"Yükseklik korkun var sanıyordum."

"Üzerine gitmeye karar verdim."

"İyi yapmışsın."

Eve girdiklerinde Atakan'ın hem çalışıp hem dinlenebileceği bir alan olarak düşündüğü evin en büyük odasına geçtiler. Rahat bir köşe takımı pencerenin önüne konulmuş karşısına da şu son çıkan televizyon ünitelerinden biri yerleştirilmişti. Ünite, içinde televizyon olmadan boş bir çerçeveyi andırsa da odaya bir hava kattığı söylenebilirdi.

"Bayağı dizmişsin evi."

"Aslında her şeyi önceden ayarlamıştım. Eşyaları taşıttım o kadar. Bu hengamenin içinde televizyonu kurduramadım ama."

"Güzel olmuş, güle güle otur."

Atakan, içinde bulundukları koşullarda bu sözün sadece söylenilmek zorunda olunduğu için söylenildiğinin farkındaydı. Kendisi de seremoniye uydu.

"Teşekkürler. Bilgisayarı açayım mı?"

"Lütfen."

Cebinden çıkardığı flaş belleği Atakan'ın açtığı bilgisayara taktı Turan Amir. Hemen ardından da konuşmaya başladı.

"Burada göreceklerini dünyada şu an hayatta olan iki kişi gördü; Adelwen ve ben. Sen üçüncü oluyorsun. Görmek istediğine emin misin? Görenlerin yaşam sürelerinin birkaç on yıl kısaldığına dair kötü bir teorim var da. Benim koşullarımda bu pek sorun olmasa da..."

"Benim için de sorun değil" diyerek lafın tamamlanmasına izin vermedi Atakan.

Bilgisayarın ekranına yayılan görüntünün resmi bir rapor olduğunu sandı genç adam. "Martin CHOPER," dedi amiri. "Kaybolan ilk kişi. En azından bizim ulaşabildiğimiz ilk kişi." Raporun tarihini okuduğunda hata olduğunu ümit etti Atakan.

"11 Nisan 2011 "

"Altı yıl önce mi?"

"Ne yazık ki?"

Flaş bellek Martin'den başlayıp Azra'ya kadar uzanan otuz altı kayıp insanın dosyalarıyla doluydu. Ne zaman, nerede ve nasıl kayboldukları; alınan ifadelerin tamamı, çeşitli fotoğraflar... Dünyada şu an hayatta olan sadece üç kişinin gördüğü ise bu kayıpların arasındaki yaş bağlantısıydı. "21. Yaş" bağlantısı... Belgeler Türkçeye çevrilmişti. Bunun Turan Amir tarafından bizzat yapıldığını düşündü Atakan.

"Ne düşünüyorsun?" dedi yaşlı adam. İki saatten fazladır bilgisayarın ekranına bakıyorlardı.

"Organ ticareti yapan bir grup geri zekalıdan çok daha fazlası gibi geliyor." diye yanıtladı komiser.

"Bence de."

"Ne yapacağız?"

"Sana yalan söyleyecek değilim. Hiçbir fikrim yok. Fakat ilk olarak kimseye güvenmeyeceğimizi söyleyebilirim. İkinci olarak tedbirli olmamız gerektiğini söylememe gerek yok herhalde."

Başını salladı Atakan. Hayatı boyunca kelleyi koltuğa çok almıştı ama bu farklı bir durumdu. Bu garip organizasyonu gerçekleştirenlerin kendilerine saldıracakları ortadaydı. Suçu sadece Azra'nın dışarı çıktığını görmek olan bir adamcağıza bile neler yaptıkları düşünüldüğünde bu flaş belleğin varlığından henüz haberdar olmadıklarını düşünüyordu. Turan Amir'in bu kadar belgeyi öldürülmeden toplayabilmiş olmasına şaşırdı. Bu durum işin çözümü için umut vaat etse de komiser kucaklarındaki bu bombanın dünyayı havaya uçurmasa bile ona kayda değer bir zarar vereceğini düşünüyordu. Konuştu;

21. YAŞ "RAFTA"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin