17.Bölüm : Ben Seni...

545K 32.9K 14.3K
                                    



Müzik : "Cold" - Jorge Méndez


Şövalye gecelerini bir ağacın dalında geçirmiş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şövalye gecelerini bir ağacın dalında geçirmiş. Sırf sis dinsin, yıldızını görebilsin diye. Bir gün ağacın altından bir atlı geçmiş, şövalyeyle sohbete dalmışlar. Sonra atlı "Ne beklersin şövalye?" demiş, şövalye sisin dinmesini beklermiş. "Bekleme," demiş atlı, "iki köy geriden geliyorum, büyük fırtına geliyor buraya. Haftalarca daha dinmez sis, körü körüne karşı dağa geçeceksin. Ama ben gitme derim, önünü göremediğin yola çıkma." Giderim demiş şövalye, atlamış ağaçtan çıkmış yola, körü körüne de olsa önünü görmese de bu yolda ölse de gökyüzünü görecekmiş şövalye. Sevdiğine kavuşacakmış bu yolda. Gözleri umrunda değilmiş.  

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


17.Bölüm : Ben Seni...

Sonra... Sonra... Sonra... Ne garip bir kelime bu, değil mi? Sonra. Küçükken babama her istediğim şeyi söylediğimde "Sonra." derdi bana. Sonra alırız, sonra yaparız, sonra sorarsın, sonra anlatırsın. Sonra... Anlatamadım. Soramadım. Alamadık. Yapamadık. Sonraya atılan hiçbir şeyi yapamadık. Hayatımı hep bu yönde ilerlettim bu zamana kadar, her şeyi sonraya attım, her şeyi öteye attım. İleriyi düşündüm hep, ama ilerleyemedim. Şimdi günler geçti Ege'yle son telefon konuşmamın üzerinden, bir ağacın dibinde oturuyorum yurdumun gerisinde. Her yer karanlık, beni yanımda getirip ağacın dalına astığım el fenerim aydınlatıyor. Düşünüyorum, saatlerdir sadece düşünüyorum burada. Ne yapmalıyım, ne yapmam gerekiyor, Ege'yi kafamdan nasıl çıkarmalıyım? Günler oldu. Tam sekiz gün, ve tek bir haber bile yok ondan. Denedim, onu aramayı denedim. Ona mesaj da attım, ama ulaşmıyor. Belki tüm bu gerçeklerin yanında onunla olamam, ama en azından nasıl olduğunu öğrenmek istedim.

Hayatım on sekiz yıldır dünyanın en sıradan insanının hayatından bile daha sıradan ilerledi. Daha sonra şu son birkaç ayda olan şeyler hayatımın sıradanlığını dibe indirdi. Annemi babamı canlarımı kaybedişim. Ege'nin gerçeğiyle yüzleşmem. Her şey bir anda ve o kadar şok edici bir şekilde gerçekleşti ki şimdi kendimi dalgalarla boğuştuğum bir denizin kıyısına vurmuş gibi hissediyorum. Annem gitti, babam gitti, tüm bunların şokunu atlatamadan Ege'nin şoku geldi üstüne. Tüm bunlar bir kabusu yaşıyormuşum gibi hissettiriyor bana. Kabustan da öte, cehennemin ortasına düşmüşüm gibi. Bir insanın sıradan giden hayatının ortasına bu kadar büyük bir darbe indirilir mi? Tek bildiğim şimdi yapayalnız kaldığım, tek bildiğim Ege Bölgesi'ni kaybetmiş bir Türkiye gibi hissettiğim. Tek bildiğim kalbini, aklını, ruhunu kaybetmiş bir zavallı gibi hissettiğim. Annem aklımdı benim, babam kalbim, Ege de kısa zamanda ruhumun yerine geçmişti. Şimdi hiçbiri yok yanımda, hiçbiri yok hayatımda. Tüm canlarını kaybetmiş bir oyun karakteri gibi hissediyorum. Oyunun sonunda en başa dönmek zorunda kalmış gibi, üstelik şimdi hiç kimsesiz, üstelik şimdi tek başına...

3391 KilometreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin