Sen vururken de,öldürürken de güzelsin.

2K 190 261
                                    

Kısa bir bölüm oldu,geri dönüş bölümü oldu.Bir yılı aşkın bir süre için özür dilemenin anlamsız olduğunu biliyorum,yine de özür dilerim.Zor bir yıl geçirdim,sınav yılımdı,çok yoğundum ve kafamı toparlayarak ekranın başına oturmak inanılmaz zordu,defalarca denedim.Hep boşa çabaladım.Burada birileri kaldı mı onu bile bilmiyorum ama yazmayı çok özledim,sizleri de! Kısa bir bölüm olmasının nedeni olacakları bölmemek içindi,diğer bölüm ne demek istediğimi anlayacaksınız.Burada birileri varsa söylüyorum,kemerleri takın ve ada çayınızı alın,semte geri dönüldü! ✨💋🌙

🌕🌖🌗

Hastane odasının penceresinden dışarı bakarken gün batımına karşı gözlerini yumdu Ali,bu odada geçirdiği doksan üçüncü günü de tamamlamak üzereydi.Aldığı nefes ciğerlerine dolarken hastanenin antiseptik kokusuna farkında olmadan alıştığını fark etti.Ardından gözlerini açarak bakışlarını gün doğumuna çevirdi,günlerdir uyuyan Lena'ya.Güzel Lena'ya.

Adımları ona doğru yaklaştı,hareketsizce,hayattan kopuk bir şekilde uyuyan sevgilisini izlemeye başladı.Göğsü yavaşça inip kalkarken günlerdir yaptığı gibi şükretti,en azından hayattaydı.Onunla aynı odada aynı havayı soluyordu,bu düşünce bile yetiyordu ona.Çaresizlik böyle bir şey olsa gerek,diye düşündü.Nefes sesleriyle avunmak...

Elini kaldırdı,saçlarına dokunmak istedi,yüzüne ve ellerine.İpek yumuşaklığındaki saçlarını ellerinde hissetmeyi özlemişti.Cesaret edemedi,ona zarar gelme ihtimali içini ürpertiyordu.Yani,daha fazla zarar gelme ihtimali.

Güzel yüzü ne kadar da solgun duruyordu,sanki ruhunu almışlar da bedenini bu beyaz hastane yatağında bırakmışlardı.Aklından geçen cümleler tüylerini diken diken ettiğinde gözlerini yumdu,bu işkence daha ne kadar sürecekti? Belirsizlikten nefret ediyordu Ali,bir cevap istiyordu,onun iyi olduğunu,iyi olacağını bilmeye ihtiyacı vardı.Yoksa kaybedecekti aklını,savrulup gidecekti bu sonsuz döngü içinde.

Gözleri uzunca izledi onu,ezberlediği yüz hatlarında tek tek dolandı.Gülümsedi,benliğini unutsa dahi bu yüzü unutmayacağından emindi.Dondu bir süre sonra gülümsemesi.

Kaşındaki dikişin sebebi oydu,ayak bileğindeki kırığın sebebi de,hatta hafızasından silinen koca bir senenin de...Hem izlerini silmiş hem de yeni izler oluşmasına sebep olmuştu Ali.Vicdanından önce kalbi sızladı,şu an burada durmaya,onu görmeye bile hakkı yoktu.Zamanında içinde olduğu çukurdan kurtarıp başka bir çukurun içine yuvarlamıştı resmen onu.Aşk bu muydu?

Mavi gözleri yaşlarla doldu,kıpkırmızı olmuştu.Elinin tersiyle yaşların akmasını engelledi,bir de ağlayacak mıydı? Güçlü olması gereken oydu.Onun savrulmaya hakkı yoktu,onun umutsuzluğa düşmeye hakkı yoktu,ağlamaya bile hakkı yoktu. Farkında olduğu şeylerle ağlama isteği daha da kuvvetlendi,içindeki özlem öylesine büyüktü ki bununla nasıl baş edeceğini bilmiyordu.Kimse ona bunu öğretmemişti,fırtına çıkan bir denizde yelkenliyi nasıl idare edeceğini biliyordu,hatta bir yılan saldırısından korunma tekniğini bile.Özleme dair bildiği tek şey ise zaman ilerledikçe çoğalmasıydı,sanki hiç tükenmiyordu.Körükleniyordu daha da,hiç durmuyordu.

Yaşları silip gözlerindeki bulanıklığın geçmesini bekledi,boğazı acıyordu,orada kocaman bir yumru vardı sanki,canını yakıyordu.Kendini böylesine çaresiz hissettiği başka bir an yoktu.Zaman kavramını yitirmeye başladığını hissetti,bu oda dışında dünyadan uzaktı.Bir o kadar da yakındı 'dünya'ya.

Onunla konuşmak istiyordu,duyurmak istiyordu kendini ona.Af dilemeye ihtiyacı vardı,vicdanı için değil,buna gerçekten ihtiyacı vardı.Hayatının geri kalanını Lena'nın ondan nefret ettiğini bilerek geçirmeye dayanamazdı.Gerçekten,ondan nefret eder miydi?

Ay IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin