❇7.Bölüm❇

1.1K 129 40
                                    

7.Bölüm❇ Sorular ve Cevaplar

Gözlerimi açtığım zaman hala bulunduğum odada varlığını belirtmeye çalışan kan kokusu burnuma ulaştı. Gözlerimi kapattım ve bu kokuyu odaklanarak yok etmeye çalıştım. Kokuya hiçbir şey olmadığını anlayınca fazla film izleyip, kitap okuduğum için aklımı yitirme eşiğine geldiğimi anlamıştım. Bir cadı tarafından kaçırılmış, bir dönüşümcü beni öpmüştü. Çoktan aklımı kaçırmış olmam muhtemeldi.

O iğrenç metalimsi koku tekrar burnuma dolduğunda yüzümü buruşturdum ve bakışlarımı kadına çevirdim.

Hala gözlerini boş bir şekilde bir noktaya dikmiş bakıyordu. Gözlerini diktiği noktaya çevirdim bakışlarımı. Kımızı sprey boyayla bir yazıyla yazılmış bir yazı vardı.

' Demek Avcı'yı öldürmek istiyorsun. Senden önce gelip bu yazıyı yazdığıma göre her şeyi biliyorum Meredith.'

Bu ne demekti? Kadın beni öldürmeye çalıştığına göre bahsettiği Avcı ben mi oluyordum? Eğer öyle olsaydım yaşadığım 18 sene içinde fark ederdim. En azından bunun belirtileri olurdu, değil mi?

"Kahretsin!" diye bağıran bir ses duyuldu. Ardından eski tahta kapı kırılmak istercesine açıldı. Karşıma çıkan 20'li yaşların sonundaki kadını bir süre süzdüm. Diğer kadın gibi değildi. Altına siyah deri tayt, üzerine siyah bir tişört ve deri ceket giymişti. Altına giydiği siyah topuklu botlarla nasıl yürüyordu anlamıyordum. O kadar uzun topuklu mu olurdu?

Saçlarını sıkı bir at kuyruğu, gözlerine ise siyah bir göz makyajı yapmış ve kan kırmızısı bir ruj sürmüştü.

Bir de kendime bakınca altımdaki siyah dizi delinmiş taytla, asıl rengi beyaz olan ama kirden griye dönmüş tişörtümle kadının yanında sönük kaldığımı fark ettim.

Yerde yatan kadına bakmadan yanıma geldi ve ayağımdaki ipleri çözerek kolumdan sertçe tuttu ve beni ilerletmeye başladı. Eski tahta kapıdan çıkacağımız sırada ölü kadına baktı.

Kadının boş gözlerinin odağı olan duvara bakınca gözlerini kocaman açtı ve ağzı şaşkınlıkla aralandı.

"Yürü!" dedi beni hızla dışarı çıkarırken. Yorgun olduğum için attığım her adımda bedenim biraz daha ağırlaşırken, bacağımdaki henüz geçmemiş olan yara kaldığım yerden dolayı mikrop kaptığı için ayağımı yere bastığım zaman yaraya iğne batıyormuş gibi oluyordu.

Gözlerimi alan güneş ışığı bir veya iki gündür hiç ışık görememenin etkisiyle karanlığa alışmış gözlerime işkence ediyordu. Bu yüzden kaldığım yer gibi eski bu yolda gözlerimi kısarak ilerliyordum.

Ev sandığım gibi bodrum katı çıkmamıştı. Daha çok bir depo, bir mahzen gibiydi.

Bacağımdaki acı yüzünden dişlerimi sıkarken kız hızlanmam için arkamdan ittirdi. Bacağımdaki yara daha da kötüleştiği ve yorgun olduğum için o ittirdiği zaman dengemi sağlayamadım ve yere düştüm. Yerdeki cam kırıkları yaralı olan dizime batarken çığlık attım. Göz pınarlarımdan süzülmeye başlayan yaşlar çektiğim acıyı ifade etmekte az kalıyordu. Cam kırıkları sağlam olan bacağımda da ufak ama derin yaralara sebep olmuştu.

"Beceriksiz!" dedi ve kolumdan tutarak ayağa kaldırdı. Beni kolumdan çekerek ilerletirken acıyan bacağım yüzünden gözlerimden yaşlar süzülmeye devam esiyordu.

"Hızlan Avcı!" dediği zaman onun kızgın ve aceleci yüz ifadesine kaşlarımı çatarak baktım. İnce kaşları çatılmış, silikonlu denebilecek dudakları sinirle gerilmiş ve gözleri etrafa ateş saçmak ister gibi bakıyordu.

Avcı |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin