4. bölüm: Duygularım

5.1K 152 3
                                    

Her şey güzel giderken o lanet yüzüğü görmek zorunda mıydım?

Tamam biliyordum. Onun bir sahibi vardı, başı bağlıydı her neyse ney işte. Siz buna ne demek istiyorsanız artık. Ama benim için hiç sorun değildi. Çünkü ben hiç bir zaman, hiç bir şeyden umutsuz değilimdir. Her şeyi Allah'a bırakırım. Çünkü bilirim ki Allah her kulunun her duasını kabul eder. Ya bugün, ya yarın, ya 1 ay sonra, ya 10 sene sonra hiç farketmez. Eninde sonunda her insan sevdiğine kavuşur. Bu dünyada olmazsa öteki dünyada...

Hemen aşağıda beni bekleyen bababım yanına gittim. Ardından okuldan çıktık ve hastaneye gittik.

Yine gecenin bir yarısı olmuştu ve ben hala onu düşünüyordum. Düşünürken uyuya kalmışı sabah yine annem kaldırdı beni.

Günler geceler böyle geçmeye başladı. Yavaş yavaş tatil günü geliyordu. Bense artık duygularımdan emindim. Bu aşktan başka hiçbir şey olamazdı. Ben Ömer'e aşık olmuştum. Öğretmenim olduğunu bile bile, evli olduğunu bile bile kısacası imkansız olduğunu bile bile. Ama bana göre imkansız diye bir şey yoktu, hiç bir şey imkansız değildi.

Sorun bunu etrafımdakilere nasıl açıklayacaktım. Gerçi kimseye hiç bir şey açıklama zorunda değildim. Ama en azından arkadaşlarımın bunu bilmesi gerekiyordu. En önemlisi bunu kendisinin öğrenmesiydi. Şimdilik hiç bir şeyden haberi olmayacaktı. Belki de ileriki zamanlarda söyleyebilirdim onu deliler gibi sevdiğimi...

Sınavlar bitti ve havalarda iyice ısındı. Artık okulun kapanmasına da 1 hafta kaldı. Ömer hocayı sevdiğimden bir tek Melis'in haberi var. Aleyna'ya henüz söyleyemedim. O biraz daha beklemeliydi.

Herkes tatili heyecanla beklerken, bende yaz tatilini onu görmeden nasıl geçireceğimi kara kara düşünüyirdum. Bu yaz tatili benim en berbat tatilim olacaktı. Bunu tahmin edebiliyordum.

Arada bir kendimi 'yüzünü göremesemde sesini duyabilirim' diye avutuyordum. Çünkü telefon numarası vardı bende. Nasıl bulduğumu sorduğunuzu duyar gibiyim. Aslında benim ki tamamen şans. Bir gün okulda nöbetciyken şans eseri bilgilerinin olduğu bir kağıt geldi elime. Bende ileride belki lazım olur diye bir yere not aldım. Biliyorum yaptığım hiç doğru bir şey değil ama asla ve asla hiç bir kötü niyetim yoktu.

İşte karne günü gelmişti. İşte son kez görecektim onu. Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum. 'Belki karşılaşırdık bir yerlerde' artık bu cümlelerde kesmiyordu beni. Karneleri aldık. Tam çıkışta rastlaştık. Ona doya doya bakmaya çalıştım. Ama nerde ona doymak ne mümkün...

Son kez arkamı dönüp bir daha baktım. Nasıl dayanacaktım 3 ay. Ben yarıyıl tatilinde 15 gün zor dayandım. Geceleri ağlamaktan bittim. O koskoca 3 ay nasıl geçecekti acaba. Bol gözyaşlı, bol uykusuz, bol harap...

İşte okulun kapısından çıkıyordum. Artık onu göremeyeceğim o 3 ay bana her şey haramdı...

Gönlümün Kaptanı (edebiyat öğretmenim)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin