Not Your Enemy ♠Muke♠

Michael, The Cat Is Not Breathing

2 hafta göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş ve o hayat meselesi olan büyük şirket toplantısı Michael'ın götü- ah pardon kapısına dayanmıştı.

Ve bilin bakalım kimin paçalarından aşağıya stres akıyor?

Ah evet Michael!

Geceyi tüm dosyayı yalayıp yutmak ile geçirip sabahına ise sinir krizleri geçirerek evin merdivenlerini bir inip-çıkıyordu.

Bu sırada da Luke kucağında kedisi ile ne olduğunu çözmeye çalışırken sürekli alt dudağını kemiriyordu.

Ah evet Luke, Lucy'i ikna edip minik kediciği eve aldırmıştı.

Luke, yavaşça kedisini zemine bırakıp, mutfakta çoktan hazır olmuş masaya oturup yemek yemeye başlamıştı. Michael hala paranoyaklar gibi elindeki dosyayı kontrol edip birkaç kelime tekrar edip duruyordu.

2 haftadır Luke, Michael'ın odasına gitmiyordu çünkü Michael sürekli çalışma odasındaydı ve Luke tek başına Michael'ın odasında uyumak istemiyordu.

Ve evet 2 haftadır Michael'ın söylediği o şeyi hiç yapmamıştı. Daha doğrusu Michael'dan sonra hiç yapmamıştı.

Bu Luke'a pahalıya patlayacak olsa da yeni yeni alıştığı derslerinden kafasını kaldırıp ona zaman ayırmak istemiyordu.

Mümkünse bir daha yapmak istemiyordu doğrusu.

Her neyse, gidip dün akşam çalıştığı bugün olan konularına tekrar bakıp öğretmeni gelene kadar çalışması lazımdı. (Çünkü her yerde Luke'u inek yaparım çünkü öyle 🤷🏾‍♀️) (Vizyonsuz köpek bir kere de bu çocuğu serseri köpke yap)

Michael toplantının başlamasına 5 saat varken şirkete gitmek için arabasına binip yola koyuldu. Hiç değilse bugün olan ultra önemli toplantıyı mahvetmemesi gerekiyordu. Ofisine girdiğinde toplantı masasının önünde durup birkaç alıştırma yapmaya başlarken götünden terler aktığına yemin bile edebilirdi.

Luke, bugün işleyecekleri konunun üzerinden 3 kere geçtikten sonra öğretmenini beklemeye başladı.-evet Michael öğretmenini değiştirdi artık bir KADIN öğretmene sahip.-

***
(Buraları hep geçiyorum çünkü yazacak bir şey bulamadım artık bitirsem mi ne yapsam 🤔) (2017 saba, 2016 sabadan daha tembel olduğunu kanıtladın tebriks)

Michael eve pili bitmiş bir şekilde girdiğinde oturma odasında koltuğa kedicik ile birlikte uyuyakalmış bir kedi beklemiyordu.

Gülümseyip sessizce kendi odasına çıktı. Üzerindekileri bir çırpıda çıkartıp ılık kısa bir duş alıp kendisini yatağa bıraktı şuan uykuya o kadar çok ihtiyacı vardı ki..

Kralı gelse yataktan kalkmayı planlamıyorken yarım saat sonra Luke kucağında kedisi ile çıkageldi.

"Michael, kedi nefes almıyor." Luke titreyen sesi ile burnunu çekerek söylerken Michael belki de uyuduğu en güzel uykudan uyanıp kediyi kucağına aldığında gerçekten de cansız olduğunu fark etti.

Hızla Luke'u da yanına alıp arabasına binerek en yakın veterinere sürmeye başladı. Fakat yakınlarda lanet olası bir veteriner bulunmuyordu. Biraz daha gaza bastığında Luke'un heyecanlı sesi ile veterineri geçtiklerini fark edip ileriden bir U dönüşü yaparak hızla veterinere girdiler.

Artık sıra ölüm sessizliğinde beklemek vardı. Ve beklemek uykusuzluk demekti.

Evet şuan Michael biraz bencil olabilirdi fakat şu son 2 haftadır toplasa 5 gün uyumuştu ve şuan o lanet uykuya ciddi halde ihtiyacı vardı.