24.Bölüm : Yalnız Kızın Öyküsü

507K 31.4K 19.4K
                                    


Karanlık bir odaya geçelim ve yukarıdaki müziği açalım :')
Müziğin adı Avi Avital - Lonely Girl.
Ve şövalye kısmını atlayanlar için bu bölümün başındaki şövalye kısmını okumalarını rica ediyorum, bu seferki çok özel çok anlamlı^^
İyi okumalar, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn^^

Ve şövalye kısmını atlayanlar için bu bölümün başındaki şövalye kısmını okumalarını rica ediyorum, bu seferki çok özel çok anlamlı^^İyi okumalar, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn^^

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

24.Bölüm : Yalnız Kızın Öyküsü
*Felenkopla gökyüzünü izleyeceğiz.*

Dağlar ardında küçücük bir kız yaşarmış, bir çobanın kızı... Prenses diye severmiş bu çoban kızını, çünkü kızına göre en büyük kral çobanın ta kendisiymiş. Bir gün çoban hayvanlarını otlatırken bir boğanın saldırısına uğramış nereden geldiği bilinmez, savaşmış çoban, engel olmaya çalışmış. Olamamış, boğa ezmiş geçmiş çobanı, hayvanları başı boş kalmış ve en kötüsü de evde uyurken bıraktığı minicik kızı beklemiş durmuş da bir türlü babasına kavuşamamış. Artık bir babası yokmuş minik kızın, annesi de çok uzun zamandır, doğduğu günden beri yokmuş zaten, artık yapayalnızmış. Tek başına kalmış küçük kız, tek başınadan da öte, bir başına... Günlerce evde bir başına beklemiş, beklemiş de ne gelen varmış ne giden. Açlıktan ölmek üzere sokağa atmış kendini. Minik çiçekli elbisesinin içinde gezmiş durmuş köyünün sokaklarını, ilerlemiş, bir gölün etrafından dolaşmış, yepyeni bir kasabaya köyden hallice bir muhite ulaşmış. Sonra yağmur başlamış, hava soğumuş, koşmuş da ışığı yanan bir evin kapısını zorlamış küçük kız. "Kimsin?" demiş içeriden bir ses, "Benim..." Küçük kız sanki evin içindeki onu tanıyacakmış gibi cevap vermiş, zorladığı kapı mucizevi bir şekilde açılmış içeri düşmüş küçük kız. Karşısında yatağında yatan hasta şövalyeyi bulmuş, şövalye bir elini tüfeğine götürmüş kaşlarını çatıp bakmış bu küçük kıza. "Sen de kimsin!" demiş, "Ben birisiyim." demiş küçük kız, "ismim yok benim, çok üşüdüm." Şövalye kıza endişeyle bakmış, "Annen baban nerededir!" Kız mahcup bir şekilde ellerini kavuşturmuş, "Annem yoktur benim," demiş, "Babam da artık gelmiyor. Ben yalnız bir kızım. Bana yardım eder misin? Çok üşüyorum. Isınıp gideceğim." O an şövalyenin içine öyle bir his doğmuş ki, çocuğu olmadan baba olmuş şövalye tam orada tam o an. Başını sallamış, sertçe de olsa şömineyi işaret etmiş. "Geç, ısın." demiş. Güneşe aşık şövalye şimdi bir başkasının güneşi olmuş onu ısıtmayı kabul etmiş. Küçük kız minnettarmış bu şövalyeye onu evine aldığı için. Yüzüne bakmış gizli gizli, ne kadar da babama benziyor demiş, "Şey," demiş ağır ağır, "Babamı bulabilir misin sen?" Şövalye yutkunmuş. Başını sallamış, "Hele bir ayağa kalkalım... anneni de buluruz gerekirse." O an şövalye küçük kızın gözünde dünyanın en yüce insanlarından biriymiş. Babası küçük kıza annesinin gökyüzünde olduğunu anlatırmış hep, ne yani, bu kocaman adam gökyüzüne çıkıp annesini mi bulacakmış? Biliyormuş o an ikisi de, kader onları birbirlerine baba kız olmak için yollamış. Küçük kız kral babasını kaybetmiş, ama kraldan sonra her zaman şövalye gelirmiş. Ve kader onları bir araya bir arada olmak için getirmiş. Çünkü hep denildiği gibi, "Güzel kalpler hiç yalnız kalmaz, güzel kalpler hep birbirini bulur."

3391 KilometreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin