39. Bölüm: Günaydın HUZUR

1K 26 4
                                    

Gözlerimi açtığımda ilk nerede olduğumu algılamaya çalıştım. Algılamam fazla uzun sürmedi. Yağız hala dizimde uyuyordu. Hemde öyle derin uyuyordu ki hiç kımıldamamış olduğu yerden. Benimse omzum ve boynum tutulmuştu. Ama herşeye değerdi. Fazla kımıldamadan telefonuma uzandım. Damla aramıştı defalarca merak etmiş olmalı. Ama şuan konuşamazdım onunla.

Telefonumu koltuğun üzerine bıraktım ve yavaşça Yağız'ın kafasını kaldırdım. Oturduğum yerden kalkıp başının altına bir yastık koydum. Ayakta bir kaç gerilme hareketi yaptıktan sonra evin haline baktım. Baya kötü haldeydi.

Hemen kolları sıvayıp evi toparlamaya başladım.

...

Yaklaşık 2 saattir evi toplamaya çalışıyorum. Son olarak bulaşıklar kaldı. Onlarıda makineye yerleştirdim mi tamamdır.

Bulaşıkları da bitirdikten sonra Yağız'ın yanına gittim hala derin bir uykudaydı. Kim bilir ne zamandır uyumuyor.

Küçük not kağıdına bir not yazıp başucuna bıraktım. Telefonumuda alıp kapıya yöneldim. Tam kapıyı kapatırken temefonum çaldı. Arayan Damla'ydı. Kapıyı yavaşça kapatıp telefonu açtım.

-Efendim kanka

-Kızım sen nerdesin ya!?

-Burdayım işte kanka noldu?

-Hadi ya!! Kızım bak dalga geçme ora nere?

-Yağız'daydım kanka.

-Ne Yağız mı oha kızım ne işin var Yağız'da.

-Damla şimdi bişey sorma kanka anlatcam herşeyi. Önce eve gitmem lazım sonra her zaman ki yerde buluşalım olur mu?

-Tamam kanka 2 saat sonra buluşuyoruz.

-Tamamdır hadi by.

-Görüşürüz.

Hemen arabaya binip evin yolunu tuttum.

------------------------

DAMLA'NIN AĞZINDAN

Ayy hadi inşAllah. Biz olamıyoruz bari onlar olsun Rabbim n'olursun.

Tam telefonu masaya bırakıyordum ki mesaj geldi.

'Damla nasılsın?'

Kim ki bu numarası kayıtlı değil. Mesaj atmak yerine aradım.

-Alo mesaj atmışsınız ama numaranız kayıtlı değil kusura bakmayın tanıyamadım.

-Damla...

Allah'ım o ses nerde duysam tanırım.

-S-sen...

-Evet ben Damla Emir...

-İ-iyiyim sen nasılsın?

-İyi değilim ben Damla. Seni görebilir miyim?

-Ne zaman hemen mi?

-Evet mümkünse. Müsaitsen yani.

-Şuan olmaz belki sonra. Şimdi kapatmam lazım sonra konuşuruz.

Bişey demesini beklemeden kapattım telefonu. Emir...

Vay be nerden nereye. Var bu işin içinde bişey ama bakalım. Sesi hiç değişmemiş. Hala çok güzel.

Allah'ım n'oluyo bana. Neyse...

Ömer... Ömer mesaj bile atmamış. Helal olsun dicek başka kelime bulamıyorum. Yine yaptı bana yapacağını ve ortadan kayboldu.

Düşüncelerle boğuşurken saat geçmiş. Hemen kalkıp hazırlandım. Ve yola çıktım.

Kafeye geldiğimde henüz Melis gelmemişti. Oturdum ve onu bekledim. Çok geçmeden o da geldi.

-Melisss... Kanka neler oluyor bana anlatcak mısın?

-Anlatcam kanka da önce bişeyler yesek dün akşamdan beri hiç bişey yemedim.

-Tamam kanka.

Garsona seslendik ve siparişimizi verdik. Siparişler geldiğinde Melis'in telefonu titredi. Birinden mesaj gelmiş olmalı. Okudu ve kendi kendine gülümsemeye başladı.

-------------------------

YAĞIZ'IN AĞZINDAN

Uyandığımda Melis evde yoktu. Ve eve şöyle bir baktım bütün evi toparlamış. İstemsizce tebessüm ettim. Başucumda küçük bir not kağıdı gördüm. Üzerinde:

'Seni uyandırmak istemedim. Masanın üzerine birşeyler hazırlayıp bıraktım onları yersin. Bu arada GÜNAYDIN...'

Masanın üzerine baktım. Kahvaltı muhteşem görünüyordu. Hemen telefonumu aldım elime ve Melis'e mesaj attım.

'Sanada günaydın HUZUR'

Bu mesajı yazarken istemsizce gülümsemiştim. Hemen ayağa kalktım. Duş alıp, kahvaltımı yemeye başladım.

-------------------------

MELİS'İN AĞZINDAN

Damla'nın merak dolu gözlerle bana baktığını hissedebiliyordum. Telefonu kitleyip masaya bıraktım. Damla'ya baktığımda 'n'oluyo' dercesine kafasını salladı.

-Anlatcam herşeyi anlatıcam. Ama önce yemeğimizi yiyelim.

-Peki bakalım öyle olsun.

------------------------------

DAMLA'NIN AĞZINDAN

Aklım hala sabahki konuşmada. Emir beni neden tekrar arasın ki. Uzun zaman geçti üzerinden. Pişman olmamıştır umarım.

O değil de Ömer neden bana yazmıyor ya aramıyor bu hiç hayra alamet değil. Yine de hayırlısı bakalım neler olacak.

Evet arkadaşlar 1 günde iki bölüm. Kısa kısa yazıyorum bölümleri çünkü yazmak kolay değil biliyorsunuz. Kafamda net şeyler var ama yine de kurgu istiyor. O yüzden bölümleri kısa tutuyorum. Hemde siz okurken fazla sıkılmayın diye. Neyse vote ve yorum yapmayı sakın unutmayın canlarım. Sizleri seviyorum. Media EMİR.

Gönlümün Kaptanı (edebiyat öğretmenim)Where stories live. Discover now