❇4.Bölüm❇

1.2K 133 24
                                    

4.Bölüm❇ Kaçırılma

Ne demeye çalışıyordu ki? Ben ne yapabilirdim?

"Anlamıyorum." dedim dirseklerimi dizime yaslayıp başımı ellerimin arasına alırken. "Ben ne yapabilirim ki en fazla? Karşımda Dönüşümcüler, yarı ölümsüz vampirler, kurtlar, cadılar var. Bense bir insanım." dediğim zaman Dylan düzeltmek istercesine konuştu.

"Basit bir insan değilsin." dediği zaman ona ters bir bakış attım. Masummuş gibi Ian'ı işaret etti.

"O dedi." dediği zaman gözlerimi devirdim.

"Anlayamıyorum." dedim. O sırada yanında oturan Dean konuştu.

"Belki de o adamın yangın çıkarıp seni öldürmek istemesiyle İsabel'in söyledikleri bağlantılıdır." dediği zaman kaşlarımı çattım. Söylediği şeyler mantıklı olsa bile mantık hatası yok değildi.

"Ama eğer bilseydi İsabel'in dediğine göre ölürdü." dedim. Donavan ve Austin bana katıldığını belirtirken Dean yeniden konuşmaya başladı.

"Ya bilmiyorsa." dediği zaman kaşlarımı çattım. "Nasıl yani?"

"Ya biri bunu öğrenip ölmeden önce olayı anlatmadan yalnızca seni öldürmesini söylediyse." dediği zaman gözlerimi kapattım ve düşünmeye başladım. Haklı olabilirdi. Söyledikleri mantıklıydı. Ama bir o kadar mantıksız. Benim ne zararım olabilirdi ki? Üstelik biri neden sebebini bile bilmeden onun için tehdit içermeyen birini öldürmek için uğraşırdı ki?

"Hiçbir şey anlamıyorum." dedim yeniden.

"O adamı bulmalıyız." dedi Ian kararla.

"Neden ki? Bulup 'Melody biz de. İstersen öldür' mü diyeceğiz?" dedi Donavan ters bir şekilde Ian'a bakarken.

"Hayır, ondan neler olduğunu öğrenip öldüreceğiz." dediği zaman tüylerimin diken diken olduğunu hissettim. Bu kadar basit olamazdı, değil mi? Bir canlıyı öldürmek... Her ne kadar o beni öldürmeye kalkışsa bile ben o kadar alçak değildim. İntikam, için birini öldürmek yerine onun vicdan azabı çekerek yaşamasını isterdim. Fiziksel acı mantıksızdı.

Hem onu öldüren biz olursak vicdan azabı çekecek taraf biz olurduk.

"Olmaz." dedim sertçe. Tüm bakışların odağı olurken Austin anlamazca sordu.

"Seni öldürmeye çalıştı Melody." dediği zaman omuz silktim.

"Siz de öyle yaptınız." dediğim zaman ortamda soğuk bir sessizlik olurken bu birkaç dakikalık sessizliği bozan Sean oldu.

"Onu öldürmesek bile bize bir daha zarar vermemesini sağlarız." dediği zaman başımı salladım. Başka bir cadı tarafından güçlerinin alınması gibi bir şey olabilirdi. Tabii bu mümkünse.

"Şimdi ne yapacağız?" dediğim zaman Ian konuştu.

"Donavan ile Austin o adamın evini aramaya gitsin. Diğer cadılar gibi ormanda yaşıyor olabilir." dedi, herkesten onayı alınca devam etti.

"Dylan, Sean ve ben de tanıdığım birkaç büyücüye gidip bu konu hakkında bir düşünceleri olup olmadığını soralım. Siz de evde ölmemeye çalışın." dediği zaman gözlerimi devirdim ve konuştum.

"Evde kendi başıma kalabilirim. Dean'ın başımda beklemesine gerek yok." dedim soğuk bakışlarımı Dean'a yollarken. Bana hayal kırıklığıyla baktı ve Austin ile Donavan'ın yanına ilerledi.

"Ben de sizle geleceğim." dedi. Ortamda sessizlik oluşurken ilk önce Sean, Ian ve Dylan çıktı.

Birkaç dakika sonra Austin ile Donavan da çıkınca Dean çıkmak ile çıkmamak arasında kalmış gibi duruyordu. Birden yanıma geldi.

"İçimde kötü bir his var Melody." dediği zaman kaşlarımı çattım. Sanki ölecekmişim gibi davranıyordu.

"Ne olabilir-" diyemeden soğuk dudaklarını, dudaklarıma bastırdı. Hissettiğim şaşkınlık yüzünden hareket dahi edemezken geri çekildi. Alnını alnıma yasladı ve derin bir nefes aldı.

"Ben de kalayım." dediği zaman başımı onaylamazca salladım.

"Hayır, gerek yok Dean." dediğim zaman gözlerinde acı belirdi.

"İçimde kötü bir his var diyorum Melody." dediğim zaman güven vermek istercesine eline uzandım.

"İnan bana Dean, bir şey olmayacak." dediğimde dudaklarını bir kez daha bastırdı dudaklarıma. Karşılık verdikten kısa bir süre sonra geri çekildi.

"Hadi git. Bekliyorlar." dedim ve elini bırakıp geri çekildim. Kendimi boşlukta gibi hissederken huzursuz bir şekilde kapıdan çıktı.

  Birkaç dakika boyunca kapının arkasından bakarken bir anda arkamdan gelen sesle gözlerim korkudan gözlerim açıldı.

"Ah, bende şu romantik sahne ne zaman bitecek diye bekliyordum. İyi ki kalmadı. Yoksa sana olacaklar ona da olurdu." dediği zaman korkuyla arkamı döndüm.

"Kimsin?" dediğimde konuştu.

"Sebep olacağın felaketi durduracak kişi." dediği zaman özgüvenini alkışladım.

"Ciddi misin?" dediğim zaman birkaç kelime mırıldanmaya başladı. Büyüsünün etki etmediğini görünce kaşlarını çattı.

"Nasıl?" dediği zaman ben de kaşlarımı çatmıştım. Nasıl olmamıştı ki?

"Neden olmadı?" dedim, düşmanıma, beni öldürmek isteyen birine bunu sormamın ne kadar doğru olduğu tartışılırdı. Ama şaşırmıştım ve sorabileceğim tek kişi şu anda oydu.

"Bilmiyorum." dedi ardından yüzünde hain bir ifade belirdi.

"Ama bu bizimle gelmeni engelleyemeyecek." dediği sırada arkamdan burnuma bastırılan bir mendil ile kocaman acılan gözlerimi  ona diktim ve gözlerimle beni bırakmasını isterken boynuma sarılan elden kurtulmaya çalışıyordum.

Nefes almamaya çalışsam bile bu olmuyordu.

Etraf karanlığa bürünürken kendimi derin bir uykuya dalıyor gibi hissettim.

Avcı |Tamamlandı|Where stories live. Discover now