3,2,1 kiss!

1.5K 175 62
                                    

"Bundan sonraki tüm yeni yıllarda yanımda olmanı istiyorum."

Asansörün duvarına yerleştirilen tuşlardan beş yazana basarken konuştum. Yılbaşı yemeğimizi Miller'lar da yemiştik ve geri sayım için kendi evimize, bir alt kata iniyorduk. Bana cevap vermek yerine "Gerçekten doydum." dedi karnını ovalarken. "Onun bu kadar güzel yemek yaptığını bilmiyordum."

Tırnaklarımla oynamayı sürdürürken asansörün kapısı açıldı ve Calum ilerlerken arkasından onu takip ettim. Elimde sallayıp durduğum anahtarı aldı ve kapıyı açtıktan sonra salona yöneldi. Bense odama gidip pijamalarımı giyindim. Onun yanına döndüğümde gözleri yere dalmış, kesintisiz bir şekilde parkeleri izliyordu. Geldiğimi farkettiğinde başını hafifçe iki yana salladı ve oturduğu yerde dikleşti.

"Özlüyorum." Sessizce konuştuğunda yanına oturmuş ve başımı bacaklarının üzerine yaslamıştım. Elleri saçlarımda, gözleri çam ağacının üzerinde yanıp sönen ışıklardaydı. "Şuan Michael muhtemelen sarhoştur. Luke ve Ashton kız arkadaşlarıyla meşguldür. Birkaç ay öncesinde beraber kutlayacağımıza dair konuşmuştuk ve... Şimdi olanlara bak." Bir şeyler demek için dudaklarımı aralayacağım sırada konuşmaya devam etti. "Sen varsın ama yine de yalnız hissediyorum. Onlara çok alışmıştım. Birden boşluğa düşmüş gibi hissediyorum."

"Onları aramayı hiç düşündün mü?" diye sordum yalnızlığını dolduramadığımı düşünmemeye çalışarak. Koltukta doğrulduktan sonra koltuğun ucunda duran telefonunu aldım ve ona uzattım. "Sinirli olan taraf onlar. Dene hadi, Calum."

Telefona uzun uzun baktıktan sonra yüzünü ellerinin arasına aldı ve minik bir küfür etti. "Sikeyim." dedi birkaç kez tekrar ederek. Telefonunun ekranını açtıktan sonra ona doğru sallayarak dikkatini çekmeye çalıştım. "Bunu yapmalısın yoksa yılbaşı hediyeni unut." dedim fısıldayarak. Gözleri şaşkınlıkla kısılırken hızla telefonu elimden aldı ve rehberinde aşağı doğru inmeye başladı. Bir kedi gibi ona sokuldum ve bu cesaretinden dolayı iyiye gidiyor olduğuna dair kesin bir sonuça vardım. Michael'ın isminin üzerine geldiğinde bir süre bekledi. Aramayacağını, arayamayacağını düşünüyordum. Fakat o ekrana tıkladı ve ayağa kalkarak ne kadar heyecanlı olduğunu gösterdi. Yüzünde korkak bir gülümseme vardı.

"Alo?"

"Calum! Siktir. Sensin dimi? Hadi oradan." Michael bağırarak konuşuyordu çünkü bulunduğu yerin gürültülü olduğunu buradan anlayabiliyordum.

"Seni özledim."

Calum'un sesi titrerken yumruğunu başına yaslamış Michael'ın cevabını bekliyordu. Ben bile heyecanla beklerken olduğum yerde duramaz hale gelmiştim. Calum'un içinde nasıl fırtınalar döndüğünü tahmin edemiyordum.

"Ben de seni özledim sikik." dedi kahkaha atarken. "Seni arayamadım. İzin vermediler. Ashton'dan bahsediyorum. Herneyse. Şuan kapatmalıyım. Seni bulacağım. Sana aşığım. Mutlu yıllar!"

Hat kesildi ve tüm odayı kaplayan sağır edici sessizlik kendini gösterdi. Sevinçle ayağa kalktım ve bir çocuk gibi küçük bir alkış tutturdum. "Tanrım, aradın! Seni seviyor. Michael Clifford'un sesini telefondan duydum. Calum bana bak!" Yüzünü ellerimin arasına aldım ve zorlada olsa bana bakmasını sağladım.

Günler sonra ilk defa böyle gülüyordu.

Kollarını bedenime doladıktan sonra ayaklarımı yerden keserek beni etrafımızda döndürdü. Kahkahalarımız evde yankılanıyordu ve ben bunun sonsuza kadar devam etmesini istiyordum.

Beni bıraktığında birkaç havai fişeğin ani sesiyle irkilmiştim. Halime gülerken elimden tutup beni cama doğru çekiştirdi. Televizyonda yayın yapmakta olan spikerin sesini duyabiliyordum. Geri sayımı başlatmıştı ve heyecanla rakamları söylüyordu.

"3..."

Spiker konuştuğunda Calum onu tekrarladı. Küçük bir çocuk gibi hayranca gökyüzünü izliyordu. Her bir patlamada yüzünü saran renkler vardı ve bir de gülümsemesi.

"2..." diye mırıldandım.

Karşısına geçtim ve onun dudaklarından "1" sayısı dökülürken kelimesini yutmasını sağlayarak ona doğru uzandım. Korna sesleri ve çocukların yılbaşı şarkıları sokağı inletirken benim dudaklarım onunkilerin üzerindeydi. Şaşkın olduğunun farkındaydım. Tepki vermiyordu ve muhtemelen bunu nasıl bir cesaretle yaptığımı düşünüyordu. Fakat bu pekte umrumda değildi.

Calum'u öpüyordum.

Ve, birkaç saniye sonra o da bana karşılık vermeye başlamıştı.

***

Biliyorum çok geç geldi mağlum sınava hazırlanıyorum

Yarın yeni bölüm yazmaya çalışacağım:((((

mrs. fan // hoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin