10. BÖLÜM

507K 14.6K 1.1K
                                    

Şarkı: Marvin Gaye - Lets Get It On

O sabah neyse ki hiçbir kavga gürültü olmadan gayet sakin bir şekilde geçmişti. Emre ve Eylül ahenk içerisinde çalışmışlar ve projeyle ilgili bayağı bir ilerleme kaydetmişlerdi. Öğlen tatiline az bir süre kaldığında Emre hala kod yazmakta olan kıza döndü ve "Bugünlük bu kadar yeter bence," dedi gülümseyerek. Eylül'ün hala ekrana odaklanmış bir halde olduğunu görünce, "Eylül..." dedi ısrarcı bir tonlamayla.

Eylül kendine geldiğinde hızla Emre'ye döndü ve adamın muzip bakışlarını görünce, "Bitti mi?" diye sordu. Gerçek dünyaya dönmeye çalışıyordu. Emre'nin başını olumlu anlamda salladığını görünce laptop'ın kapağını indirdi. "Bugün çok verimli bir çalışma oldu, değil mi?" diye sordu gülümseyerek.

Emre kızın içi gülen gözlerine hayran hayran bakarak "Evet," diye cevapladı. "Bu şekilde devam edersek tahminimce fuardan bir hafta önce bu işi bitiririz." Lafını bitirdiğinde Eylül'ün coşkuyla gülümsediğini gördü.

Eylül yavaş yavaş ayağa kalkarken, "Bunu duymak çok güzel," dedi.

Bir süre sonra "Hafta sonun nasıl geçti?" diye sordu Emre.

Eylül telefonunu alıp Emre'ye döndüğünde, "Çok iyiydi," dedi. Adamdan böyle bir soru beklemediği için kısa süreli bir şaşkınlık yaşamıştı. "Ailem buradaydı. Hafta sonunu birlikte geçirdik."

Emre ailesinden bahsederken Eylül'ün yüzünün ışıldadığını fark etmişti. Kızın ailesine çok bağlı olduğu her halinden belli oluyordu. "Sevindim," diye karşılık verdi. "İnsanın sevdiklerinden uzakta olması zordur."

"Öyle," dedi Eylül. "Ailemden ilk kez ayrı kalıyorum. Onlar için de benim için de alışması kolay bir durum değil." Bir an sonra konuyu değiştirmek isteyerek, "Peki sizin haftasonunuz nasıldı?" diye sordu.

Emre duyduğu sorudan memnun olmuştu. Eylül'ün onu merak etmesi hoşuna gitmişti. "Kardeşim Sıla bendeydi. Dostlarla birlikte keyifli bir Pazar geçirdik."

"Kardeşiniz ayrı evde mi oturuyor?" Eylül sorusunu sordu ama sonrasında çok fazla detaya girip girmediği konusunda tereddüte düştü.

Emre, kızla birlikte toplantı salonundan çıkarken, "Evet," diye cevapladı. "Sıla kendi atölyesine yakın bir yerde oturuyor. Aslında..." Anlık bir es verdi. "Bu şekilde olması hiç içime sinmiyor ama Sıla'ya bir şeyleri kabul ettirebilmek zordur." Hafifçe gülümsedi.

Eylül 'Anladım' dercesine başını salladı. Kapıya yaklaştıklarında "Neyse..." dedi elini gelişigüzel sallayıp. "Ben artık gideyim."

"Görüşürüz Eylül," dedi Emre. Eylül'ün sıcak gülümsemesiyle yüreğinin ısındığını hissetti. Kız odadan ayrılıncaya kadar gözlerini ondan ayırmadı. Yalnız kaldığında ise derin bir soluk verdi. Her şey eski düzenine girdiği için keyifliydi...

Damla akşama doğru CKA'e geldiğinde doğruca yukarı çıktı. Eylül'ün çalışığı ofise girdiğinde ise dikkatini ilk çeken kişi Can oldu. Adam odasındaydı ama kapısı ardına kadar açıktı. Onu görünce yüzünden kısa süreli bir şaşkınlık geçmiş ama hemen ardından dudaklarında hoş bir gülümseme belirmişti.

"Hoşgeldiniz Damla Hanım." Can, krem rengi bir elbise giymiş kızın yanına gittikten sonra "Sizi yeniden görmek çok güzel," diye devam etti.

Damla böylesine sıcak bir karşılama beklemiyordu. Yüzünde hem şaşkın hem de memnun bir ifade vardı. "Hoşbulduk Can Bey. Ben de sizi gördüğüme memnun oldum. Nasılsınız?"

Can iyi olduğunu söyledikten sonra "Yine Eylül'ü almaya geldiniz galiba?" diye sordu.

Damla, "Öyle ama Eylül'ün işten çıkmaya pek niyeti yok gibi görünüyor," dedi. Karşılıklı gülüştükten sonra arkadaşını işaret etti. "Ben... Eylül'e bakayım."

Aşkın Dayanılmaz ÇekiciliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin