ID Card

1K 85 97
                                    

Michael sabah alarm sesi ile uyanıp sersemce kalkıp tuvalete giderken bugün yapacaklarını uykulu beyninde geçirmeye çalışıyordu. İş yerine gidip düzenlenmesi gereken 9 dosyayı aklına getirip yüzünü buruşturarak banyodan çıktı.

Yatakta kıvrılmış olarak yatan Luke'u gördüğünde yüzündeki garip surat ifadesi yerini gülümsemeye alırken giyinmeyi unutup Luke'un yattığı yere eğilerek izlemeye başladı. Huzurla uyuyordu. Luke sadece Michael'ın kollarında güvendeydi. Başka kimsenin yanına gitmesi akla bile getirilemezdi. Bu yüzden bugün Ashton'ı şirkete çağırıp nüfus işini halletmeliydi.

Çöktüğü yerden kalkıp hazırlanmaya başlarken dudaklarından ister istemez minik mırıltılar çıkartıyordu. Giyinip aşağıya inerken kahvaltının eşsiz kokusu onu ele geçirirken mutfaktaki gürültüler kaşlarının çatılmasına sebep olmuştu.

Mutfağa girdiğinde Calum'ın masada oturup yemek yemesi, Ashton'ın elindeki kahve ile Calum'a söylenmesini gördüğünde biraz şaşırmıştı doğrusu. Kaşlarını çatarak masaya otururken Calum bir çocuk edasıyla kafasını sallayarak yemeğini yiyordu.

"Çocuk gibisin sürekli peşinde dolaşıp dikkat etmeni söylüyorum. Dikişlerin acıdığı zaman yanıma gelip ağlıyorsun resmen kendimi senin baban olarak görüyorum azıcık büyüyüp kendine dikkat etsen de bende klinikte seni düşünmek yerine hastalarımı dinlesem olmaz mı Cally?" Ashton'ın yorulmuş sesi her şeyi açıklarken Calum dolu ağzı ile Ashton'a bakıp hafifçe kafa salladı. Ardından dolu olan ağzına birkaç şey daha tıktı.

Ashton, Calum'ın bu hareketi ile nefes verirken kahvesinden bir yudum alıp yutkunarak Michael'a baktı. Michael ise sadece gülümseyerek ikiliyi izliyordu.

Ardından aklına sabahki düşüncesi geldiğinde Ashton'a döndü. "Bugün işin yoksa benimle şirkete gelir misin? Seninle konuşacaklarım var Luke ile ilgili." Michael'ın sözleri ile Ashton gerilirken geçen geceki konuşmaları beyninde dört dönüyordu.

Dalgın bir şekilde kafasını sallarken kahvesinden tekrar bir yudum aldı.

Michael, Calum'ın aksine yavaşça kahvaltısını yaparken Ashton'ın düşünceli yüzüne bakıp neler düşündüğünü tahmin etmeye çalışıyordu. Bu pekte zor değildi doğrusu. Geçen geceki konuşma ile ilgili olduğundan adı gibi emindi Michael.

***

Ofisindeki kağıtlar ve imzalar ile boğuşurken Ashton'ın kapıyı çalması ile ölüm dağından inmiş gibi gülümseyerek Ashton'a baktı Michael.

"Heh iyi ki geldin gel gel otur sana anlatacaklarım var." Michael'ın birden yerine gelen keyfi ile Ashton gülümseyerek siyah koltuklara kendini bırakarak bacak bacak üzerine attı.

"Şey, şu hani sana mahkemeden sonra bahsettiğim konu, Luke'u evlat edinme konusu, onu tanıdıklarla konuşacaktın ne oldu bizim iş?" Michael'ın sözleri ile Ashton biraz da olsa rahatladığını hissetti. Sabah Michael, birden ciddi bir şekilde konuşmak istediğini söyleyince Ashton, Michael'ın Luke'a farklı şeyler yaptığını düşünmüştü.

Neyse ki bu daha katlanılabilir bir şeydi. "Evet, bir kaç üniversite arkadaşımla konuştum. Ama senin illa evli olman gerektiğini söylüyorlar." Ashton'ın sözleri ile Michael sadece düşünceli bir şekilde kafasını salladı. (Ihm, 2017.. Bu bilgi sana nerden güncellendi bilmiyorum ama böyle bir şey gerekli değil be kuzucum)

Bir süre sessizce düşünürken Ashton bu sessizliği beğenmemişti. Çünkü Michael eğer sessiz ve ciddi bir şekilde düşünüyorsa sonucunda hep Ashton sıkıntıya düşüyordu.

Michael sinsice sırıtıp Ashton'a bakarken Ashton korkuyla yutkundu. "Sen ve Calum. Bayadır birliktesiniz değil mi Ash?" Michael'ın sesindeki tonu beğenmeyen Ashton sadece kafasını salladı. "Ee.. Yani bayadır da birlikte yaşıyorsunuz." Michael'ın sözlerine tekrardan kafa salladı Ashton. "Aynı evli çiftler gibi yani." Michael'ın sırıtışı biraz daha büyürken Ashton anlamamakta ısrar edercesine kafasını salladı.

Not Your Enemy ♠Muke♠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin