzüme yaklaşırdım. Aniden hapşırmam üzerine tüm bakışları üzerime çekmiştim.

"Ben demiştim havuza girmeyelim diye." dedi Dean huysuz bir şekilde. Sürekli huysuzdu. Bu onu şirin yapsa bile ona bağlanarak çekeceğim acıyı ikiye katlıyordu. Ondan her iki şartta da ayrılacak olmam...

"Huysuz." diye mırıldandım ona ters bir bakış atarken. Dediğimi duymuş olacak ki o da bana aynı şekilde ters bir bakış attı. Kırmızı gözleri ve normal bir insana göre fazla beyaz teni artık beni o kadar da korkutmuyordu doğrusu.

Kırmızı gözlerine bakarken yanıyor olmam korkudan değildi. Onun gözlerinin bende bıraktığı o heyecan beni yakıyordu.

"Ben demiştim sana havuza girme diye." dediği zaman gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Ne vardı yani havuza girmek istediysem? Birkaç gün sonra ölebilirdim ve bu yüzden günlerimi dolu dolu yaşamak istiyordum. Ölüme birkaç gün kalmışken ben yazı nasıl beklerdim? Hem de her halükarda ölecekken? Gözlerim yeniden dolarken Dean konuştu.

"Ne oldu?" dedi, kaşlarını çatarak. Başımı, düşüncelerimi başka bir dünyaya göndermek istercesine iki yana salladım. Hapşırmaktan kızarmış burnumu çektim ve konuştum.

"Yok bir şey." dediğim zaman çattığı kaşlarını kaldırdı ve bana inanmadığını belirten bakışlar atmaya başladı. İnanmamakta haklıydı tabii. Karşısındaki kızın gözleri doluyordu ve neler olduğunu sorunca 'yok bir şey' cevabını alıyordu.

Masum olduğunu düşündüğüm bir şekilde gülümsedim ve inanmış olması için dua etmeye.

"İnanmadım." dediği zaman ufak bir yalan söylemiş olmanın ve bu ufak yalanı söylediğimi yakalamış olmasının verdiği utançla kaçırdığım gözlerimi parmaklarıma diktim. Hasta olduğum için kireç gibi olmuştum!

"Birkaç gün sonra söyleyeceğim." dedim gözlerine bakarken. Gözleri, gözlerime zihnimi okumak ister gibi derin bakıyordu. Bense onun kırmızı gözlerinde yanarak kayboluyordum.

"Nasıl hissediyorsun?" diyerek bakışlarımı Dean'ın gözlerinden çekmemi sağladı Ian. Dean ile olan bu bakışmamızdan rahatsız olmuş gibi bir hali vardı.

Bakışlarım ona döndüğü zaman Dean'a öldürmek istercesine baktığını gördüm.

"İyiyim, sağol." dediğim zaman memnun bir şekilde gülümsedi. Ancak Dean'ın bakışlarından, Ian'ın bana yolladığı o gülümsemeden hoşlanmadığı belliydi.

"Siz biraz çıksanıza." dedi Dean kafasıyla beyaz kapıyı işaret ederek. Ben kaşlarımı çatmış onlara bakarken Ian somurtarak, diğerleri sırıtarak çıktı.

Neden böyle bir şey yapmıştı ki şimdi? Kapının arkasından bakarak neler olduğunu düşünürken bakışlarını üzerimde hissetmeye başlamıştım.

"Ne oldu?" dedim yavaşça ona dönerken. Ona dönünce bir anda dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Dudaklarının soğukluğunda heyecandan kalbimin ritminin değiştiğini fark ederken dudakları dudaklarımı esir alıp narin bir şekilde hareket ederken birkaç saniye sonra ayrılarak nefes almam için süre tanımıştı.

Alnını, alnıma yaslayarak gözlerini kapattığı zaman bende aynı şekilde gözlerimi kapattım. Gözlerimi kapattığım zaman bile karşımda Dean'ı görüyor gibiydim.

Bu garipti. Aynı şey İsabel bana büyü yaparken de olmuştu.

Göğsüm hızlı bir şekilde nefes alıp verdiğim için aynı hızla inip kalkıyordu.

İkimiz de konuşmak yerine susmayı tercih ediyorduk. Susarak çok şey anlatılıyordu çünkü. Konuşarak anlatılamayanlar susarak anlatılıyordu daima.

"Melody..."

İsmimi söylediği zaman ismimin onun dudaklarından bu kadar güzel çıkmasına şaşırmadan edememiştim. İsmimi sevmezdim ki ben.

Herkes ismimin güzel olduğunu söylerdi ama sevmezdim ben. Dean sevdirmeyi başarıyordu galiba bu ismi bana.

Sessiz kaldım ve gözlerimi araladım.

Gözlerimi araladığım zaman onun kırmızılıklarıyla karşılaşınca normale dönmek üzere olan kalbimin ritminin tekrar hızlandığını hissettim.

"Bana anlatabilirsin." dedi saçımı okşarken.

Hayır Melody, ondan etkilenerek cevap vermeyeceksin.

Hafifçe öksürdüm ve sağlıklı düşünmek için ondan biraz uzaklaştım. Derin bir nefes alarak kalbimin ritmini normale getirirken yanaklarımı elimi yelpaze yaparak serinletmiştim.

  Neden yaptığımı anlamış gibi sırıtmaya başladığı zaman konuştum.

"Öğreneceksin zaten. Ama iki gün sonra." dediğim zaman kaşlarını çattı. Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı ve öpecek kadar yakınken bana işkence yapmak ister gibi öpmeyerek konuştu.

"Bana anlatabilirsin Melody." dediği zaman derin bir nefes aldım. Kokusu burnuma dolarken benim sakinleşmek için yaptığım bu eylemin beni daha da heyecanlandırmak dışında bir işe yaramadığını fark ettim.

"Sonra..." dediğim zaman huysuzca geri çekildi.

"İnsan biraz etkilenir. 'Olur Sevgilim' der." dediği zaman ağzım aralandı. Sevgilim mi demişti? Pekala, arkadaş olduğumuz söylenemezdi. Ama bir Clark ile bir Dönüşümcü...
Garipti işte. Clarklar, Dönüşümcüler için dönüştürülecek bir av konumundayken bu şekilde hissetmek...

"Sevgilim?" dedim anlamazca ona bakarken. Kalbim, göğsümü delmek istercesine atıyordu.

"Evet güzelim, sevgilim." dediği zaman bayılacak gibi oldum. Hem güzelim hem de sevgilim demişti! Bu kalbime fazlaydı sanırım.

Etraf kararırken, Dean'ın sesi artık uzaktan gelmeye başlıyordu.

*

"Bir sevgilim dedim bayıldın. Evlenme teklifi edersem kesinlikle kalp krizi geçirirsin." dedi Dean kahkaha atarken. Onun kahkahası kulağıma bir melodi gibi gelirken sinsi bir şekilde konuştum.

"Ya ne kadar kötüsün! Sevgiliye öyle denir mi hiç?" dediğim zaman gülerken bir anda öksürmeye başladı.

"Sevgili?" dediği zaman kahkaha attım. Bana gülüyordu oysa. Onu kendi silahıyla vurmuştum!

"Abi kusura bakma ama ben Melody'nin tarafını tutuyorum." diyen Sean'a baktım ve gülümsedim. O da göz kırpınca Dean konuştu.

"O gözünü oydurtma Sean."

Dean'ın dediği şeyle hepimiz gülerken Sean da sinsi bir şekilde gülmüş ve konuşmuştu.

"Beni güzel bir kıza rezil ediyorsun abi!" dediği zaman Sean'ı dövmeye kalkan Dean'ı Donavan ve Austin zor durdurmuştu. Dylan ise 'tutmayın abimi kavga izleyelim' diyerek ayırmaya tenezzül etmemişti.

Onlarla geçirdiğim anlar bu kadar güzelken ben kararımı nasıl verecektim?

***

1) Bölüm nasıldı?

2) Melody'nin kararı ne olmalı?

3)Dean ve Melody çok tatlı değil mi be?

  Yükselenler içinde #1
  1000 okunma
  Vampir içinde #40

Müthişsiniz💙

Çok uzun konuşmuyorum çünkü uykum var nxkckdkck

Seviliyorsunuz💙

👉İnstagram hesabim:

gizli_yazar01

Avcı |Tamamlandı|Where stories live. Discover now