''O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkansız olduğunu bile bile 'Sinemaya gidelim mi?' dedi...''
Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü...
Karanlık bir odaya geçiyoruz, yukarıdaki müziği açıyoruz,
ve kendimizi satırlara bırakıyoruz :')
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Günler geçmiş, haftalar dinmiş, aylar silinip süpürülmüş, ayaklanmış şövalye. Küçük kız onun bir parçası olmuş sanki, onu ayakta tutmaya iten tek şey olmuş günler boyunca. Ayaklanır ayaklanmaz küçük kızın babasını aramaya çıkmışlar birlikte. Şövalye arkada, küçük kız önde. Günlerce, gecelerce gezmişler dağ bayır. "Şövalye, babam bana şövalyelerin sihir yapabildiğini anlatırdı. Sen sihir yapamaz mısın? Yapabiliyorsan sihir yapıp bulsana babamı." demiş küçük kız. "Yaparım tabi," demiş şövalye, "Ama sanma ki her giden sihirle döner, sanma ki her dönen sihirle gider. Sihir nedir bilir misin?" Başını kaldırmış küçük kız, umutsuzca bakmış, "Bilirim tabi ya. Sihir bir tozdur. Eline alıp üflersin, dediğin şey gerçek olur." Keyifle gülmüş şövalye. "Bunlar yalan," demiş, "Sihir senin kalbindir. Kalbinin içidir. Kalbinin içinden öyle çok istersin ki istediğin gerçek oluverir birden. İşte gerçek sihir budur." Küçük kız şaşkınlıkla gözlerini açmış, "Nasıl yani, o zaman hepimiz sihirbaz mıyız?" Başını sallamış şövalye, "Evet," demiş, "Hepimiz sihirbazız."
26.Bölüm : Sihirbaz. *Keşke odanda bir akvaryum olsaydı, o akvaryumda bir balık olsaydım ben.*
Lena'yla uyku vakti gelene kadar felenkopla yıldızları izledik. O anlattı, ben dinledim, Ege anlattı, biz dinledik. Sonra Lena esnemeye başlayınca birdenbire hiçbir şey demeden koşarak çıktı odadan.
"Hep böyle yapar." dedi Ege telefonun içinden gülerek, "Uykusu geldiği anda hiçbir şey demeden kaçar odasına gider. Eşek sıpası..." Ekrandaki görüntüsüne baktım, uykulu gözlerine odaklandım... Gülümsedim.
"Biliyor musun... Lena gözlerini senden almış. O baygın etkileyici bakışlar onda da var. İkiniz de her an uyuyabilecek gibi bakıyorsunuz. İnsan çok etkileniyor."
