last dance

308 30 5
                                    

Şarap rengi elbisesi yerleri süpürürken gözleri etrafta geziniyordu. Yerimizi hatırlamıyor olmalıydı, sağ elimi yukarı kaldırıp beni görmesi için salladım. Hızlıca etrafı taramaya devam ederken bana denk geldi ve yüzüne ufak bir tebessüm yerleştirdi. Birkaç adımda tam karşımdaki yerini aldı.

"Lavaboyu bulmak, seni bulmaktan zordu."

Gülümsedim.

Yüzündeki o sevimli ve samimi tebessüm içimi ısıtırken, düşünceler beynimin içine ayrı ayrı köklenip beni mahvediyordu; sadece ve sadece benliğimi lime lime eden bu olaylar topluluğuna karşı gülümsedim.

Ne kadar gerçektik, ne kadar biz olmuştuk? Hepsi belki de bir göz yanılmasıydı. Birine ihtiyacım vardı ve bu eksikliği o doldurduğu için burada, bu zamanda yanyanaydık.

Belki de...

Hala kendime kabul ettiremediğim, ettirmek istemediğim şekilde ben ona aşıktım. Karşımda duruyor, bana o güzel yüzünü çeviriyor, dudaklarını benim için yukarı doğru kıvırıyordu. Sevmek kaçınılmaz, kabullenmek zordu. Zaten kolay olan ne vardı ki benim için?

Beni sevdiğini hissedebiliyordum. Ama biz beraber olamazdık, bunu da biliyordum. Boktan bir durumdu fakat böyleydi. Dünya bunu istemiyordu işte. Tanrı, belki de bu yüzden o bebeği göndermişti. Bana nemli gözleriyle bebeği aldırabileceğini söylediğinde kanım çekilmiş, şaşırmıştım.

Bir çocuk.

Hiçbir şeyden haberi olmadan bir kaza kurşunuyla varolmuș bir çocuk, bebek.

Bir yandan da bencilce davranmış bir adam.

Ve kadın kendinden, hislerinden, hiçbir şeyden emin olmayan korkak bir adam için o bebeği öldürmeyi teklif ediyordu.

Zaten bir enkaza dönmüş hayatımda, bir bebeğin ölümüne sebebiyet veremezdim. Annem küçükken mızmızlandığımda "Bir çocuk üzülürse tüm çocuklar üzülür." demişti.

Ve benim de artık kimseyi üzmeye takatim kalmamıştı.

Sanki düşünceler etrafıma saçılacakmıș gibi başımı iki yana salladım. Hangi ara olduğunu anlayamadığım bir zamanda ayağa kalkmış ve bir elimi Beverly'e uzatırken buldum.

"Hadi kalk, bu son dansımız."

Ne demek istediğimi anlamamıştı veya anlamak istemiyordu. Nazikçe elimi kavradı ve ayağa kalktı. Elbisesinin kuyruğunu usulca düzeltti ve koluma kolunu doladı. Pistte boş bulduğumuz bir yere yerleşirken kulağıma fısıldadı.

"Bu şarkı içimi ısıtıyor." kıkırdadı.

Ve sözler aynen şöyleydi;

"Bu her şeyin sonu olabilir."

Öyle olacaktı da. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 04, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

mrs. fan // hoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin