9: "Yemek"

71.2K 1.9K 340
                                    

Çekildim ve ittim.

-Naptığını sanıyorsun sen!.

-Bundan sonra böyle sana sus dediğimde susmassan öperek susturucağım.

-Ya,şu haline bak sırılsıklam oldun o kadar uğraştığın saçların bozulmuş.
Dedim gülerek.

-Asıl sen kendi haline bak her tarafın çamur olmuş berbat görünüyorsun.
Dedi.
Sonra da Saçını düzeltip somurttu.

-Seni hala affetmedim güldüğüme bakma.

-Şu ana kadar yaptıklarının sorumluluğunu üstlen 

-Ne istiyorsun?.

-Bir yemek yemeye ne dersin?.

-Seninle yemek yiyeceğim çünkü açım.seninle yemek yemeye meraklı değilim yani.

-Öyle olsun.

Arabasına bindi ve ardından bende bindim.

-Senin aptal triplerin yüzünden sırılsıklam oldum. buda yetmezmiş gibi senin çamurun bana bulaştı üstüne üstlük deri koltuklar mahvoldu.

-Sende öpmeye kalkmasaydın o zaman çamur bulaşmazdı.

-Buda benim fantazim.

-Nereye gidiyoruz,peki.

-Eve gidiyoruz bir duş alıp üstümüzü değiştiririz sonrada çıkarız.

Eve döndüğümüzde arabadan inip odama geri döndüm ılık bir duş aldıktan saçlarımı kuruttum ve taradım sonra üstüme bir elbise geçirdim.

Çokta süslenmemiştim günlük giyinmiştim ama bu saatte ne yemeği olurdu onu da bilmiyorum.açık bir yer buluruz herhalde.

Odadan çıktığım an Baranla karşılaştık.
Beni süzüp,

-Çıkalım.
Dedi.

Baran'ı takip ettim kapının önünde başka bir araba vardı.

-Araban nerde?.

-Temizleniyor.

Yine şoförü arabanın içinde hazırdı.arka koltuğa oturduk ve şoför arabayı çalıştırdı.

-Nereye gidiyoruz?.

-Gidince görürsün.

-Benim gömleğimi sen mi çıkardın?.

-Evet.

-Bir daha sakın odama girip yatağımda uyumaya kalkma.

-Bende meraklı değilim senin odana merak etme.

Uykum gözlerimden süzülürken başımı cama yaslayıp gözümü kapadım uyuya kalmıştım.

Birkaç dakika sonra uyandığımda Baran'ın omzundaydı başım.

-Ben buraya nasıl geldim? .

-Ben davet ettim.

-Ne?.

-Saçmalama kızım ya başın düştü bende cama çarpma diye...

-Çok umrundayım sanki.

-Evet değilsin!.

Arabadan indik bir otele gelmiştik.

-Otel ne alaka?.

-Burası benim,yemek yiyeceğimiz bir yer hazırlattım.

Asansöre bindiğimizde suratında tuhaf bir ifade oluştu.

-Ne düşünüyorsun ?.

-Asansör fantazilerim aklıma geldi.

-Sapık mısın?.
Dedim göz devirerek.

-İstersen gösterebilirim.

-Yok kalsın.
Diyerek köşeye gittim.

-Yarın evleniyoruz zaten sonrasında tamamen benim olacaksın!.

-Bana asla dokunamazsın anladın mı?.

-Göreceğiz.
Dediği an asansörün kapısı açıldı laf ağzımda kaldı.

En üst kata çıkmıştık.

-Üst kat neden boş?.

-Bu seni ilgilendirmez.

Nedense otelin üst katında oda vardı ama hepsi boştu ve bazı kişiler hariç çıkış yasaktı.

Bir kapı açtı ve o kapı otelin terası'na çıkıyordu.

Arkasından gittim ve gördüklerime inanamadım.
Her yerde kırmızı güller mumlar böyle kaba birinden böylesine bir şey beklenmezdi.

-S*ktir, bu ne lan sizin yapacağınız işe...

-Sen yapmadın mı?.

-Ben ve sürpriz yapmak beni hiç tanımamışsın.

"Yapsan şaşardım öküz ruhlu" derdim ama diyemedim.

Garson yanımıza gelince hesap sormaya başladı.

-Burası ne böyle böyle vıcık vıcık aşk kokmuş burası,düzeltin şunu.

-Siz karınızla geleceğinizi söylediniz bizde biraz romantiklik olsun diye böyle hazırlattık.

-Neyse önemli değil o kadar uğraşılmış oturmazsak ayıp olur.
Dedim.

-Ben oturmam bu kadar romantiklik beni aşar.

-Beni yemeğe çağıran sendin.

Kısık sesle küfürler saydırarak oturdu.

Yemek yerken koyu bir sohbete başladık.

-Seni tanımak istiyorum demiştim.

-Bende zamanla tanırsın demiştim.

-Ben sana adım atıyorum Baran lütfen kendini geri çekme.

-Tamam madem tanımak istiyorsun başlayalım o zaman.sen hiç ölümün gölgesinde bir hayat yaşadın mı?,Sen hiç birine kurşun yağdırdın mı?.

-Hayır.

-O zaman beni anlayamazsın boşuna çeneni yorma!.

Dedikten sonra masadan kalktı ve manzarayı izliyordu.
Yanına gidip aşağıya baktım.
Esen rüzgar içimi ürpertmişti kollarımı birbirine bağladım.

-Ne oldu üşüdün mü?
Dedi.

-Hayır.

-Al şunu.
Dedi ve ceketini omuzumun üstüne koydu.

-Başıma hasta olma bide zaten yağmurda da ıslandın.
Diyerek de ekledi.

-Teşekkür ederim ceket için.

-Bu kadar ince ve kısa giyinmeseydin üşümezdin.

-Al ceketini istemiyorum. diyerek uzattım.

Bir inceliğin sonunu hep iğneleyici, laf sokucu bir cümleyle bitirmese şaşardım.

Zor MafyaWhere stories live. Discover now