29: "İlk hediye"

39.1K 925 156
                                    


Ertesi sabah uyandığım da yataktan biraz doğrulup karşıma baktım.Baran koltuğa oturmuş bir bacağını diğerinin üstüne atmış, kahvesini içiyor ve gazeteye bakıyordu.yataktan kalkıp Baran'ın oturduğu tekli koltuğun koluna oturdum.

-Günaydın.

-Günaydın,Biraz daha yaklaşsana muhteşem kokuyorsun.
Dedi yaklaştım ve Baran göğsüme başını koydu.

"Kahve kokusunu yağmurdan sonraki toprak kokusunu bir de senin kokunu seviyorum"

-Parfüm kullanmadım ki,muhtemelen kötü kokuyorumdur.
Dedim tişörtümü koklayarak.

-Parfümler midemi bulandır,ben senin kendi teninin o kendine has kokusunu seviyorum.

Ellerimi Baran'ın saçlarına daldırdım ve saçlarını oynamaya başladım.Bugün diğer günlerde yaptığı sıkıcı konuşmalarından da yapmamamıştı,ve onu dinlemiştim normalde o sıkıcı konuşmalarını yaparken ben onu dinlemiyordum.dinliyormuş gibi yapıyordum.küçük bir çocuk olsaydım kulaklarımı tıkardım.aslında sanırım bu tatilin büyüsü eve döndüğümüzde her şeyin eskisi gibi olacağından korkuyorum.

-Saçların uzamış sakalların da beni öptüğünde sakalların batıyor,sakallarını kesmemi ister misin,sana yardım edebilirim hem eğlenceli de olur ne dersin?.

-Neden kötü mü gözüküyorum?.

-Hayır,ama farklılık olur hem sana kısa saç daha çok yakışıyor.

-O zaman sorun yok zaten evet demeni beklemiyordum.Kör olası çekiciliğim.
Dedi saçını yukarı doğru attırarak.

Saçını bir atışı vardı ki asilce.
Daha önce fark etmediğim şeyler gözüme muhteşem ötesi gözüküyordu.
Bakışları tarif edilemez bir şeydi sanki normal dışı bir varlık gibi,ezber bozan.

Baran onu incelediğimi fark etti ve "Neden bana öyle bakıyorsun?" Dedi.

-Bir şey yok aslında sadece daha önce fark etmediğim bir şeyi gördüm...ne kadar yakışıklı olduğunun farkında mısın?.

-Ne sen iyi misin?.
dedi gülerek sonra,
Yüzümü ellerinin arasına aldı,gülen gözlerle bakıyordu.sonra sözüne devam etti.
"Kafanı yoksa bir yere mi vurdun?."
Dedi.
Sonra da anlıma işaret parmağıyla yavaşça vurdu.
Dalga geçmişti benimle.

-Hayır,ciddiydim.
Dedim elini yüzümden çekerek.

-Tabi ki farkındayım ayrıca senin ağzından duymak da hoşuma gitti.

-Bir şey değil.

-Senden önceki hayatım çok karanlıktı tek bir ışık bile yoktu.bir yıldız,ay,güneş bile yoktu benim gökyüzümde.sonra sen geldin ve benim gökyüzümde ki kara bulutları yok ettin.

-Sende benim gökyüzümde bir fırtınasın,bazen beni oradan oraya savuran bazen de bana yağmur getirensin.

Dudağıma yaklaştı ve beni öpmeye başladı ayrılacağım sırada dişiyle alt dudağımı kavradı ben uzaklaşmaya çalışsam da dişleriyle dudağımı çekiyordu ayrılmamam için.

İttiğimde dudağımı bırakmak zorunda kaldı.

-Ne yapıyorsun?.
Dedim.
Isırdığı yere elimi götürdüm elimi çekip baktığımda dudağımın kanamış olduğunu gördüm.

-Bir daha karşılık vermeyip uzaklaşmaya çalışırsan o dudağını hiç bırakmam,koparırım.

-Acıdı ama!.

Zor MafyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin