Sabah Çiçeği

3.9K 304 44
                                    

Bölümlerin arasını az biraz açmayı düşünüyorum,aradaki kısa zaman dilimi beni biraz yoruyor. Yorumlarınız ve desteğiniz için çok teşekkür ederim. Bir de son olarak,artık bir şeyler başlıyor mu ne? Keyifli okumalar dilerim,umarım beklentilerinizi boşa çıkarmamışımdır.💋🎈💕

•••

Turuncu çizgileri olan iki tabağa ikişer tane krep koydum ve fazla sayılmayacak şekilde nutella sürdüm.Bilmiyordum henüz,çikolata seviyor muydu? Ben seviyordum.

Bu eve ilk geldiğimde o krep yapmıştı bana ama onunkiler kadar lezzetli olduğunu düşünmüyordum,ellerimin pek maharetli olduğu söylenemezdi.İçimdeki sevgiyi koyayım desem,zaten onu da fark etmezdi.

Kreplerin yanına salatalık ve domates doğradım,en çok hangisi seviyordu acaba? Marlynn Longston'a göre insanlar ikiye ayrılır: yanınızdakiler ve aklınızdakiler. Bana göre de insanlar şu şekilde ikiye ayrılır: en çok salatalık sevenler veya en çok domates sevenler.

Dolaptan klasik kahvaltılıkları çıkardım.Peynir,zeytin,reçel,bal,tereyağı.Sonra da çayları fincanlara doldurdum.Belki de cam bardakta içmeyi seviyordu? O an Ali'nin hakkında ne bildiğimi düşündüm.Adının Ali olması ve Lena'ya hala tutkulu bir şekilde aşık olması dışında elimde başka bir bilgi yoktu.

Hazırladığım sofraya şöyle bir göz gezdirdim,bence fena olmamıştı? Sırada güzellik uykusunu uyuyan Ali'yi uyandırmak vardı.

Pıt pıt adımlarla salona gittim,onun yatağını işgal ettiğim için yine 'ikea' koltuğunda uyumak zorunda kalmıştı.Gözlerim onu bulduğunda istemsizce bir gülümseme oluştu yüzümde,sadece uyuyarak beni gülümsetmeyi başarıyordu,nasıl bir adamdı bu böyle?

Yakınına yaklaştığımda biraz daha anladım,çok güzel bir adamdı.

Bir elini kafasının altına koymuştu,üzerindeki siyah pikeyi beline kadar çekmişti.Karamel tonlarında olan saçları dağılmıştı,böyle çok sevimli görünüyordu,insan yanaklarını ısırmak istiyordu!

Uyandırmadan önce izlemek istedim onu,yavaşça koltuğun kenarına oturdum,onu uyandırmak istemiyordum.Uykusu hafif miydi acaba? Bunu da bilmiyordum.

Sakalları onu tanıdığım günden beri en uzun halindeydi,yine de sakal formuna göre kısaydı.Kaç kere dudaklarından iz bırakmıştı oraya Lena,kaç kere ellerini dolandırmıştı kim bilir orada? Boğazımda belli belirsiz bir düğüm oluştu,her zaman yaptığım gibi,geri ittim o düğümü.

Göz kapakları içinde bulunan okyanusu perdeliyordu,perdelenmiş bile olsa öyle güzeldi ki.Kıvrık kirpiklerini inceledim,sakallarının bittiği yerleri,adem elmasını,her nefes aldığında sakince inip kalkan göğsünü,pembenin en pastel renginde olan dudaklarını, her zerresini.Tam karnının üzerinde olan elini tutmak istedim,pikenin altına girip yanına kıvrılmak ve kafamı göğsüne koymak.Orada yatarken kalp atışlarını dinlemek ne güzel olurdu oysaki.

Onu izlerken ağlayasım geliyordu.Lütfen,diye mırıldandım içimden.Lütfen seni sevdiğime pişman etme beni.

"Günaydın,Katherine."

Bir anlığına yerimden sıçradım,gözlerini hala açmamıştı.Ne zamandır uyanıktı?

"Nereden anladın burada olduğumu?"

Gözlerini açtı,günüm aydınlandı. "Nefesini duydum."

Başımı iki yana salladım. "Ne zamandır uyanıksın sen?"

Ay IşığıWhere stories live. Discover now