Kitty and Teacher

1K 84 131
                                    

Başlıktan dolayı fesatlaştığınızı hissediyorum....

Michael, ertesi gün eve geldiğinde kapının girişinden tutun merdivenlere kadar çamur içinde olduğunu fark ettiğinde kaşlarını çatarak üst kata doğru çıkmaya başladı. Üst kattan gelen Luke'un sesi ile sesin kaynağına doğru ilerledi.

"Eğer düzgün durmazsan seni yıkayamam kedicik düzgün dur!"
"Hayır bak gitme su çok güzel hadi."
"Yah! Gel buraya şımarık kedi! Lucy seni görmeden temizleyelim!"
"Böyle kalırsan Lucy bana kızar senin de dışarıya bırakır yemek yiyemezsin!"

Michael, banyodaki ıslak ve çamura bulanmış ikiliye bakıp kıkırdıyordu. Fakat Luke bunu duyamayacak kadar meşguldü-kedi ile.

Bir süre ikiliyi izlemeye devam etti. -Lucy'nin bağırmasını duyana kadar.

Aşağıya indiğinde Lucy çamurlu olan zemini gösterip sinirli bir şekilde Michael'a bakıyordu. "Hiç büyümeyecek misin?" Lucy'nin bıkmış sesi ile Michael hiçbir şey yapmadığını belli edercesine ellerini kaldırıp kafasını salladı.

"Ben yeni geldim. Tek bir şey bile yapmadım." Michael konuşurken merdivenlerden minik suçlu beyaz kedi salona doğru koştu. Patilerinin çamur oluşu pek umurunda olduğu söylenemezdi. Arkasından Luke yeşil bir havluyla koşuyordu. "Gel buraya kurulanman gerek! Hayır oraya gitme yine çamur oldun." Luke üzgün bir ifadeyle kedinin peşinden koşarken Michael kahkaha atıyordu.

Lucy ise kalp krizi geçirmek üzereydi. Michael'ın, Luke'u sokakta bulduğunu bilmeseydi ikisinin kesinlikle kardeş olduğunu sanırdı. İkisinde de aynı hayvan sevgisi ve aynı haylazlıklar vardı.

Luke, Lucy'e yakalanmanın verdiği suçluluk duygusuyla kafasını öne eğerken kedi de olduğu yere oturup kendini temizlemeye başlamıştı. "Bu eve bir daha herhangi bir hayvan getirecek olursanız, o hayvanı eve alırken sizi sokağa atarım. Anlaşıldı mı?" Lucy'nin ciddi ses tonu ile ikisi de kafasını sallayıp susarken kedi sanki olayın farkındaymış gibi miyavlıyordu.

"Şimdi, biriniz kediyi yıkayacak diğeri ise burayı temizleyecek. Ben ise gidip kendi evim ile ilgileneceğim. Anlaşıldı mı?" Lucy'nin sözleri ile ikisi de kafasını sallayıp ikisi de kediye yöneldiğinde kedi ufak bir korku ile uzaklaştığında Michael kıkırdayıp kilerdeki temizlik malzemelerinin bulunduğu yere doğru ilerledi.

İçeriden bir kova ve bez alıp oturma odasının çamurlu kısmına doğru ilerlerken, Luke etrafta kediyi yakalamaya çalışıyor, aynı zamanda da etrafı daha da kirletiyorlardı. Michael bir yerlerden temizlemeye başladığında Lucy çantasını almış kapının önünde belirdi. "Siz ikiniz ve sen küçük canavar, yarın eve geldiğimde ne o miniği görmek istiyorum ne de yerdeki çamur izlerini. Anlaşıldı mı?" Lucy'nin sesi ile kedi bile usulca olduğu yerde durup Luke'un onu kucağına almasını bekledi. (Yiceeeeğğğmmm)

Lucy evden ayrıldığında Michael elindeki bezi bırakıp Luke'a gelmesi için eliyle işaret ederek üst kattaki banyoya gitti. Arkasından Luke, kediyi dikkatli bir şekilde kucağından indirmeden Michael'ın peşinden banyoya girdi.

Michael üzerindeki gömleği çıkartıp Luke'un kucağındaki kediyi nazikçe alıp küvetin içine oturduğunda, Luke anlamamış bir ifade ile Michael'ın ne söyleyeceğini bekliyordu. "Eğer bu şekilde yıkarsak kedi sakince durur." Michael Luke'u bilgilendirirken suyu açıp ılıştırmaya çalışıyordu. Luke da küvetin kenarına oturup kediyi yıkaması için Michael'a ne isterse uzatıyordu.

Kediyi zorla yıkamanın ve küçük çizilmelerin ardından minik karnını doyurduktan sonra kedicik güzelce koltuğun köşesinde, Luke'un kucağına kıvrılıp uyumuştu.

Michael bu boşluktan yararlanıp çamurlanmış her bir köşeyi temizlemeye başladı. Bu temizlik olayından az çok anlıyordu ve bu ömrü hayatı boyunca sadece bugün işine yaramıştı doğrusu. Temizlik malzemelerini yerine kaldırdıktan sonra Michael, yavaşça salondaki koltuğa oturup kucağındaki kedi ile kıvrılıp sakince uyuyan Luke'u sessizce izledi.

Not Your Enemy ♠Muke♠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin